RHAEGAL
"Hazır mısınız?" Diye sordu Mutoh.
"Evet, hazırım."
Artık bundan sonra eğitimime başlayacaktım, geri döndüğümde kıtayı geri almak için elimden gelenin en iyisini yapacağım. Her şey tamamdı, sadece kılıcım eksikti. Babamın bana verdiği kara kılıcı son savaşta kullandım ve geri almadım.
"Bir kılıcım olsaydı daha güzel olurdu," dedim.
Mutoh bir kılıç çıkardı, gözlerim şaşkınlıkla açıldı.
"Bu kılıcı nerden buldun?"
Bana doğru uzattı. Bu kesinlikle babamın kılıcıydı, kenarlarında bulunan ejderha kanatları ve kızıl yakutlar ile süslenmişti. Kınında ejderha resimleri vardı.
"Bununla eğitim yapmanız sizin için daha iyi olacağını düşünmüştüm," dedi.
Kılıcı aldım ve kınından çıkardım. Gerçekten çok güzel bir kılıçtı, dengesi ve uzunluğu muhteşemdi.
"Teşekkür ederim, Mutoh."
Kılıcı boyut rünüme yerleştirdim, ve Mutoh ile beraber odamdan çıktım. Salona doğru gittiğimizde Miranda, Ophir ve Beatrix orada bizi bekliyorlardı.
"Sonunda gitme vaktin geldi demek," dedi Miranda.
"Evet, artık gitmeliyim. Geri gelene kadar kendinize iyi bakın, geri dönüşü olmayan bir yola gireceğiz."
Kıtayı fethetmek kolay olmayacak olabildiğince desteğe ihtiyacımız olucaktır, Miranda ve Beatrix'in güçlenmeleri gerekiyor.
"Sen geri geldiğinde Celestial güçlerimizi uyandırmış olacağız," dedi Beatrix.
"Size güveniyorum, elimizden gelenin en iyisini yapalım."
Miranda ve Beatrix ile birbirimize sarıldık, vedalaşma vaktimiz gelmişti.
"Merak etmeyin Hükümdarım, sizi her zaman orda bırakmayacağım. Bazen sizi geri getireceğim ama kolay olmacağını söyleyebilirim."
Sarılmayı bıraktık ve hep beraber kalenin dışına çıktık. Mutoh Kaos Enerjisinden portal açtı.
Son kez arkama baktım, bana gülümsüyorlardı. El salladım ve portala girdim.Portaldan geçtiğimizde karşı tarafta devasa bir orman vardı. Daha önce hiç görmediğim türden bitkiler ve ağaçlar, boyları neredeyse yirmi metreyi aşıyordu.
"Burası neresi böyle?" Merakla sordum.
"Teywat boyutundayız, burada ejderhalar pek hoş karşılanmaz o yüzden olabildiğince auranızı saklayın."
"Neden?"
"İzaya tüm ırkları eski yerlerinden alıp yeni yerlere yerleştirdi. Çünkü eski yerleri savaşlardan dolayı ölmeye başlamıştı."
"Bu iyi bir şey değil mi?" Dedim.
"Bazıları için iyi ama bazıları bu durumu iyi karşılamadı, doğup büyüdükleri topraklardan ayrılmak zorunda kaldılar."
Yürümeye başladım, ormanın garip ama güzel bir enerjisi vardı, burada yürümek hem tehlikeli hemde güzeldi.
"Burada artık rüzgar adımlarını kullanamayacaksınız, artık sadece kendi hızınıza dikkat etmeniz gerekiyor."
"Neden? Rüzgar adımlarını kullanmak benim için daha iyi."
"Evet, haklısınız ama sadece bir tekniğe bağlı kalarak hareket edemezsiniz. Kendi hızınıza öncelik vermelisiniz, mananızı kısıtlayacağım. Burada devasa bir mana ile gezemezsiniz, sizin gibi insanlar olucaktır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (1. Kitap )
Fantasi(2. Kitap yayında ) Sıradan bir paralı asker olan Edward öldükten sonra edeya kıtasının soylu ailelerinden biri olan Dragonblood ailesinin en küçük çocuğu olarak doğar. Edward yeni yaşamındaki maceraları ve en küçük oğul olmanın getirdiği zorluklar...