RHAEGAL
Silvestia yavaşça gözlerimin önünde öldü, onun böyle ölmesini izlemek nedense hoşuma gitti. Gözlerimdeki ışık sanki yavaşça kayboluyordu.
"Sanki ruhsuz birine dönüşüyor gibiyim."
"Öyle biri değilsin, asla olmayacaksın." Altın ejderham zihin mesajı yolladı.
Bir iç çektim ve kılıcımı Silvestia'nın cesedinden çekip çıkardım. Kılıcımın üzerindeki kanlara baktım, yansımasında Lugia'yı gördüm.
"Mutoh, Lugia böyle konularda nasıldı?"
"Hükümdar her zaman soğukkanlıydı. Bir hareket yapmadan önce düşünür ona göre yeniden hareket ederdi."
Gülümsedim, "sanırım benim tam tersim."
"Hükümdarım, sizin ne yaptığınızın benim için bir önemi yok. Bu yolun sonu nereye giderse gitsin sizi her zaman takip edeceğim," dedi Mutoh.
"Teşekkürler," dedim.
Mutoh öksürdü, "tüm cesetlerle ne yapmamı istersiniz?"
Silvestia'ya baktım, "onları gizle ve buradaki zaman kavramını biraz değiştir. Ben sana haber verdiğim zaman tüm kıta Silvestia'nın ölüm haberini öğrenecek."
"Siz nasıl isterseniz Hükümdar," Mutoh bir mor portal açtı.
Portaldan geçtim ve akademiye geldim, rüzgarı kullanıp akademinin çatısına çıktım. Çoktan hava kararmıştı bile, bu gece olanlar nedense içimde bir boşluk oluşturmuştu.
Hafif bir rüzgar esintisi vardı, uzun saçlarım rüzgarın etkisiyle yüzüme çarpıyordu.
"Bu gece çok sakin ve çok güzel."
Avluda gezen biri vardı, manasına baktığımda bu Bement Avalondu.
"Bu aptal burada ne geziyor?"
Çatıdan hareket etmeye devam ettim, peşinden gittim.
Normal biri gibiydi onu ilk gördüğümden beri çok zaman geçmedi ama eskisinden daha çok değişmişti.Çatının sonuna gelmiştim, Bement yürümeye devam ediyordu. Rüzgarı kullanıp yavaşça yere indim ve onu takip etmeye devam ettim, Bement ilerledi ve akademi'nin arka bahçesine gitti.
Orda devriye gezen Beatrix vardı, yanına gidip ona selam verdi. Ne konuştuklarını duyamıyordum, manamı gizledim ve iyice yaklaşıp ağacın arkasına saklandım.
"Genç Efendi Bement burada ne işiniz var? Dinlenmeniz gerekiyor, çok fazla şeytani enerjiye maruz kaldınız."
"Merak etme ben iyiyim, sen nasılsın? Beni kurtarmaya geldiğini duydum. Sana teşekkür ederim demeye geldim," dedi Bement.
"Ben iyiyim teşekkürler," Beatrix gülümsedi.
"Bu gece planların var mı? Benimle biraz vakit geçirmek ister misin?"
Beatrix çekindi, "aslında şuan devriye geziyorum o yüzden bir yere gidemem. Teklifiniz için teşekkür ederim."
Bement, Beatrix'in elini tuttu.
"Eğer kimse görmezse amcam bir şey demez."
"Genç Efendi lütfen durun."
Artık daha fazla dayanamayacağım, ağacın arkasından çıktım ve öldürme niyetimi gösterdim.
"Rey," Beatrix şaşkınlıkla söyledi.
"Sende kimsin?" Bement sordu.
"Beatrix'den uzaklaş yoksa seni parçalarına ayırıp ejderhama yem ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (1. Kitap )
Fantasy(2. Kitap yayında ) Sıradan bir paralı asker olan Edward öldükten sonra edeya kıtasının soylu ailelerinden biri olan Dragonblood ailesinin en küçük çocuğu olarak doğar. Edward yeni yaşamındaki maceraları ve en küçük oğul olmanın getirdiği zorluklar...