RHAEGAL
Durmadan gelen paralı askerlerin hepsini teker teker dövdüm, sonları gelmiyordu resmen, Kevin zaman içinde baya güçlenmiş demek ki.
"Bu kadar yeter," ilerden güçlü bir öldürme niyeti geldi. Öldürme niyetinin geldiği yere doğru döndüm.
Yüzümde bir gülümseme oluştu, sonunda onu deliğinden çıkarmayı başarmıştım, zaten devasa olan cüssesi daha da büyümüştü. Karşımda bir dev olduğunu söyleyebilirdim."Sonunda deliğinden çıkmayı başardın."
Eğitmen Kevin ile karşı karşıya geldik, kısık gözlerle bana baktı.
"Seni tanıyor muyum?"
"Demek sana demir çivi sapladığım zamanlar hemen unuttun."
Eğitmen Kevin bunu duyduğunda anlık bir şok geçirdi, ardından ağzını açtı ama sesini çıkarmadı.
"Bu kadar çabuk unuttuğuna inanamıyorum, gözünde o kadar değersiz miydim?" Diye alay ettim.
Eğitmen Kevin etrafına baktı ardından yeniden bana döndü.
"Başka bir yere geçip konuşalım," dedi.
Erza'ya döndüm, gelmesi için elimi kaldırdım. Erza hızlıca yanıma geldi. Eğitmen Kevin onu tanımıştı ama yinede onu görmezden geldi.
"Beni takip et."
Eğitmen Kevin'ı takip etmeye başladık, yıllarımın geçtiği yere dikkatlice baktım. Burası son gördüğümden beri çok değişmişti, ana bina daha büyük hale gelmişti ve daha güzel şekilde yapılandırılmıştı.
"Burayı kendi zevkine göre inşaa ettiğine inanamıyorum, tam senden beklenilecek hareket."
Eğitmen Kevin sesini çıkarmadı ve yürümeye devam etti. Ana binadan içeriye girdik, üst kata doğru çıktık. Paralı askerler bize bakıyordu, özellikle Erza'ya.
"Bir sorun mu var?" Öldürme niyetimi gösterdim.
"H-hayır, bir sorun yok." Dediler ve hızlıca uzaklaştılar.
"Yanımdan ayrılma yoksa bir kaçını öldürmek zorunda kalacağım."
Erza hızlıca başını salladı. Eğitmen Kevin'ın odasının önüne geldik.
"Kız dışarıda kalsın, seninle özel olarak konuşacağım."
"Erza burda bekle, bir şey olursa hemen beni çağır."
"Tamam, Amca."
Odaya girdik Tessarion, Erza'nın gölgesine geçti. Eğitmen Kevin koltuğuna geçip oturdu bende onun yanındaki koltuğa oturdum.
"Gerçekten sen misin Ed?"
Gülümsedim ve ayaklarımı üst üste attım.
"Kesinlikle bu sensin," dedi Eğitmen Kevin.
"Reankarne olduğuna inanamıyorum."
Eğitmen Kevin dikkatlice bana baktı.
"Haklısın, bende inanmadım ama bak şimdi kıtadaki en prestijli ailelerden birinin en küçük çocuğu olarak yeniden doğdum."
"Hangi aile?"
Eğitmen Kevin'a gülümsedim ve aura'mı şekillendirdim. Eğitmen Kevin şaşkınlıkla baktı.
"Dragonblood... seni şanslı hergele."
"Efendi Uravis'in heyecanla bahsettiği ve benim kılıç tekniklerimi kullanan ejderha... Altın ejderha."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (1. Kitap )
Fantasy(2. Kitap yayında ) Sıradan bir paralı asker olan Edward öldükten sonra edeya kıtasının soylu ailelerinden biri olan Dragonblood ailesinin en küçük çocuğu olarak doğar. Edward yeni yaşamındaki maceraları ve en küçük oğul olmanın getirdiği zorluklar...