RHAEGAL
"Hadi gidelim sıradaki mücadele bizim," dedi Tessairon.
Bir iç çektim ve yataktan çıkıp, vücudumu esnettim ardından kapıyı açtım. Arenaya doğru yürümeye başladım.
"Ah bu çok rahattı, biraz dinlenmek bana iyi geldi."
Çektiğim uyku düşündüğümden daha iyiydi, her ne kadar öyle bir anı görse bile. Arenaya vardığımda insanlar çoktan heyecanla haykırmaya başlıyorlardı, Jorm ve Orland köşede durmuş bana bakıyorlardı.
Onlara tek kaşımı kaldırıp çarpık bir gülümseme ile baktım, bana bakıp dudaklarını büzdüler ve dişlerini sıktılar.
"Bunlar gerçekten aptal," dedi Tessarion.
"Evet, evet öyleler."
Korsan sahaya indi ve bana bakıp gülümsedi.
"Sıradaki maç başlamak üzere, cılız çocuk ve Aldur arasında olucak."
Aldur önceki savaşın galibi olmalıydı, onun nasıl biri olduğunu bilmiyorum. Tekniklerini veya nasıl savaştığını görmedim bu tamamen benim için güzel bir savaştı.
"Rhaegal," amcam zihin mesajı yolladı.
"Savaşacağın kişi sıradan biri değil dikkatli ol, çok güçlü rakibini hemen yendi. Değeri şuan yetmiş beş milyon."
"Yetmiş milyon mu?!" Bu kadar kazanmak için ne yapmış olabilirdi, rakibine nasıl bir İskence yapmış olabilirdi. Aldur'un kim olduğunu merak ediyordum, korsan yüzümün halini görünce gülümsedi ve yanıma geldi.
"Korkuyor musun?" Yüzünde küçümse dolu bir ifade vardı.
Ellimi kaldırdım ve orta parmağımı gösterdim, korsan bana bakıp kahkaha attı.
"O zaman sıradaki tur başlasın," dedi.
Sahaya uzun saçlı, pis sakalı biri geldi. Büyük geniş bir vücudu, omzundan başlayıp göğsüne doğru giden bir yarası, sırtında uzun bir kılıç ve bir mızrak vardı.
"Aldur ve cılız çocuk savaşı başlasın."
Kara kılıcımı çektim ve rüzgar adımlarını kullanıp saldırıya geçtim. Aldur kılıcını ya da mızrağını çekmedi onun yerine eliyle saldırımı durdurdu.
"Ne?!" Beni geriye doğru fırlattı, rüzgarı kullanıp kendimi hemen düzelttim.
Aniden yanımda belirdi ve mızrağıyla bana saldırdı, kara kılıcım ile engellemeyi başardım ama yinede hasar aldım, neyse ki sıradan bir vücuda sahip değildim.
"Düşündüğümden daha iyisin cılız," dedi.
Gülümsedim, "daha hiçbir şey görmedin."
"Delici kasırga," havanın üç katmanını deldim ve saldırdım. Aldur bundan etkilenmemişti, bu herif neyin nesiydi böyle...
Kılıcını çekti ve iki silahı ile aynı anda saldırmaya başladı, saldırılarını bir şekilde atlatmayı başarmıştım ama göründüğünden daha hızlı bir şekilde saldırıyordu.
Gözlerimle saldırıları takip etmek çok zordu, rüzgarı kullandım ve bir patlama oluşturdum. Aldur geriye doğru savruldu, rüzgar adımlarını yeniden kullanıp arkasına geçmeye çalıştım ama iki silahını ustalıkla sallayan Aldur buna izin vermedi ve beni iki silahının arasına almaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (1. Kitap )
Fantasy(2. Kitap yayında ) Sıradan bir paralı asker olan Edward öldükten sonra edeya kıtasının soylu ailelerinden biri olan Dragonblood ailesinin en küçük çocuğu olarak doğar. Edward yeni yaşamındaki maceraları ve en küçük oğul olmanın getirdiği zorluklar...