~Choi Soyeon~
Adımlarımı kontrol altında tutamıyordum.
Her şeyin toz pembe olmadığını anlamadığım zamana döndüğümüzde ben, daha yeni yeni gençlik hevesiyle yanıp tutuşmuş genç bir kızdım. Okulda öğrendiklerimin bana bir şey kazandırmayacağını, daha tehlikeli yollarda ustalaşmam gerektiğini biliyordum. Aklımda böylesine aptal bir sektör asla olmamıştı fakat şimdi için yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Belki de bu yüzden, beni tekrar kabul edeceklerine tüm kalbimle inandığım o eve dönmüyordum.
Adımlarım sendeliyordu, onlara ne kadar hakim olmaya çalışıyor olsam da böyle bir şey, yakın gelecek için imkansızdı. Son video için o siyahi adamlara teklif götürmemem gerektiğini bilmem gerekirdi. Birkaç fazla izlenme için, fazladan birkaç banknot için o kadar şeyi içime almaya kalkışmak aptallıktı, bu yaptığımı kim duysa, emindim ki bana böyle söylerdi. Deli ya da akıllı olması fark etmeksizin kimsenin böyle bir şeyi onaylamaması gerçekten yanlış olduğundan mı yoksa ahlaklarına ters olduğundan mıydı, merak ediyordum. Fiziksel olarak toparlanmam için doktorun verdiği 1 aylık sürenin sonlarına gelmemize rağmen hala bu durumda olmamın, süreçte her gün olmasa da iş almış olmamın etkisini gözler önüne serer gibiydi.
Sendeleyen adımlarıma bir de kulak zarını delecek türden gürültülü patlama eşlik ettiğinde korkudan neredeyse öleceğimi düşünüyordum. Tüm bilgilerini polise sattım diye hala peşimde olmaları mümkün müydü? Çoktan bu işlerden kurtulduğumu sanarken geçen gün gelen tehdit mektubundan sonra izimi kaybettirdiğime neredeyse emindim. İsa ve havarilerini andıran bu küçük kasabaya, bırakın bir mafyanın girmesini, ülke yöneticilerinin kendi din adamları bile adım atıp yanlış bir şey söylemekten çekinirlerdi. Burası benim son çarelerimden biriydi, bir anda yok olmasına, ellerimden kayıp gitmesine kesinlikle izin veremezdim.
Kulaklarıma dolan hıçkırık sesi, tüm o kaos ortamının yarattığı korkunç çığlık sesleri ve ölümleri, şaşırtıcı bir biçimde örtbas edebiliyordu. Merakıma yenik düşüp bu sesin nereden geldiğine bakıyorken ses kesildi ve orada öylece kalakaldım. Dizlerime yuvarlanan kadın bedenine tüm şaşkınlık ve korkumla bakarken ne yapmam gerektiğine dair tüm düşünceler beynimden hızlı hızlı geçmeye başlamıştı. Belki patlamadan dolayı fırlamış bir bedendi fakat kasabanın bu kadar uç köşesine kadar savrulmuş olabilmesi bana hiç olası gelmiyordu. Yanan hastane binasını görmek için bile gerçekten şahin gibi keskin gözleriniz olması şartken önüme bir anda düşmesi çok mantıksızdı. Kollarından tutup onu kaldırmak istediysem de bedeni, bir öküze aitmiş gibi ağırdı, yoksa ölmüş müydü?
Dizlerim üzerine çökerken kalçalarımda hissettiğim acı da katlanarak artmıştı. Yüzünü kendime çevirdiğim kadının tozlanmış karanlık saçlarına zıt bir biçimde bembeyaz kalmayı başarmış tenine bakmak bile insanı etkilerdi. Eminim bizim sektörde olsaydı paradan önünü göremez halde olurdu. Öylesine pürüzsüz öylesine sevimli ve insanı çeken bir yüze hayır diyecek erkeğin bir köpeğe tecavüz etmeyi zevk meselesi sanması gerekeceği barizdi. Onu burada böylece bırakırsam bu bahsi geçen tüm erkeklerin onun baygın halinden yararlanması da kaçınılmaz olurdu, o piç kurularını ne yazık ki yakından tanıyordum. Zor da olsa onu uyandırmam gerektiğini biliyordum. Elimdeki yarım su şişesine baktım, yüzüne döksem uyanır mıydı? Eğer uyanmayacaksa boşa çabalarım demekti. Ayrıca daha gidecek çok yolum varken her şeyimi burada bitiremezdim, değil mi?
İkinci bir seçeneğim yoktu. Şişenin kapağını açıp kadının yüzüne dökerken bir yandan da sarsmayı eksik etmemiştim. Dizlerim üzerine koyduğum başın ağırlığı bir anda azalıp gözleri ardına kadar açıldığında refleksel bir korkuyla geriye kaykıldım. Nedense zombiye dönüşmüş olarak uyanıp kafamdan koca bir ısırık alması ihtimali, o an için, ayılmış olması ihtimalinden daha mümkün gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tweet [Taegi Fanfiction]
FanficBasit bir tweet, hayatınızı ne kadar değiştirebilir ki? Kim Taehyung, eşcinsel hakları için kurmuş olduğu derneğin başkanı olarak korede, iyi ve kötü anlamda büyük nam salmıştır. Bir gün, dehşet derecede alkollü olduğu anında, kişisel hesabında yayı...