Bölüm 113

51 14 24
                                    

~Jeon Jungkook~

"VE SEN BANA BUNLARI DAHA YENİ Mİ ANLATIYORSUN!?" Sevgilimin elini tutup yanıma geri oturttuktan sonra hala dertli dertli iç geçiren ve şişmiş gözlerini saklamaya çalışırcasına sürekli yüzünü kapatan Kim Taehyung'a baktım.

"Tatlım.. eminim mantıklı bir açıklaması vardır. Çok üstüne gidiyorsun. Zaten harap olmuş halde." Jimin, her ne kadar uysal davranıp başını sallasa da aslında sadece rol yapıyordu. Başını geriye attı, derin bir nefes aldı fakat saniyeler sonra bu rolden sıkılmış olacak ki bir bebek gibi tepinerek tekrar ayaklandı.

"BİR MAFYA AİLESİNİN YAŞAYAN TEK KANI; BENİM YILLARDIR KARDEŞİM GİBİ OLMUŞ OLAN ARKADAŞIM, AYNI ZAMANDA ÇOCUKLARINI 6 SENE KADAR GÖREMEDİ VE ŞİMDİ DE EŞİ, SIRF ONA ÇOK DEĞER VERDİĞİ İÇİN ÖZBEÖZ KIZLARINI ÖLDÜREBİLECEĞİNİ SÖYLÜYOR! TÜM BUNLARI NASIL SİNDİREBİLİRİM, TANRI AŞKINA! SENİN ABİN OLACAK O YAVŞAK, DELİNİN ÖNDE GİDİP BAYRAK SALLAYANI!"

Taehyung hıçkırdığında Jimin daha da celallendi, ikisini birden sakinleştirmek o kadar zordu ki... Taehyung her ne kadar çözüm aramaya geldiyse de eve girişini yaptığı ilk saniyeden beri Jimin'in yaptığı tek şey, Taehyung'u öven ve Yoongi'yi yeren sert yorumlarda bulunmaktı. "tamam, pekala, zor dönemlerden geçiyoruz ama bu şekilde sorunlarımızı da çözemeyiz." Elimle, arkamda hala Taehyung'u bekleyen korumayı gönderdim. İkisi beraber sarılıp ağlaşırlarken ben de omuzlarımı düşürerek arkama yaslandım.

Taehyung ve abimle, abim tüm korumalarının kellelerini kazığa geçirerek sokaklarda cirit attırdığından beri görüşmüyorduk. Jimin Yoongi'nin yanına gitmekten deli gibi korkuyor, Taehyung'u arama cesaretini bile edinemiyordu. Ona bu durumun normalliği hakkında uzun uzun konuşmalar yaparken çocuklarının yapmış olduğu planlı baskınların ardında emin olmuştuk ki Taehyung da Yoongi'den farksızdı artık. Bu sebeple aramızdaki iletişimi, Taehyung ya da Yoongi bizimle iletişime geçene kadarlığına kısıtlamanın en iyisi olduğunu düşünmüştük.

Aralarında o kadar problemler olmuştu ki bu süre, işte bu zamana kadar uzamıştı. Ben, abimi sık görmeye alışık birisi değildim zaten fakat Jimin için bazı zorlayıcı dönemler olduğunu inkar edemezdim ne yazık ki.

"Onunla yaşadığım hiçbir sorunu çözemedim." Taehyung dertli bir ses tonuyla sarf ettiği kelimeleri aynı yüz ifadesiyle de tasdikliyordu. "Yoongi, anlaşılması ve anlaşması zor bir isim. Ona sorunu söylüyorum ve olabilecek en absürt yöntemle bulduğu çözümü sanki herkesin aklına ilk o şey gelirmiş gibi söylüyor." Bir anda ayağa kalkmasıyla yerinden sıçrayan Jimin'e bakmıştım. Duygusal anlamda harap olmuş haldeydi ve bu türden aksiyonlar için yaşlandığını zırvalayıp durmasa daha iyi anlaşabileceğimizi düşünüyordum. Benim gözümde o, hala tanıştığımız kadar genç ve güzeldi.

Taehyung; ellerini öne uzatarak ve yerli yersiz sallayarak volta atmaya, olanları aktarabileceği en iyi yöntemi düşünürken suskunluğunu korumaya devam ediyordu. Jimin ve ben aynı anda gözlerimizi ona diktiğimizde sanki dakikalar geçmemiş gibi az önce söyledikleri üzerine konuşmaya devam etti. "Bilirsiniz işte! Jimin senden basit bir şey istediğinde böyle absürt şeyler buluyor musun? Mesela Jimin sana ilişkiniz konusunda çabalamadığını söylediğinde ona bunu nasıl kanıtlıyorsun?"

Jimin de meraklı gözlerini bana sunduğunda ikisinin beraber benden cevap beklediği ortaya serilmişti. Yutkundum, ikisini de memnun edecek bir cevap vermem gerektiğini hissediyorken Jimin usulca elimi tuttu. "Böyle olduğunda ne yaptığını hatırlıyorum." dedi yumuşak bir sesle. Gençliğimize dönmüş, aşkın bizi tazelediği o dönemleri anımsamaya başladım. Jimin'in güzel sesiyle tekrar kendime geldim. "Bana öyle söylediğinde tatlı bir akşam yemeği hazırlamış, spor programında eşlik etmem için zorlamış ve sokakta bulduğun tek çiçek satıcısından tüm servetini harcayarak bir demet çiçek almıştın. Sonrasında bu konuyu uzun uzadıya konuştuk ve aslında sadece meşgul olduğumuz için birbirimize zaman ayıramadığımızı fark ettik."

Tweet [Taegi Fanfiction]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin