RHAEGAL
"Buraya yıllardır gelmemiştim, hiç değişmemiş."
Tessarion buraya uzun zamandır gelmemişti ama benim dün gibi aklımdaydı. Burdan gideli uzun zaman olmamıştı.
"Hadi gidelim," dedim.
Tessarion kükredi ve kaleye doğru hızlıca gitti. İnsanlar altın ejderhayı görünce merakla ve sevinçle baktılar. En son buraya geldiğimde yanımda kara ejderha vardı ve herkes ondan korkmuştu. Onu tanımadıkları için bu normal bir durumdu, Tessarion yavaşça kalenin önüne indi.
Ophir kalenin kapısından çıkıp bana baktı, bana destek çıkanların başında gelenlerden biriydi. Onu yeniden görmek güzeldi.
"Seni yeniden buralarda görmek güzel genç ejderha."
"Senide görmek güzel, görüşmeyeli uzun zaman oldu."
Tessarion'un üzerinden indim ve gölgeme girdi. Rüzgarı kullanıp kalenin kapısına doğru uçtum.
"Buraya geleceğini düşünmemiştim," dedi.
"Tabi ki gelmeliyim Miranda burada olduğu sürece hep geleceğim."
Ophir gülümsedi onunla beraber kaleye girdik, insanlar Ophir'i görüp önünde eğildiler.
"Naip krallık iyi gidiyor gibi?"
Ophir bana şaşkınlıkla baktı.
"Bunu nereden biliyorsun?"
"Herkesin bildiği şeyler vardır," diyip göz kırptım.
"Kraliçe şuanda-"
"Nerde olduğunu biliyorum," Ophir'in sözünü kestim.
Bana şaşkın bir şekilde bakıyordu, neler olduğunu anlamamıştı. Kış bahçesine doğru yürümeye başladım, Miranda günün çoğunu orda annesinin çiçekleri ile geçiriyordu.
"Tekrardan onu görmek ve hiçbir şey bilmemesi biraz tuhaf olucak ama..."
"Neden? Utanıyor musun? Onunla geçirdiğin geceleri görünce hala utandığına inanamıyorum."
"Hayır bu öyle bir şey değil."
"O kızdan öylesine seksi bir kadın çıkacağını düşünememiştim."
"Çok konuşuyorsun seni sapık ejderha," dedim.
"Bunu bana söyleyen sen misin?" Diye karşılık verdi.
"Evet, sonuçta o benim eşimdi ve yine aynı olucak."
Kış bahçesinin kapısını açtım ve manamı gizledim, yavaşça Miranda'nın yanına doğru yürüdüm. Eğer doğru biliyorsam ilerde çiçeklerle ilgileniyor olması gerekiyordu.
"Ve işte orda," Miranda'yı görmüştüm.
"Ophir, önemli bir şey mi var?" Bana dönmeden söyledi.
"Evet kraliçem sizi görmek isteyen biri var, sanırım sizi çok özlemiş."
Miranda elindeki bahçıvan aletlerini bıraktı ve yavaşça bana döndü, yeşil gözlerinde yaşlar dolmuştu.
"Miranda," el salladım ve gülümsedim.
"Rhaegal..."
Miranda ayağı kalktı ve bana doğru koştu, ellerimi açtım ve birbirimize sarıldık.
"Seni çok özledim Rhaegal."
"Bende seni çok özledim, seni yeniden görmek için sabırsızlanıyordum. Sonunda yine buluştuk," dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (1. Kitap )
Fantasy(2. Kitap yayında ) Sıradan bir paralı asker olan Edward öldükten sonra edeya kıtasının soylu ailelerinden biri olan Dragonblood ailesinin en küçük çocuğu olarak doğar. Edward yeni yaşamındaki maceraları ve en küçük oğul olmanın getirdiği zorluklar...