~Kim Taehyung~
Arabada hepimiz sessizdik. Daha önce Yoongi'nin evine hiç -bilinçli olarak- gelmediğim için merkezden bu kadar uzak olduğunu da fark etmemiştim. Ben ve Jimin, işlerimiz gereği daha işlek caddelerde oturmamız gerektiğini düşünerek üç oda ve amerikan mutfaktan oluşan bir ev tutmuştuk. Şu ana kadarki yaşantımın ne kadar huzurlu olduğundan habersizdim.
Jimin ön koltuktaydı, sürekli popomun üzerine oturamayacağım için arkada kaykılarak kapıya yaslanmış olan beni izlemek üzere sürekli dönüp duruyor ama tek kelime etmiyordu. Ben olsam ne yapardım, diye düşünüp durdum. Jungkook haberini bana hiç de geciktirmeden vermişti, bense ona 2 yıldır yalan söylüyor gibi görünmüştüm. Yaralayıcıydı. Hem de çok.
Şehre girdiğimizi gösteren tabelaları gördüğümüzde doğruldum, iki koltuğun arasındaki boşluktan kafamı uzattım. "Ben varım diye çekiniyorsunuz, değil mi? Nerede tatlı konuşmalar? En azından 'tatlım' falan diyiverin." Sırıttım. Belki ortamı yumuşatmak için, belki de sessizlik bana o iğrenç anları anımsattığı içindi, bilemiyorum, sürekli konuşmak istiyordum.
"Sorun o değil." Dedi Jungkook hızlıca. Ses tonu ciddiydi ama yüzüne bir tebessüm yerleştirebildi. Jimin gerçekten de doğru adamı bulmuştu fakat bu doğru adam, yanlış ailede büyümüştü.
"Ne peki? Kaçırılıp tecavüze uğramış olmam mı?" Başımı yana eğdim ve Jimin'in koltuğuna yasladım. Benim için daha fazla endişe etmelerini istemiyorum. O karanlık kuyudan çekip çıkarmışlardı ya, hepsine yeterdi.
"Bunu nasıl bu kadar normalmiş gibi söylersin?" Diye fısıldadı Jimin. Bakışlarında keder vardı, acı vardı. Empati kuruyor olmalıydı zira çektiğim tüm acıları o çekmiş gibi davranıyordu. Bense ona kıyasla çok normal kalmıştım.
İç geçirerek tekrar kendimi koltuğa bıraktım ve camdan dışarı izlerken titreyen arabanın bedenimi de titretmesine izin verdim. Nedenini bilmiyordum ama bu sessizliği Yoongi yarattığında daha normal geliyordu. Şimdi ister istemez ikisinin de bana küs olduğunu, kırıldıklarını düşünerek geriliyordum. Belki de zaten öyleydi ve iyileşmemi bekliyorlardı.
"Önce eve uğrayalım, değil mi?" Dedi Jungkook, biraz daha Jimin'e karşı. Jimin başıyla hızlı hızlı onaylasa da hemen araya girdim.
"Olmaz!" İkisi de bir an için bana baktı. Jimin gerçekten delirdiğimi düşünüyor gibiydi, Jungkook da endişeli görünmüştü. "Önce karakola gidelim."
"Bana kalırsa önce seni bir duşa sokalım, kendine gel. Yaralarınla ilgilenilmesi de gerekiyor. Özellikle şu sonuncu... sadece sardı pislik herif!" Jimin ardı ardına hızlıca sıraladığı cümlelerin aklıma işleyeceğini mi sanıyordu? Yoongi yeterince ilgilenmişti, ayrıca artık kanamıyordu da, garip bir biçimde.
"Buna gerek yok. İki dakika karakolda ifade vereceğim, değil mi? Hemen hallederim." İkisi de bana inanmıyor gibi görünüyordu. Şahsen ben de bana inanmamıştım doğrusu.
"Yoongi mi sıkıştırıyor?" Diye sordu Jungkook. Direksiyonu tutan elleri sıkılaşmıştı. Gözlerinde en az Yoongi'deki gibi bir alev belirdiğini sandım.
"Kimsenin sıkıştırdığı yok. Kendi özgür irademle hareket edemez miyim?" İkisi gerginlikle bakıştılar. Onları suçlamıyordum, belki de bana inanmamışlardu. Her ne kadar Yoongi, iyi bir aktör olsa da ben değildim. Hiç bu kadar büyük bir yalan söylemem gerekmemişti -ki gerekse bile hep yakalanmıştım. Şimdi de aynı korkuyu güdüyordum.
"İyi o zaman." Dedi Jimin, gardını indirmişti. "Önce karakola gidelim madem."
Yine büyük bir sessizlik çöktü arabaya. Ben de uzun uzun polise ne diyeceğimi düşündüm. Adamı tamamen hatırlamama gerek yoktu muhtemelen. Olsa, Yoongi kesin söylerdi zaten. İlk etapta onu ele vermeye çalışmak, zaten olmayan güvenini kıracaktı muhtemelen. Şimdilik sadece gizlice gidecektim. Eğer gerçekten güvenebileceğim birilerini bulursam o zaman intikam planlarımdan bahsedebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tweet [Taegi Fanfiction]
FanfictionBasit bir tweet, hayatınızı ne kadar değiştirebilir ki? Kim Taehyung, eşcinsel hakları için kurmuş olduğu derneğin başkanı olarak korede, iyi ve kötü anlamda büyük nam salmıştır. Bir gün, dehşet derecede alkollü olduğu anında, kişisel hesabında yayı...