2. Bölüm

2.9K 356 669
                                    

  Titreyen parmaklar yüzünde, kollarında, kıyafetlerinde, tüm vücudunda dolandı. Hizmetçiler ter dökerek en güzel ipek giysiyi Kontes'in vücuduna tutturmaya çalışırken bir yandan güzel yüzünün hatlarını meydana çıkarıyorlardı. Kremlerle vücudunu ovalıyor, pahalı parfümleri cildine sürüyorlardı.

  Hizmetçiler korku dolu bir on beş dakika geçirmişlerdi ama yetenekli oldukları için rahatça yetişmişlerdi. Kontes aynaya baktığında gördüğü leydiden memnundu. Yine de nezaket gösterecek bir havada değildi. "Çekilebilirsiniz." diye emir verdikten sonra vakit kaybetmeden merdivenlere yöneldi. Ne de olsa biricik kocasıyla odası üst kattaydı.

  Salına salına merdivenlerden çıktı. Yüzündeki zehirli gülümsemeyi görenler başlarını kaldırmaya cesaret edemiyordu. Şövalyeler hem aurasından hem de Kont'a olan sonsuz sadakatlerinden dolayı leydiye göz ucuyla bile bakmıyorlardı. Bu kaleye seneler sonra ilk kez leydi gelmesine rağmen kimse saygıda kusur etmiyordu. Nüfuslu bir soylu olmak böyle bir şeydi, her kesimin en kalitelisini elde etme şansı tanıyordu.

  Maria, diğer kapılardan belirgin bir şekilde daha gösterişli olan kapının önünde durdu ve uzun parmaklarıyla kulpa uzandı. Dudaklarının kenarındaki çarpık gülümseme aslında hissettiği her şeyi anlatmaya yetiyordu.

  Çevirip kapıyı açtı, beklemeden içeri girdi. Büyük ve gösterişli yatak odası bakışlarını karşılamıştı. Ve tabii ki odanın ortasındaki yatağa uzanmış kitap okuyan Kont Firansoa...

  Onun için ilginç bir sahneydi. Kont, bakışlarını kitaptan ayırmadan "Beklediğimden çabuk geldin." diye seslendi.

  "Sandığınız kadar yorgun değilim."

  "Bunu duyduğuma sevindim." diyerek gözlerini kitaptan ayırdı ve genç kadının vücuduna baktı. "Yoksa asi karım hakkında endişelenmeye başlayabilirdim."

  Kontesin dudaklarındaki çarpık gülümseme daha da büyüdü. "Sizi temin ederim endişelenmenizi gerektirecek bir şey yok. Tamamen size sadığım."

  Gözlerinin içini karıştırdığını hissedebiliyordu. Kont, gözlerine öyle dikkatli bakıyordu ki sanki onu çözmek için tüm gücünü harcıyor gibiydi. Her seferinde duvara toslasa bile tekrar tekrar deniyordu. "Maria, bir kadının eşine olan görevlerine hakim misin?"

  Beklediği soru nihayet gelmişti. "Bilmem gereken her şeyi bildiğime inanıyorum Kont Firansoa."

  "Nate." diye seslendi birdenbire Kont. "Bundan böyle kocan olduğum için bana ismimle seslenebilirsin. İsmim Nate."

  "Nasıl istersen, Nate."

  Hiç takılmadan adamın ismini zikrettiğinde Kontun bakışları sertleşti.

  "O halde buraya gel ve bana ismimi daha yakından söyle Maria."

***

  Gece geç saatler olduğunda Maria gözlerini kedi gibi açtı. Sızlayan vücuduna aldırmadan yavaşça yataktan çıkıp sabahlığını üstüne geçirdi. Kontun uyuduğundan emin olduğu için rahattı. Yaptığı denemelere göre Nate oldukça derin uyuyordu ve bir hayalet gibi hareket eden Maria'nın sesine uyanması imkansızdı.

  Çıplak vücudunu iyice örtüp balkon kapısını açtı. Serin hava sabahlığından sızıp üşütse bile o bunu sorun etmiyordu. Daha beter koşullarda yaşamıştı.

  Kale ve çevresi çok karanlıktı. Kıpırdanan karanlığı gören genç kadın mutluydu. Astlarının rahatça sızabileceği bir kaleydi burası. "Dala, rapor ver."

  Balkona adeta yapışmış karanlık, belli belirsiz konuşmaya başladı. "Efendi Yane, Dük Larea'nın doğu ormanlarındaki ele geçirdiği madenlerden bir tanesini bulmayı başardık. Koordinatları N 345 D 468 T 03211196 operasyon için hazırlanalım mı?"

Bıçağın Ucundaki KontesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin