RHAEGAL
Korsan yanıma indi ve beni yerden kaldırdı.
"Güzel savaştın çocuk, silahının değişken bir eser olduğunu bilmiyordum," merakla kara kılıcıma baktı.
"Aslına bakarsan bende bilmiyordum," dedim.
Ayağı kalktım ve vücudumu esnettim, tüm vücudumda büyük bir ağrı ve baskı vardı.
"Sen iyi misin?" Korsan sordu.
"Bu seni ilgilendirir mi? Sadece görevini yap daha fazla ayakta beklemek istemiyorum."
Korsan gülümsedi ve seyircilere döndü, "bildiğiniz gibi ikinci aşamaya geçtik ve artık fazla kişi kalmadı. Bunun anlamı artık öldürülen kişilerin değeri öldüren kişiye geçiyor. Buda demek oluyor ki cılız çocuğun değeri yüz yirmi beş milyon oldu."
İnsanlar sessizce birbirlerine baktı, bu kadar para kazandığıma ben bile inanamıyordum. Onların bu kadar şaşırması normal bir durumdu.
"Pekala ben gidiyorum," köşeye doğru yürüdüm.
Jorm bana baktı, "demek bir kalıntı kullanıyorsun."
"Neden sen kullanmıyor musun?"
Jorm gülümsedi, "öyle şeylere ihtiyacım yok."
"Seninle savaştığımda ihtiyacın olucak," dedim.
Orland kahkaha attı, "onun kazanacağını kim söyledi? Beni hafife mi alıyorsun?"
Gülümsedim, "bakalım ikiniz arasında en güçlü kim? Hanginiz rakibim olmak için değerli merak ediyorum."
Orland yanıma yaklaştı ve gözlerini kısıp bana sertçe baktı.
"Burdan ben galip ayrılacağım, sizin gibi piçler değil."
"Bir piçi hafife almamalısın," diye alay ettim.
İnsanlar heyecanla sıradaki maçı bekliyorlardı, bende bir an önce bu maçları bitirip eve geri dönmek istiyordum. Vücudumdaki ağrılar geçmek bilmiyordu, bu iki aptalı baş başa bıraktım ve köşede yalnız başıma oturdum.
Meditasyon pozisyonuna geçtim gözlerimi kapattım ve derin bir nefes alarak yeniden Kaos Mührünü kullandım.
Gözlerimi açtığımda muhteşem bir manzara karşıma çıktı, her yerde Kaos ve Kutsal enerji vardı. Hepsi onları uyum içinde hareket ettirmesini sağlayan ise manaydı.
Kutsal enerjiyi bedenime çekmeye çalıştım, yeşil parçacıklar etrafımı sardı. Vücudum iyileşmeye başlamıştı, tıpkı bir anne kucağı gibi rahat ve huzurlu hissettiriyordu.
"Bu çok güzel..." çekirdeklerim parlamaya başladı, beşinci yıldızım neredeyse oluşmuştu.
"Böyle giderse yıl bitmeden yapabilirim," Kaos Mührünü kapattım ve ayağı kalktım.
Sıradaki mücadele Jorm ve Orland arasındaydı, nasıl geçeceğini merak ediyordum. İkiside güçlüydü, büyük ihtimalle savaş en sonunda dayanıklılık savaşına kalıcaktı. Eğer öyle olursa Jorm kesinlikle kazanacaktı, Melez olması hala onun için büyük bir avantajdı.
Korsan aşağıya indi, "sıradaki mücadele başlasın."
Orland ve Jorm arenaya doğru ilerledi, ikiside birbirlerine tuhaf bir şekilde bakıyordu.
"Başlayın," korsan bağırdı.
Jorm mızrağını alevler ile kaplayıp saldırıya geçti, Orland üzerine doğru ipler yolladı ve mızrağı sardı. Jorm mızrağını çekmeye çalıştı ama bir işe yaramadı, alevler nedense ipleri yakamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (1. Kitap )
Fantasy(2. Kitap yayında ) Sıradan bir paralı asker olan Edward öldükten sonra edeya kıtasının soylu ailelerinden biri olan Dragonblood ailesinin en küçük çocuğu olarak doğar. Edward yeni yaşamındaki maceraları ve en küçük oğul olmanın getirdiği zorluklar...