~Kim Taehyung~
Bayan Lee, ya da tam adıyla Lee Jihyeon, minik bebeklerimizin tüm sorumluluğunu almak üzere işe başladığından beri Yoongi ve ben neredeyse hiç ayrılmamaya başlamıştık. Bu durum hakkında endişelerim olduğunu söylesem de o, süt anneleri olan bu kadının her daim yanlarında olarak onlara düzgün bir insan olmak üzerine dadılık yapacağından adı kadar emindi. Bu yüzden çocuklarımıza ayırdığımız zaman, gelecek üzerine kurduğumuz bu çetrefilli planlar yüzünden birkaç saatliğine de olsa azalmıştı. Telafisi olacağına yeminliydik ama yine de huzurlu değildim.
Yoongi; onu tanıdığım bu süre boyunca ilk defa saç döküyordu, deri değiştiriyordu ve göz altları çöküyordu. Sanki bir anda 10 yıl kadar daha yaşlanmıştı. Şimdi şirkette, bu kasvetli ve loş odada doldurmuş olduğu beyaz tahtayı temizlerken de bir hayli huzursuz ve bitkin görünüyordu. Suyunu vermeyi unuttuğunuz bir çiçek gibi düşürmüştü yapraklarını.
"Yoon..." ayağa kalkmak üzereyken bana dönmüş, sert bakışlarıyla beni tekrar oturtmuştu. "Seni bu kadar üzen şey ne? Öncesinde sanki daha çok şey paylaşıyorduk. Hep şikayet ediyorum, biliyorum ama neden ortayı bulamıyoruz?"
Oluşan sessizlikle birlikte temizlerken kullandığı bezini bir kenara bıraktı, savsak adımlarla yanıma gelerek oturduğum sandalyenin kolçaklarına elini koyarak ağırlğını verdi, üzerime eğildiğinde siyah bir tel saçı süzülerek üzerime düştü. Üfleyerek uzaklaştırdığında nefesindeki o derin acı kahve kokusunu hissetmiştim. "Sürekli şikayet falan etmiyorsun, açık olmanı seviyorum."
"Ama bu tek taraflı işliyor. Ne olur ki sen de bana karşı açık olsan?" Resmen yalvarırcasına konuşmuştum. Dudaklarım onun için aralanmış; nefesim, onu rahatsız etme korkusuyla kibarca okşamıştı ses tellerimi.
"Babamla olan sorunlarım geçmişimin tozlu sayfalarındaki karanlık lekeler yalnızca. Seni de bu tür şeylerle meşgul etmeye gerek yok, diye düşündüm." Yanağımı okşayan eli kurumuştu. Hayatımda gördüğüm en sağlıklı adamdan en hastasına hızlı bir düşüş yaşaması beni bile şaşırtıyordu. Her zaman stres ve korku onu bu kadar etkiliyor muydu, merak etmiştim.
"Üzgünüm, Yoon ama berbat görünüyorsun. Gerçekten beni meşgul etmene gerek yok mu?" Dudakları dudaklarım üzerinde hafifçe gezindi ama öpmedi. Yalnızca varlıklarını hatırlatmak istercesine durdular üzerlerinde.
Kapı çalındığında toparlanmak yerine alt dudağımı kuru dudakları arasına aldı, geri çekilip hayranlıkla bana bakarken dilini de usulca gezdirdi dudaklarım üzerinde. Bu ürpertici hareketine karşılık kısık gözlerle inledim. Kapı aralandı ama o çekilmedi. "Yoon-" sözümü kesen şey yine o derin öpücüğü olmuştu. Bu sefer de üst dudağıma uyguladığı ağır baskıyla inlemiş, kollarımı boynuna korkakça sararken bir yandan da daha fazlası için yalvarmaya hazırdım. Yine çekildi, yine dilini dudağım üzerinde yavaşça gezdirdi.
İçeri giren kadın boğazını temizlediğinde yine geri çekilmedi. Gözleri gözlerimden bir saniye olsun ayrılmadı. Saçlarımı kibarca geriye okşarken sandalyemi duvara yaslamak için bacaklarımın arasına dizini yerleştirerek itmeye başladı. Ağır ağır geriye giderken yine benden ayrılmayarak adımlarını sandalyenin hareketlerine uydurmuştu. Zorlukla yutkundum, birilerinin önünde sevişme fikri hem kalbimi coştururken hem de ruhumu korkutuyordu. Gerçekten izleyecek miydi ya da Yoongi gerçekten yapacak mıydı?
Arkamızdaki her kimse gitmemeye yeminli gibiydi. Karşımdaki Yoongi yüzünden onu net olarak göremesem de belimi sıkan kemerin çözülmesiyle kalbim sanki boğzımda atıyor gibi gelmişti. Bir anlığına irkilerek dikeldim ve tekrar gözlerimizi kavuşturdum. Az önce hasta diye nitelendirdiğim yorgun bakışlar şimdi alev alev yanıyordu, benim için yanıyordu, biliyordum. "Bana odaklan." Sert ve soğuk sesi beni etkisi altına alırken kendimi tekrar sandalyeye bıraktım, kadının gitmesini umut etmek dışında elimden gelen bir şey kalmamıştı. Gerçekten patronunun seksini izleyecek kadar azmış mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tweet [Taegi Fanfiction]
FanfictionBasit bir tweet, hayatınızı ne kadar değiştirebilir ki? Kim Taehyung, eşcinsel hakları için kurmuş olduğu derneğin başkanı olarak korede, iyi ve kötü anlamda büyük nam salmıştır. Bir gün, dehşet derecede alkollü olduğu anında, kişisel hesabında yayı...