URAVİS
Antremanım bugün geç bitmişti, babamın azarlamasından sonra ceza olarak daha fazla antrenman yapmıştım, tüm vücudum artık ağlıyordu.
"Bugün hemen bitmeli, Rey'e geç geleceğimi söylemedim. Bu saatte uyumuş olmalı," diye düşündüm.
"Ejderha çocukla düşündüğümden daha çabuk yakınlaştınız," dedi Argilark.
"Evet ve bu iyi bir şey değil mi?"
"Senin açından iyi bir şey, ama benim açımdan sadece benden uzaklaşıyor gibisin."
Yüzümde bir gülümseme oluştu, "yoksa birileri kıskandı mı?"
"Hayır," Argilark sert bir şekilde söyledi. Ardından biraz ses tonu değişti, "belki birazcık."
Anka kuşuma gülmeye devam ettim, beni kıskanacağını düşünmemiştim.
"Merak etme, sen her zaman benim için birinci sıradasın."
Argilark gülümsedi, yatakhane'nin kapısını açtım, derin bir sessizlik vardı. Herkes çoktan uyumuştu, hızlıca odama doğru gittim. Kapıyı yavaşça açtım böylece Rhaegal'ı uyandırmamalıydım.
Yatağından olduğunu gördüm - hayır. Bu Rhaegal değildi, onun bu kadar uzun saçları yoktu. Yavaşça gittim, gördüğüm kişi kesinlikle müdür Tairel'in kızı Luna Avalon'du.
Derin bir nefes aldım ve yavaşça odadan çıktım, kapıyı kapattım.
"Az önce ne gördüm ben öyle?" Kalbim yerinden çıkacak gibiydi.
"Hayır, bir kızla aynı odada kaldım. Annem görürse beni öldürür - hayır. Annem burada değil o yüzden bir şey diyemez. Ama o kız müdürün kızı, ya beni yanında gördüyse az önce bir suç mu işledim?"
Kafamda bitmek bilmeyen sorular oluştu, ne yapmalıydım. Kapıyı yeniden araladım ve baktım, Luna derin bir uykudaydı. Beni fark etmiş olamazdı.
Kapıyı kapattım, "ne yapacağım?"
"Sakin ol, bir sorun çıkmayacak." Anka kuşum zihin mesajı yolladı.
Yutkundum, "umarım öyle olur. Ayrıca neden bizim odamızda ve neden Rhaegal'ın yatağında uyuyor?"
Bu çocuk kaç kızla birden takılıyordu, onun disiplin kurulunun liderinin peşinden koştuğunu sanıyordum.
"Müdür Tairel görmeden burdan uzaklaşmalıyım,"
Hızlıca yatakhaneden dışarıya çıktım, kendime uyuyacak başka bir yer bulmalıydım ya da Rhaegal'ın gelmesini beklemeyecektim.
"Tanrım, umarım bir sorun çıkmaz."
RHAEGAL
Tairel'i bu kadar genç görmemiştim, yüzünde bir gülümseme vardı.
"Beni içeriye davet etmeyecek misin kardeşim?" Dedi.
Teson yutkundu ve içeriye girmesi için çekildi, Tairel içeriye girdi. Etrafı dikkatlice incelendi, ardından sırıttı.
"Sana yakışacak bir yerde yaşıyorsun, seni bulmam ne kadar uzun sürdü haberin var mı?" Dedi.
"Ne istiyorsun Tairel."
"Demek bana artık Tairel diyorsun, genç efendiye ne oldu?"
Tuson ellerini sıktı.
"Merak etme buraya konuşmaya geldim," dedi Tairel.
Tuson oturması için işaret etti, birlikte karşılıklı oturdular.
"Sandalyeler çok rahatsız edici," Tairel tiksinti ile söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (1. Kitap )
Fantasy(2. Kitap yayında ) Sıradan bir paralı asker olan Edward öldükten sonra edeya kıtasının soylu ailelerinden biri olan Dragonblood ailesinin en küçük çocuğu olarak doğar. Edward yeni yaşamındaki maceraları ve en küçük oğul olmanın getirdiği zorluklar...