~Kim Taehyung~
Derneğe geri dönmek, Yoongi'nin yapabileceklerinin sadece başını çekmekteymiş. Birkaç gün içinde bunu en ince detayına kadar anlamamı sağlamıştı.
Dernekten arandığım ve işlere gelmem gerektiği hakkında bilgi aldığım günün sonunda Yoongi, bana eve dönüp dönmeyeceğimi sormuş ve benden bir hayır cevabı alarak gününü kapatmıştı. Sorduğu soruya verdiğim cevaba görüldü atıyor ama tüm gece düşündüğünü belli edecek başka bir olayla çıkageliyordu. Mesela ikinci günün olayıysa dünyanın en büyük elmas işleyicisinin tüm gün emrimde olmasıydı.
En başta onu başımdan atmak için hamlelerde bulunsam da neredeyse bacaklarıma kapanacak duruma gelmesi yüzünden istemeye istemeye de olsa kabul etmiştim. Sabahtan akşama kadar bana elmaslardan bahsetmiş, neredeyse hiç susmamıştı. İstediğim şey ne olursa olsun yalnız bugün değil, ileriki vadede de uğraşabileceğini söylemişti. Bana karşı fazla kibar ve fazla cömertti.
Utanç vericiydi aslında ama onun bana yapabileceklerini dinlerken aklımda yalnızca Yoongi vardı. Onun zevklerini düşünüyor, benimkiyle karıştırıyor ve ortaya çıkan yeni şeyle adeta mest oluyordum. Elbette o sırada adam, hala masum bir tavırla elmaslarından bahsediyor oluyordu.
Onu, yapacağı her bir hamlede izleme yetkisine sahip olmak pahabiçilemezdi. Her zaman böyle şeylerin nasıl bir özenle yapıldığını merak eden bir yapım olduğundan saatlerce onun, incecik bir demire küçücük bir pırlantayı koymasını izleyebilirdim. Özenle elmasları hazırlayışını, hepsine tek tek dokunarak sevişini... insan gerçekten de sevdiği işi yaptığında hiç yaşlanmıyordu, hiç bıkmıyordu hayatından.
Tüm günün bu adamın neler yapabldiğini izleyerek ve tüm sınırlarını zorlamasına sebep olarak geçirdikten sonra Yoongi'den yine aynı mesajı almıştım: eve dönecek misin? Aynı cevabı verdim: hayır.
Çocuklarımla sarılarak uyuduğum o gecenin sonunda sabah, o kadar büyük bir kalabalığın gürültüsüne uyanmıştım ki aklım hayalim almıyordu artık. Çocuklarıma burada kalmalarını söyledikten sonra koşar adım aşağı inerken üzerimi düzeltmeye bile zar zor vakit bulmuştum. Korumalar karışık bilgiler verirken aklımda hiçbir şey şekillenmiyordu.
Sonunda yemek odasına daldığımda 200'den fazla insanın masaya oturduklarını fark ettim. Hepsi ayağa kalkıp eğildiğinde benim yanıma da koşar adımla bir kadın gelmişti. Nefes nefeseydi ama hızlıca kendisini toparlayıp bana döndü. "Merhaba, bay Min. Adım Oh Jiyu, memnun oldum." Elini uzattı, tokalaştık. Yine de tüm bunların neden olduğunu, ne zaman olduğunu ve hatta neden benim evimde olduğunu hala anlamıyordum.
"Merhaba..." anlam veremediğim bir şekilde hala odadaki takım elbiseli insanları izlemekle meşguldüm. Sanki hepsi bambaşka diyarların insanları gibiydi. Yoongi tüm yeraltı dünyasını önüme yığmış olamazdı herhalde, değil mi? Pencerelerden gördüğüm kadarıyla dışarıda da birçok gazeteci vardı, hiç durmadan konuşuyorlardı.
"Sizi hemen bilgilendireyim." Elimdeki siyah dosyayı açtı, sayfalarını karıştırırken gözlüklerini düzeltti. Düz koyu kahve saçlarını savururken yüzünde büyük bir tebessüm vardı. "Bugün size danışmanlık ve tercümanlık etmek üzere buradayım. Dünya üzerindeki tüm ülkelerin başkanlarıyla yapacağınız anlaşmada elimden geldiğince yardımcı olacağım."
"Bir dakika, ne?" Tekrar yemek odasındaki insanlara baktım. "Buradaki herkes başkan mı? Bir de koskoca ülkelerin başkanları mı? Ne arıyorlar o halde burada!?" Kadın, hiddetli konuşmam sonrasında beni sakinleştirmek için elimi tuttu, hızlıca çektim elimi.
"Sorun yok, her anınızda size yardımcı olmak için buradayım. Lütfen sakin olun." Omzumdan içeri iteklerken konuşmaya devam etti. "Haberiniz var, zannediyorduk ama yine de size açıklayayım. Buradaki herkes, size kendi ülkelerinden bir şeyler hediye etmek için buradalar. Lütfen tekliflerini reddetmeyin. Çok kırılırlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tweet [Taegi Fanfiction]
FanfictionBasit bir tweet, hayatınızı ne kadar değiştirebilir ki? Kim Taehyung, eşcinsel hakları için kurmuş olduğu derneğin başkanı olarak korede, iyi ve kötü anlamda büyük nam salmıştır. Bir gün, dehşet derecede alkollü olduğu anında, kişisel hesabında yayı...