RHAEGAL
Ovada dolanmaya devam ettim, etrafı araştırdım ama tek bir şey bile bulamadım.
"Lanet olsun burada bir şey yok."
Ovada gezinmem boşuna gibi geliyordu ama aniden otların arasında bir şey gezindi.
Hışırtı!
Yavaşça yaklaştım, adımlarımı yavaşlattım ve manamı gizledim. Uzun otların arasında mavi kulaklı, beyaz gövdeli bir tavşan çıktı. Kendimi hafif eğdim, mana kullanmadan onu öldürmem gerekiyordu.
Mavi kulakları hareket etmeye başladı ve koşup gittiler, Serap adımlarını kullanıp hızlıca peşinden gittim. Elimi uzattım ama aniden kaçtı.
"Siktir!! Nasıl kaçtı böyle?" Dedim.
Yüksekten bir kahkaha sesi çıktı, babam bana bakıp gülüyordu.
"Kaos Tavşanlarının mana hassasiyeti normalin çok üstünde, mananı gizleyerek onları yakalayamazsın."
"Peki nasıl yapacağım?" Diye sordum.
Babam gülümsedi, "onu senin bulman gerekiyor benim değil."
Babam beni eğlenmek için kullanıyordu, bunu anlamak pek zor değildi. Bir iç çektim ve tavşanların peşinden yavaşça gittim, mavi kulaklarını kullanıp beni fark edip kaçtılar.
"Lanet," hızlıca Serap adımlarını kullanıp peşinden gittim. Tavşan zikzak çizip kaçmaya çalıştı, yıldırımlar gönderip onu yakalamaya çalıştım. Ama aniden ışınlanıp kaçtı.
Aniden tüm alanları kontrol edip onu aramaya çalıştım ama hiç bulamadım.
"Nereye gitti!!"
Hışırtı!!
Aniden arkamda ses geldi, Serap adımlarını kullanıp arkama doğru hareket ettim ve onu yakalamaya çalıştım. Tavşan yeniden benden kaçıp kurtuldu, onu yeniden takip ettim. Babamın kahkaha seslerini duyabiliyordum onu görmezden gelip peşinden gitmeye devam ettim.
"Seni küçük piç!!"
Ayağım takıldı ve yere düştüm, tavşan kaçıp kurtuldu.
Bu işin bu kadar zorlu olacağını hiç düşünmemişim ve neden bir tavşan yakalayıp hazineme katmam gerektiğini bile anlamamıştım, sanırım bu iş düşündüğümden daha zorlu olucaktı hemen bir çözümünü bulup küçük piçleri yakalamam gerekiyordu.Ama bunu nasıl yapacaktım, düşünmeye devam ettim ama bir çözüm yolu bulamadım. Bir şekilde onları yakalamam gerekiyordu.
"Bir süre tavşanların hareketlerini izlesem daha iyi olucak."
Ayağı kalktım ve tavşanların peşinden gittim, yavaşça önümdeki tavşanlardan birini takip ettim. Mavi kulakları durmadan hareket ediyordu ve etraftaki en ufak mana dalgalanmalarını hile arıyordu, yerimde sabit durdum ve onu yavaşça takip ettim.
Yavaşça tavşanlar gelmeye başladı, bir, iki, üç, dört, altı, on... artık sayamayacağım kadar çok tavşan vardı. Etraf mavi kulakları olan tavşanlar ile çevrilmiş gibiydi.
"Bunlar ne yapıyor böyle?" Tüm tavşanlar kulaklarını dikleştirdi ve kendi etraflarında dönmeye başladılar. Yavaşça ve mavi kulaklarını hareket bile ettirmeden.
Çömeldim, yavaşça onlara doğru yaklaşmaya çalıştım, uzun otların arasında kendimi gizlemeye çalıştım ama bu siyah, beyaz saçlarım için geçerli değildi. Beni nerede olursam olayım ele veriyorlardı, ses çıkarmadan yürümeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (1. Kitap )
Fantasy(2. Kitap yayında ) Sıradan bir paralı asker olan Edward öldükten sonra edeya kıtasının soylu ailelerinden biri olan Dragonblood ailesinin en küçük çocuğu olarak doğar. Edward yeni yaşamındaki maceraları ve en küçük oğul olmanın getirdiği zorluklar...