~Kim Taehyung~
Sesi kısık televizyona bakışlarımı çeviriyorken yüzüme çarpan sigara dumanıyla yüzümü buruşturmuş, gözlerimi kapatmıştım. Yoongi; ne zaman yaktığını bile görmediğim sigarasını, omzuma attığı elinde tuttuğundan durmanı burnuma üşüşüyordu. Her çektiği nefesi de yüzüme üflemeyi eksik etmiyor, adeta beni çıldırtıyordu.
Ona döndüm, sigarasından nefesini çekiyorken gözleri televizyon ekranındaydı. Bir şeyler bekliyor gibi bir hali vardı. Gözlüğünü kibarca çıkardığımda sert bakışları beni buldu. Kenara bırakmak için takla attığım gözlük yüzünden esneyen bedenimin her bir köşesine edepsizce dokunuyor ve beni erekte etmeyi başarıyordu.
Ona döndüm, yüzünü ellerim arasına alarak kendime bastırmaya başladım. Dudaklarından dökülen sigara dumanını içime çekerken ciğerlerim yanıyordu. Öpücüğü hiç bu kadar şehvetli ve sancılı olmamıştı benim için. Dilimi diline göderdiğimde dişliyor, dudaklarıma yaptığı baskıyı ziyadesiyle arttırıyordu ve onlara da dişini geçirmekten kaçınmıyordu. Alt dudağımın patladığını hissettiğimde acı dolu bir inilti bırakıverdim dudaklarına. Geri çekilmek istedim fakat bu sefer de o kendisine çekti.
Telefonu kenara bırakıp da bacaklarımı okşadığında her şeye rağmen ona döndüm. Biliyordum ki yine acımasızca sevişecektik fakat onun benimle olan sessizliğini normalleştirmenin en kolay yolu da buydu.
Gömleğinin düğmelerini çözerken ondan çekilmiştim. Hala kanın aktığını hissettiğim dudağımı yoklamak adına dilimi gezdirdiğimde ister istemez canım yanmıştı. Bana kızgın olduğunu zaten biliyordum ama konuşmak ve anlaşmak varken neden susuyordu ki? "Acıdı." Dedim usulca. Gözleri gözlerimi okaşdığında kalbim sanki mümkünmüş gibi daha da hızlanmıştı. "Canımı yaktın. Böyle mi intikam alıyorsun?"
Ses etmedi. Parmakları arasındaki sigaradan bir nefes daha çekerken külünü ulu orta çırptı. Birkaç küçük parça çıplak bacağım ve göğsüme gelirken sinek ısırığı gibi ufak bir acı vermiş ve bu da tüylerimin havaya dikilerek vücudumu korumaya çalışmasına sebep olmuştu. Sıcak küller vücudumu yakarken onun ruhdan yoksun gözlerine baktım. Yine televizyona odaklanmıştı ve yine aradığını bulamaz türden bir havası vardı.
Son nefesini de çektiği sigaranın acı tadını yine ısırarak kanattığı dudaklarımdan bırakırken sırtımdan aşağı acıyla karışık bir ürperme yayıldığında inleyerek dikeldim. Ufacık bir öpücüğü bile zehir etmeyi başarabiliyordu bana. Tırnağıyla baştan aşağı geçtiğini sansam da sigarasının sıcak hissi baştan aşağı yakmıştı bedenimi, besbelli.
Sonunda sigarayı küllüğüne bastırarak söndürdükten sonra ince parmakları göğsümü okşamaya başladı. O dalgın ve bir o kadar soğuk gözleri arasında yoğurulan bedenimi her zerremle ona sunmaya hazır olsam da o, böyle bir özür beklemiyor gibiydi fakat nasıl bir özürle beni affedeceğini de tam olarak bilmiyordum doğrusu.
Kucağından kalkacakken kalçalarımı sıkmış ve tekrar beni kucağına bastırmıştı. Onu takip etmemin cezasını çektiriyor gibiydi. Yanındaki kumandaya uzandı ve televizyonun sesini açtı fakat onun aksine ben, gözlerimi bir saniye de olsa ondan alamıyordum. Bu yüzden heyecanlı ve bir o kadar da korkmuş spikerin yalnızca söylediklerini işitebiliyordum.
"İşte, Seul'ün meydanını donatmış cesetler, ssyın seyirciler. Binalar arasına asılan başsız bedenler sallanıyor, insanların birçoğu rahatsız olarak gözlerini kaçırmaya çalışsalar da her yerdeler! İleride, siyah giyinmiş 500 adamın askeri yürüyüşleri gerçekleşiyor. Bir saat öncesinde bu hazırlıklar yapılırken insanlar bir tür şenlik bekliyorlardı fakat şu an kameralarımıza yalnızca vahşet yansıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tweet [Taegi Fanfiction]
FanfictionBasit bir tweet, hayatınızı ne kadar değiştirebilir ki? Kim Taehyung, eşcinsel hakları için kurmuş olduğu derneğin başkanı olarak korede, iyi ve kötü anlamda büyük nam salmıştır. Bir gün, dehşet derecede alkollü olduğu anında, kişisel hesabında yayı...