RHAEGAL
Gökyüzünde biraz gezindikten sonra güzel manzaralı bir ağacın altına geçtik. Tessarion hemen yanımıza uzandı.
"Rey, buraya gel."
Beatrix'in bacaklarının üstüne uzandım, saçımı okşamaya başladı.
"Rey, yaşadığın her şey artık bitti. Ben buradayım, ailen artık yanında, Miranda artık yanında."
"Biliyorum tüm o olanlar geride kaldı ama yinede içimde bir yerde kendimi boş hissediyorum. Kendimi tıpkı ruhsuz bir bedende zorla gülmeye çalışan biri gibiyim, artık pis şeyler görmeye alıştım. Tüm vücudum kanlar içine batıyor, sizede göstermek zorunda kalıyorum."
Beatrix bana sarıldı, "yok öyle bir şey. Sen ruhsuz biri değilsin, sen benim sevdiğim Rhaegal Dragonblood'sın. Eski yaşamımda aşık olduğum Lugia'sın, sen benim için bu dünyadaki ve ötesindeki her şeyden daha değerlisin."
Şaşkınlıkla Beatrix'e baktım, "sen eski yaşamımızda sevgili olduğumuzu nerden biliyorsun?"
Beatrix gülümsedi, "beni öptüğün zaman belki biraz fazlasını göstermiş olabilirsin," dedi.
Beatrix'in üzerinden kalktım ve ona dikkatlice baktım.
Vücuduma dokundu, beni yeniden yere uzandırdı.
Saçlarımı okşadı, yüzüme dokundu."Bana Ophellia olarak seslen Lugia."
Gülümsedim ve Beatrix'in - hayır. Ophellia'nın saçlarına dokundum.
"Ophellia benim güzel ve tatlı sevgilim."
"Lugia, seni tüm evrenler ve ötesinde her şeyden daha çok seviyorum."
Ophellia dudağımdan öptü ve göğsüme yaslandı.
"Bu gece ay çok güzel parıldıyor," Ophellia'nın saçlarını okşadım.
Ophellia ile birlikte sabaha kadar birlikte uzanıp gökyüzüne baktık, Tessarion kanadı ile üzerimizi kapatıp uyumamızı istedi.
"Oyun bozanlık yapma konusunda çok iyisin biliyorsun değil mi?" Rüzgarla Tessarion'un kanadını geriye doğru ittim.
"Sadece uyumanızı istedim o kadar, gözlerinizin halini görmediniz mi? Uykusuzluktan kırmızıya döndü."
"O haklı Lugia biraz uyumamız gerekiyor," Ophellia bana baktı.
"Sen böyle söylersen nasıl reddedeceğim."
Ophellia dudağımdan öptü, onu yeniden yanımda hissetmek beni oldukça rahatlatıyordu.
"Neredeyse güneş doğdu, devam etmek ister misin?" Dedim.
Ophellia gülümsedi, "bunun için daha çok erken olduğunu biliyorsun. Şimdi yapamayız," dedi.
Ardından parmağıyla göğsümün ortasından başlayıp aşağıya doğru indi. "Ama ilerde yapabiliriz, şimdilik kendini biraz tutman gerekiyor."
Yutkundum, onun böyle şeyler yapabileceğini düşünmüyordum. Ophellia'yı tutup yere uzandırdım.
"Senin için evet ama benim için çok geç bile," dedim.
Vücuduma yıldırım verip beni geriye doğru itti.
Bir iç çektim, "yine mi?"
"Eğer böyle yaparsan, yanımda uyuman konusunda bir daha düşüneceğim."
"Oyun bozanlık yapıyorsun, seni bu konuda zorlamak istemiyorum ama beni zorlama."
Ophellia ayağı kalktı, "bunu sen istedin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (1. Kitap )
Fantasy(2. Kitap yayında ) Sıradan bir paralı asker olan Edward öldükten sonra edeya kıtasının soylu ailelerinden biri olan Dragonblood ailesinin en küçük çocuğu olarak doğar. Edward yeni yaşamındaki maceraları ve en küçük oğul olmanın getirdiği zorluklar...