LAENA
Eğitim alanına doğru gittik. Rey disiplin kurulunun üyelerinden biriyle savaşacaktı.
"Bana neden disiplin kuruluna katıldığını söylemedin."
Rey bana baktı.
"Bu çok ani bir karar oldu ve sana bunu açıklamak için fırsatım olmadı." Elini tuttum."Sorun değil. En azından bir daha ki sefere ilk bana söyle." Rey gülümsedi.
"Beni affettin mi?" Kızıl gözleri ile bana baktı. Güldüm.
"Bu seferlik affettim ama bir dahakine affetmeyeceğim." Dedim.Rey birden mutlu oldu.
"Prensesim için bu savaşı hemen bitireceğim." Elimi öptü. Yüzüm kızardı.
"Bunu insanların içinde yapmasan olmaz mı?" Diğer öğrenciler bize bakıyordu.Rey, beni kendine doğru çekti.
"Yoksa utanıyor musun?" Ne yapacağımı bilemedim. Onu geriye doğru ittim.
"Aptal, aptal, aptal, aptal, aptal." Kalbim hızlıca atıyordu. Rey bana bakıp güldü."Sohbetinizi böldüğüm için kusura bakmayın ama buraya odaklanabilir misiniz?" Dedi Jasmine.
"Bana bir şans öpücüğü vermeyecek misin?" Dedi Rey'in yanağını çektim.
"Hayır, sadece git ve kazan o zaman belki olabilir." Rey yanağını okşadı."Merak etme zaten kazanacağım." Dedi.
RHAEGAL
Johan ile karşı karşıya geldik. Kılıcını çekti. Bende kılıcımı çektim ama kınından çıkarmadım.
"Öyle savaşcağın için pişman olucaksın." Johan benimle dalga geçti."Sen mi? Dene bakalım." Diye alay ettim. Johan dişlerini sıktı ve hızlıca saldırdı.
"Çok yavaş." Diye düşündüm. Saldırısını karşıladım.
Ard arda saldırdı ama saldırıları çok yavaştı."Beni böyle yenmeyi mi? Düşünüyorsun." Johan dahada hızlandı ama saldırıların hepsinden kaçındım.
"Sadece kaçınarak beni yenemezsin." Dedi Johan.Johanı görmezden gelip kaçınmaya devam ettim.
Laena'ya dönüp ona göz kırptım. Bana gülümsedi.
Öğrenciler daha fazla toplanmaya başladılar.
Johan kılıcına alevler uyguladı."Sanırım ciddileştin." Diye alay ettim. Johan'ın saldırıları çok belliydi ve çok fazla açık noktası vardı.
Müdür Tairel balkondan bizi izliyordu. Bana bakıp güldü.
"Sıkıldım." Sağ ayağına kara kılıcımla vurdum."Eğer kılıcım kının'da olmasaydı. Tek ayak gezecektin." Johan saldırının ağrısı ile ayağını tutuyordu. Rüzgar adımlarını kullanıp arkasına geçtim.
"Naber." Johan beni arkasında fark edince şok olmuştu.Geriye doğru kaçtı ama bu sefer saldırısı sırası bende.
Her saldırımda johan geriye doğru gitmeye başladı.
"Disiplin kurulu bu kadar zayıf mı? Akamedi sizin elinizde güvende hissediyor mu?" Alaycı bir şekilde güldüm. Jasmine'nin sinirlendiğini hissedebiliyordum.Yeniden vurdum geriye doğru gitti. Rüzgar adımlarını kullanıp arkasına geçtim. Ayağına doğru hızlıca kılıçla vurdum. Johan hareketimle yere düştü.
"Ben kazandım." Kılıcımı boğazına dayadım.Kılıcımı omzuma attım ve sahadan çıktım.
"Bekle." Jasmine arkadan seslendi. Kısa pelerinini çıkardı ve kılıcını çekti.
"Öyle laflar ettikten sonra arkanı dönüp gidemezsin." Gülümsedim.
"Gel bakalım."Birbirimize saldırdık.
"Johandan daha güçlüsün ama yinede zayıfsın." Jasmine sözlerim karşısında sinirlendi ama elinden birşey gelmiyordu.
"Gel bakalım." Jasmine buzdan sarkıklar yolladı.
Saldırılarını atlattım.Etraf soğuk olmaya başladı. Buzlar etrafımı sardı.
"Sanırım bu tehlikeli olucak." Diye düşündüm.
Ayaklarım donmaya başladı.
"Artık sesin çıkmıyor." Jasmine gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (1. Kitap )
Fantasy(2. Kitap yayında ) Sıradan bir paralı asker olan Edward öldükten sonra edeya kıtasının soylu ailelerinden biri olan Dragonblood ailesinin en küçük çocuğu olarak doğar. Edward yeni yaşamındaki maceraları ve en küçük oğul olmanın getirdiği zorluklar...