~Kim Taehyung~
Gözlerimi açtığımda burun direklerimi sızlatan pis kokuyla yüzümü ekşitmiştim. Nereden olduğunu bilmesem de burnuma dolan çürük kokusu midemi bulandırıyordu. Doğrulmaya çalıştım ama ellerimi önüme bile getiremiyordum. Birisi adeta bileklerimden beni tutmuş da hareket etmemi engelliyor gibiydi. Kıpırdayamayacak hale mi gelmiştim? Dün geceye dair hatırladığım çok az şey vardı.
Bir anda göz göze geldiğim adamla ürkerek geri çekilmeye çalıştım fakat bu da mümkün olmadı. İşaret parmağını siyah tülün kapattığı dudaklarına götürdü ve elini enseme götürerek beni kaldırdı, altını temizlemeye başladı. "Çok konuşma, yeterince gergin." Diye fısıldadı. Sesi derinden ve net geliyordu. Gözlerim; kırmızı duvar, tavan ve zemin üzerinde gezdikten sonra, temizlik kıyafeti giyinerek her yeri parlatmaya odaklanmış diğer adamlarda da şöyle bir tur attı.
"Siz kimsiniz?" Diye fısıldadım. Başım o kadar ağrıyordu ki dediklerini idrak etmem dakikalar sürdü. Hala nerede olduğuma da anlam veremiyordum ve garip bir biçimde de üşüyordum. Alkolün sıcak etkisinden sonra gelmiş olan bir durum muydu bu acaba? Yoksa çoktan hasta mı olmuştum? İçmek bu zayıf bünyeye yaramıyordu ama zaten kaç kez bu kadar çok içmiştim ki?
"Adım Jung Hoseok ama bundan ona bahsetme. Ne yaptıysan özür dilemeye başla. Tam şimdi. Seni öldürmesini istemiyoruz." Boğazını temizleyen birinin sesi, resmen kesmişti onun da sesini. Sadece gözlerini görebildiğim adam, gözlerini kapatarak yavaşça doğruldu ve önünü dönmeden önce boynundaki bezle yüzünü kapatarak diğerleri gibi baş selamı verdi.
"Hala bitmedi mi?" Dedi içeri giren adam, sert bir dille. Nerede olsa tanıyacağım o buz gibi adamın sesiyle diken diken oldu tüylerim. Simsiyah irisleri buluştu irislerimle. O kadar sert ve tiksinircesine bakmıştı ki bana, korkum bir anda katlanıverdi. "Uyanmış demek.."
"Evet." Dedi, girişin solunda kalan dolapları yerleştirmekle meşgul olan kadın. Onun da sadece gözlerini görebilmiştim ancak. Neden bu kadar gizlenmeye önem veriyorlardı, anlamıyordum. Bu da kesin bu buzdan kalenin saçma fantezilerinden biriydi. "Bir dakika bile olmadı uyanalı."
Buzdan hallice adamı baştan aşağı süzdüm. Saten, siyah ve bol pijamalarıyla o da beni süzüyordu. "Bittiyse çıkabilirsiniz." Sesini duymak bile daha çok üşümeme sebep oluyordu. Sanki bu koca dünyanın kış mevsiminden o sorumluydu ve tek kelimesiyle lapa lapa kar yağdırabilirdi.
Herkes eşyalarını toplayarak odayı terk ederken Hoseok isimli adam; bana son kez yalvaran türden bir bakış attı, sanki özür dilemem gerektiğini hatırlatmaya çalışıyordu. Sesli bir biçimde yutkundum ve en son olarak onun da odadan çıkışını izleyerek kaderime mahkum bırakılmanın burukluğunu yaşadım.
Hala kapının önünde duruyor, dikkatle beni süzüyordu pijamalı adam. Belli ki keyfinden ve rahatlığından ödün vermiyordu. Bense zaman ve mekan algımı yavaş da olsa kazanma çabası içerisindeydim. Öncelikle bu odada hiç saat yoktu, pencere yoktu, garip bir biçimde ışıklandırma da genel olarak gizlendirilmişti. Ters tavan, duvarların kenarlarından parlayan loş ışıklar gibi... duvarları, zemini, tavanı kan kırmızısı bir renkle dekore edilmişti. Girişin sağında iki tane yuvarlak koltuk karşılıklı konumlandırılmış, ortasına da küçük, cam bir sehpa yerleştirilmişti. Renkleri bejdi, deri gibi görünüyorlardı. O koltukların karşısında ve girişe göre sağ üst köşede kalan yerde cam bir dolap vardı. İçerisi çeşit çeşit bıçak ve silahla donatılmıştı, loş ışık altında keskinliklerini sunmak istercesine parlıyorlardı. Solda kalan köşedeki dolap daha gizliydi, kırmızı renkte olmasına rağmen marttı ve içerisini göremiyordum. Bu durum beni daha da korkuttu. Tüm dolaplar tavana kadar uzanıyordu, ulaşmak için bir merdiven de konulması eksik edilmemişti. Girişin solundaki dolaba yaslanmış kırmızı merdiven oldukça iş görür gibi duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tweet [Taegi Fanfiction]
Fiksi PenggemarBasit bir tweet, hayatınızı ne kadar değiştirebilir ki? Kim Taehyung, eşcinsel hakları için kurmuş olduğu derneğin başkanı olarak korede, iyi ve kötü anlamda büyük nam salmıştır. Bir gün, dehşet derecede alkollü olduğu anında, kişisel hesabında yayı...