~Kim Taehyung~
"...son dakika haberiyle karşınızdayız, sayın seyirciler. Az önce bir polis memuru daha kıyıya vurmuş halde bulundu. Hayati durumu hala tehlikede olan emniyet müdürü Kim Namjoon'la hemen hemen aynı yerlerden darbe alması dikkat çeken polisin durumu kritik görünüyor. Ülkenin dört bir yanında artan devlet memurlarına şiddet, Japonya'da ve Çin'de de bir gecede yüksek oranda artması sebebiyle dikkat çekmekte..."
Gözlerimi açarken spikerin sert ve odlukça heyecanlı ses tonundan rahatsız olmuştum. Polisler dövülüyor diye neden bu kadar mutlulardı ki?
Dün gece eve nasıl geldiğimi bile tam olarak hatırlayamıyordum. Zihnim yaşadığı onca şokla o kadar bulanmıştı ki... geldiğim gibi yatmış olmalıydım, o büyük acıyı sindirmek için yapabileceğim tek şey buydu muhtemelen.
Ağır adımlarla içeriye gittiğimde Jimin ve Jungkook'un gerginlikle televizyon izlediğini gördüm. Jungkook koltuğun kolçasına kalçasını yaslayarak yarı oturmuş, Jimin de hemen o köşede koltuğun ucunda oturarak bacağını sallıyordu. İkisine de ses etmeden mutfağa geçtim ve bitki çayı için sıcak su kaynatmaya hazırlandım
"...işte yeni bir son dakika haberi, sevgili seyirciler. Az önce edindiğimiz bilgiye göre emniyet müdürü Kim Namjoon'un görev yaptığı emniyet müdürlüğünde büyük bir yangın çıktı. Şu an olay yerinden sizlere bağlanıyoruz, itfaiye ekipleri olaya hızla müdahele ediyorlar fakat her çıkan cesedin kalp hizalarına çizilmiş kuş amblemi dışında yine dikkat çeken özel bir şey yok..."
"Siktir.." Jungkook ayağa kalktı ve elini gerginlikle saçlarına atıp telefonunu çıkardı. "Böylesine kritik bir zamanda nasıl telefonunu açmaz?" Jimin ona endişeyle döndüğünde ilk kez ikisini de ekrana bu denli kilitleyen şeyin ne olduğunu merak ettim.
"Ne olmuş?" Fincanımı alarak yanlarına geçtiğimde gçrdüğüm görüntüler dehşete düşürücüydü. Yangından bahsedelerken tüm binanın alev aldığından ve etrafa da sıçrayarak neredeyae tüm mahalleyi etkisi altına aldığından bahsedilmemişti. Bina, alevlerin arasında bir gölge gibi kalmıştı. İfade verdiğim, onca planlar kurduğum yerde yaşananlar beni yalnızca kırdı. Dudaklarım şaşkınlıkla aralandı ama Jimin çenemin altından iterek kapattı ve yanıma yaklaştı.
"Birisi ülkenin tüm savunma sistemini çökertiyor." Dedi tek seferde, her şeyi açıklayabilmek için hızlı hızlı konuşuyordua. "Dün gece askeriyeyi dağıtmışlar. Devlet tekrar toplamaya çalışırken şimdi de polislere saldırıyorlar. En başta Namjoon'a saldırdıkları için Jungkook Suga'dan biliyor."
"ŞU HERİFE ADIYLA SESLEN!" Jungkook'un bir anda kükremesiyle yerimden sıçradım. Onu daha önce hiç bu kadar sinirli görmemiştim. Dün geceden beri bu işlerle uğraşıyorlarsa normaldi tabi.
Jimin iç geçirdi. Genel olarak sakin kalmaya çalışıyor gibi bir hali vardı. "Yoongi işte!.. ifademizi isterlerken sürekli Suga diyorlar diye dilime dolanmış, bağırıp durma!" Bir de ifade mi vermişlerdi? Hareketli bir gece olmuştu anlaşılan.
Jungkook tekrar Jimin'in yanından kolçağa yaslandı ve benim gibi şaşkınlıkla televizyonu izlemeye devam etti. "Bir dakika uyumadım, çok gerginim." Diyiverdi.
Her ne kasar sormam aptalca kaçacak olsa da sessiz bir tonda mırıldandım. "Ne zamandır devam ediyor ki?" Onlar onca şeye göğüs germişlerken ben mışıl mışıl uyumuş muydum?
"Sen eve gelmeden birkaç dakika önce başlamış. Uyuduğunda haberleri izlemeye yeni başlamıştık." Jimin hızlıca açıklarken bardağımı elimden almış ve büyükçe bir yudum aldıktan sonra tekrar elime tutuşturmuştu. "Bir anda savaşa girsek ülkeyi savunacak kimse yok şu anda." Dedi hızlıca. "Yönetim hala bir açıklama yapmadı, işin kötü yanı nerede olduklarını bilen de yok. Kıyamet senaryosu gibi. Yer yer yangınlar çıkıyor, askerler öldürülüp polisler hastanelik ediliyor ve yöneticilerden ses seda yok!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tweet [Taegi Fanfiction]
FanfictionBasit bir tweet, hayatınızı ne kadar değiştirebilir ki? Kim Taehyung, eşcinsel hakları için kurmuş olduğu derneğin başkanı olarak korede, iyi ve kötü anlamda büyük nam salmıştır. Bir gün, dehşet derecede alkollü olduğu anında, kişisel hesabında yayı...