RHAEGAL
Wikir hala bana ısrarla anlatmaya çalışıyordu ama pek umrumda değildi, önümdeki pişmiş tavşanların üzerinden kumları döküp yemeye devam ettim.
"Hala dediklerime inanmıyor musunuz?" Dedi Wikir.
"Hayır, hala inanmıyorum."
Tavşan etlerini yiyip bitirdim, karnımı doyurdum ve vücudumu gevşettim.
"Uyku vaktim geldi, biraz uyuyacağım. Sende gidicek misin? Yoksa kalıcak mısın?"
Wikir bir iç çekti ardından ciddileşti. "Sonraki kata nasıl geçmeyi düşünüyorsunuz?"
"Güzel soru bunu yarın bulacağım."
Tessarion'un yanına uzandım ve sarıldım, kanadıyla üzerimi kapattı.
"Ama efendim, bunu yapmalısınız bu sizin göreviniz."
Bir iç çektim, Tessarion'un kanadını kaldırdım.
"Bak dostum beni öyle işlere bulaştırma benim tek görevim kendimi geliştirmek bundan başka görevim yok. Sana savaşın bitmesinin yolunu söyleyeyim mi?"
Wikir heyecanlandı, "evet."
"Savaşın bitmesinin tek yolu iki taraftan birinin yok olmasıdır."
Wikir sessiz kaldı, Tessarion'un kanatlarının arasına yeniden girdim.
Bir iç çektim, "tamam, yarın oraya gideceğim ama benden pek bir şey bekleme ben bile ne yapacağımı bilmiyorum çünkü."
"Sizin gelmeniz bile bizim için bir onurdur," dedi.
"Tamam uyuyalım, yeter."
Uykuya daldım, düşündüğümden daha huzurlu şekilde uyuyordum. Tüm vücudum daha önce hiç bu kadar iyi hissetmemişti.
"Hey!!" Aniden uyandırıldım.
"Ne oldu!!" Yerden fırladım, Tessarion yanımda değildi, onun kanatlarının arasında uyuduğumu çok iyi bir şekilde hatırlıyorum.
"Tessarion neredesin!!" Etrafıma baktım, onu göremedim. Daha gündüz olmamıştı, havada kapalıydı. Yıldızların hakim olduğu gökyüzü çok güzel görünüyordu.
"Buradayım sakin ol, çok mu ses çıkardık?" Dedi.
Tessarion gökyüzündeydi, Wikir ise balina formunda altın ejderhama su fırlatıyordu.
Bir iç çektim ve kendimi yere attım. "Şu iki aptal," dedim.
Üzerime doğru büyük bir su topu geldi, rüzgarı kullanıp su topunu tuttum.
"Wikir ne halt yiyorsun!!" Diye bağırdım.
Ama Wikir endişeli bir şekilde bana bakıyordu, aslında bana bakmıyordu arkama bakıyordu.
Yavaşça arkama döndüm, büyük bir balina bana bakıyordu. Wikir'den daha büyüktü ve öfkeliydi.
"Bir sorun mu var şisko balık?" Dedim.
Balina öfkelendi ve üzerime doğru sudan oluşan yılanlar yolladı.
Kan alevlerini kullanıp saldırıları durdurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (1. Kitap )
Fantasy(2. Kitap yayında ) Sıradan bir paralı asker olan Edward öldükten sonra edeya kıtasının soylu ailelerinden biri olan Dragonblood ailesinin en küçük çocuğu olarak doğar. Edward yeni yaşamındaki maceraları ve en küçük oğul olmanın getirdiği zorluklar...