Melanie Martinez - Pacify Her dinlenilerek yazılmıştır, belki medyada görünmez diye ekleyeyim dedim.
~Kim Taehyung~
Düğün için hazırlanmış 4. Salonu gezerken ellerimi cebime soktum ve bıkkın bıkkın ilerlemeye devam ettim. Jimin ve ben, sabahtan beri beraberdik ve elbette bundan pişman değildim fakat Yoongi tarafından kapı dışarı edilmek de hoşuma gitmemişti.
Hem de yaptığım onca şeyden sonra...
"Eee, ne düşünüyorsun, Taehyung?" Beyaz papatyaları incelerken oldukça mutlu görünüyordu. Jungkook'u nasıl tavlamıştı acaba? Onlar da bizim gibi bir süreçten geçmişler miydi? Gerçi ikisinin de anlatımı aynıydı: Jungkook aşkından divaneye döndüğü Jimin'i elde etmek için her şeyi yapmaya hazırdı ve Jimin, basit bir çiçekten bile mutlu olabilecek nazik bir insandı.
Bizdeyse durumlar tamamen zıttı. Yoongi gibi paranoyak bir herife aşık değildim ama aşık olduğuma ikna etmem gerekiyordu. O da her sırrımı biliyor, Namjoon'a ajanlık yaptığımı kanıtlayan çok fazla bilgiye ev sahipliği yaparken bana güvenmeyi mantıklı bulmuyordu. Zaten güvense bile sevgili olarak onun tipi miydim, bilmiyordum. Muhtemelen o daha sert ve kendisiyle denk bir acımasızlığa sahip birisini severdi.
Her neyse, sonuç olarak bu aptal oyunu bitirmek için bu akşam onun şirketine gidecektim. Neyseki Namjoon, Hoseok'u bir şekilde ikna etmişti de bana oranın konumunu atmış ve istediği belgeleri sıralamıştı. Yoongş hava kararmadan eve döndüğü ve saat 9'dan sonra da ortalıkta kimse kalmayacağı için oldukça rahattım.
"Çok güzel. Kır düğünü istediğinizi bilmiyordum." Gülümseyerek yanına gittim, olabildiğince modumu yüksek tutmam gerektiğini biliyordum. Ona içimizde yaşadığımız bu inişli çıkışları yansıtmaya hakkım yoktu.
Namjoon bana; o sarışının, ifadem sırasında adını zikrettiğin Igor'un oğlu olduğunu ve ifadesi sırasında bana ilanı aşk yaptığını söylemişti. Tek görüşte nasıl olur da bana aşık olurdu ki? Bana kalırsa o da, tıpkı benim gibi bir oyunun içine girmişti ve şimdi tek yapması gereken beni tavlamaktı. Ben de bunu yer miyim sanıyordu?
Aslında... muhtemelen Yoongi de benim hakkımda tam olarak öyle düşünüyor olmalıydı. Ona aşık olmak için gerçekten geçerli bir sebep bulursam her şeyi kökünden halledebilirdim belki.
Elbette bu, beni evden kovmadan önce yapmam gereken bir şeydi.
"Yoongi çok ısrar etti." Onun gibi bir şerefsizin de meleğe dönüşmüş olması inanılmazdı gerçekten. "Düğünü yaptığımız yeri satın alıp düğün hediyesi olarak verebileceğini söyledi. Aslında çok kibar birisi."
"Sorma..." sanırım bu rolü o kadar iyi oynuyordum ki bazen Jimin bile sevgili olmadığımız gerçeğini unutuyordu.
"Senin iş nasıl gidiyor? Bir şey bulabildin mi?"
Göz devirdim. "Yoongi yokken her odayı gezdim, hatta girdiğim kapıları unutmamak için kırmızı ip bile bağladım ama hiçbir şey yoktu. Namjoon'a da söyledim ama bana inanmadı. Bu tür insanlar kendi odalarında saklarmış önemli şeyleri ama Yoongi'nin odası bile tertemizdi. Bir tane boş da olsa kağıt yoktu." Omuzlarımı düşürdüm. "Toplantısını böldükten sonra da evden gitmenin iyi olacağını düşündü galiba. Her şeyi denedim, beni evde tutsun diye ama yapmadı işte. İnatçı keçi!"
"Boş ver, Taehyungie.. ev boşmuş zaten. Orada daha fazla vakit geçirmene gerek yok demek bu da, değil mi?" Gülümseyerek masaların üzerindeki ikramlıklara baktı. "Çok mu az sence?"
"Diğerinde daha çoktu tabii." Aklım hala ondayken bunlarla bile ilgilenemiyordum. Yine de tüm gün, Jimin'in keyfini kaçıracak hareketlerden uzak durdum ve iyi bir kardeş olup ona yardımcı olacak her türlü şeyi yapmayı kafaya koydum. O çok özledi benim için, aptal olmayan ilişki hayatımla onu boğmak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tweet [Taegi Fanfiction]
FanfictionBasit bir tweet, hayatınızı ne kadar değiştirebilir ki? Kim Taehyung, eşcinsel hakları için kurmuş olduğu derneğin başkanı olarak korede, iyi ve kötü anlamda büyük nam salmıştır. Bir gün, dehşet derecede alkollü olduğu anında, kişisel hesabında yayı...