Bölüm 53

92 18 56
                                    

~Min Yoongi~

Sigara dumanı artık görüşümü tamamen bulanıklaştırdığında derin bir iç geçirdim. Saatler birbirini kovalamış, gün inmiş ve şirketteki herkes ayrılmıştı, ben hariç. Bu penceresi bile olmayan odada içtiğim sigara ve kahve sayısının haddi hesabı yoktu. Telefonu Taehyung gittikten sonra kapatmıştım ve o zamandan beri de kimse beni rahatsız etmiyordu. Zaman algım şaşmıştı. Acaba saat gece yarısını geçmiş miydi yoksa daha sadece 8 falan mıydı?

Derin bir nefes aldım. Taehyung'un hamile olması ihtimali üzerine hiç düşünmemiştim. Ne de olsa benim açımdan imkansız olan bir şey için endişe etmek mantıksızdı. Yine de hormonları dengesizken çok mu sert konuşmuştum? Bana kırılmış mıydı? Şimdi yine o soğuk evde bir başına uyumaya mı çalışıyordu?

Elimi saçlarıma attım, her ne olacaksa olmasına hazırdım artık. Payback hala sallantıda da olsa bizim lehimize işliyordu. Devlet adamlarıyla yaptığımız sık görüşmeler ve anlaşmalar buna işaret ediyordu. Ayağa kalktım, payback anlaşmasının maddelerinin yer aldığı kâğıda baktım. Min Ailesi'ne herhangi bir zarar gelmesine inandığım takdirde yeniden başlatabileceğime dair madde sayesinde Taehyung'un güvende olduğuna adım kadar emindim. Ben koruyamasam bile götleri korkan o herifler kesinlikle korurdu.

Yine de aklım sürekli annemin ölümündeydi. Ne zaman onu yalnız bir yere yollasam babamın, annemin ölümünü duyduğu ilk ana gidiyordu aklım. Böyle bir olay yaşansa benim dünyamın başıma yıkılması yetmezdi, herkesin dünyasını başına yıkardım.

Odanın havalanması için dışarı çıktım ve kapıyı da ardımdan açık bıraktım. Ellerim arkamda yürürken şirketin hala kalabalık olduğunu görmek beni şaşırtmıştı. Kimse yoksa bile en az 10 kişinin aktif halde şirkette olduğu kesindi. Kaşlarımı çattım, elimi tekrar saçlarıma attım. Neler oluyordu acaba yine?

Kameralardan kimin nerede olduğuna bakarken Hoseok'a kızan Jin dikkatimi çekti. Telefonumu açtım ve merdivenleri ağır ağır inmeye başladım. Ayaklarım uyuşmuştu, hareket etmezsem bu durum oldukça normaldi elbette. Sonunnda 2. Katta toplanmış korumaların arasından geçerek bir odada kavgaya tutuşmuş ikilinin yanına sessizce girdim. "Ne oluyor?" Dedim yorgunlukla.

Jin başını kaldırıp benimle göz göze geldiğinde Hoseok hala yumruklarını sıkmış öylece duruyordu. "BIKTIM ARTIK, TAMAM MI!? BU SEFER HİÇBİR ŞEY YAPMADIM, GÖREVİM DE BUYDU! BANA DAHA FAZLA YÜKLENEMEZSİN!" Odayı terk ettiğinde arkasından sadece bakmakla yetindim. Bir temiz hava alması iyi gelirdi muhtemelen. Geri döndüğünde yaptığı bu saygısızlık için özür dilerdi. Ona güvenim tamdı.

Başımı bıkkın bıkkın Jin'e çevirdim. "Taehyung'a bir şey mi olmuş?" Dedim usulca. Cevabı beni korkutuyor olsa da belli etmemeye kararlıydım.

Jin derin bir nefes aldı, gerginlikle dudaklarını yaladı. "Hala telefonun kapalı mı?" Gömleği kırışmış, saçları dağılmıştı. Sanki az önce bir kavgadan çıkmış gibi görünüyordu.

İç geçirdim. "Ne önemi var? Taehyung'a bir şey mi olmuş, diye sordum. Neden soruma soruyla karşılık veriyorsun?"

"Hem evet hem hayır." İlk ve son sorularımı es geçerek en baştaki soruma yoğunlaştığında sanki aylardır korkusunu çektiğim şey başıma gelmişti. Kalbim sıkıştı, gözlerimi kapattım ve sakin kalmak için derin nefesler almaya devam etmeye çalıştım.

Sakin kalmalıydım, kural buydu.

"Daha açık ol." Sesim buz gibiydi, o da apaçık korkmuştu. Bir korku yaşanacaksa bunu tek başıma yaşamayacaktım herhalde.

Yanıma gelip beni oturttu ve karşıma geçip ciddi gözlerle bana baktı. "Taehyung ve Jimin hastaneye gitmişler. Çıkarken Taehyung, Jimin'in kıyafetlerini giymiş ve saçını da lila moruna boyamış. Hoseok bir şeylerin ters gittiğini fark edip arabayı izlemiş ama sanırım işler pek yolunda gitmemiş. Senin şu araplar..." bir süre sustuğunda devam etmesi için kaşlarımı çattım. Neden şu lafları, en önemli yerinde kesiyordu hep? "Yoongi, bana bu kadar delirmiş bakarken sana nasıl anlatabilirim?"

Tweet [Taegi Fanfiction]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin