RHAEGAL
"İzaya'nın son soyu, sonunda gelebildin."
"Ne?" Elizabeth bana baktı ardından tahtta oturan Calestial'e baktı.
"Bütün Calestiallerin hepsinin yok olduğunu düşünmüştüm, hala birinin sağ olduğunu düşününce İzaya işini iyi yapamamış gibi."
Calestial kahkaha attı, sesi tüm odada yankılandı.
"Benim adım Flandre, İzaya seninle tanışmam için beni yeniden diriltti."
"İzaya seninle tanışmamı ve seni eğitmemi istedi. Kutsal enerjiyi manipüle etmekte zorluk çektiğini duydum, Kaos Mührü geçen sefer seni kurtardı ama bir dahakine kurtaramayabilir."
Dişlerimi sıktım ve Kaos Mührünü saldım, öfkeme yenik düştüm. Kaos Mührü iyice yayıldı ve kaşımın üzerinden gidip bir boynuz çıkardı. Kaos enerjisini etrafımda dönmeye başlamıştı, Flandre şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Vay canına gerçekten ilerleme kaydetmişsin, savaştan savaşa girmek seni gerçekten güçlendirmiş."
"Kes sesini seni piç kurusu, seni burda öldüreceğim. Ardından o oruspu çocuğunu öldüreceğim, ailemi katleden herifi parçalarına ayıracağım. Tüm gücümü geri kazandığımda hepinizi mahvedeceğim, diriltip diriltip öldüreceğim."
"Güzel işte böyle, içindeki ejderhayı uyandır."
Flandre öldürme niyetini saldı, Elizabeth yere yapıştı. Kaos Mührü Flandre'nin niyetini bastırdı, bana bakıp gülümsemeye devam etti.
"Gerçekten güçlenmişsin ama bu Yüksek Konseyi durdurmaya yetmez, kendi kıtandakileri bile yenemezsin."
Kaos enerjisini ve Kutsal enerjiyi ellerimde toplayıp kılıç yaptım.
"Gel bakalım," öldürme niyetimi saldım.
"Burda neler oluyor biraz sakin olun," Elizabeth araya girdi.
"Kes sesini ve kenarda bekle!!" Elizabeth sözlerim karşısında korktu ve sustu.
"Bu kadar öfkelenmeye gerek yok, ona bir açıklama yapabilirsin."
Boynuz büyüdü ve sağ gözüm mor renge boyandı.
"Bu seni ilgilendirmez," dedim.
Hızlıca Flandre'ye doğru saldırdım, bir zincir yaratıp beni geriye doğru fırlattı.
"Zayıfsın, hala kontrol edemiyorsun."
Flandre'yi görmezden geldim ve etrafımı kaos ve kutsal enerji ile sardım. Elizabeth sütunların arkasına doğru kaçtı, Flandre bana doğru kılıçlar gördüm.
Kılıçların hepsini atlattım ve ona doğru kan alevleri yolladım. Öfkeme yenik düşmüştüm, auram kendiliğinden şekillendi ve ejderha halini aldı.
Duvarlar ve sütunlar sarsılmaya başlamıştı, Flandre bundan zevk alıyor gibiydi. Vücuduma kaos enerjisini ve kutsal enerjiyi çekmeye başladım, orantılı bir şekilde çekiyordum böylece zehirlenmeden savaşabilirdim.
"Muhteşem Kaos Mührü sana büyük avantaj sağlıyor," dedi Flandre.
Flandre sonunda ayağı kalktı ve bana doğru saldırdı.
"Kutsal enerji yaşamdır, düzgün bir şekilde çek ve vücudunun dayanıklılığını koru."
Kılıçlarımız çarpıştı, Flandre yerinden bile oynamadı. Saldırılarım ona yetişmeden geriye doğru saptırıyordu, kan alevlerini üzerine doğru gönderdim. Beyaz parlak alevleri kullanıp kan alevlerimi durdurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (1. Kitap )
Fantasy(2. Kitap yayında ) Sıradan bir paralı asker olan Edward öldükten sonra edeya kıtasının soylu ailelerinden biri olan Dragonblood ailesinin en küçük çocuğu olarak doğar. Edward yeni yaşamındaki maceraları ve en küçük oğul olmanın getirdiği zorluklar...