33. Bölüm

865 108 148
                                    

  Barles Larea. Onla seneler önce bir tavernada tanışmıştı. Lale Loncasını Yane adıyla ilk kurduğu sıralarda, araştırma yaparken yanlışlıkla adamın dikkatini çekmişti. Sinsi bir adam olan Barles, onun bir soylu olduğunu anında anlamıştı. Bu sebeple onla Yane adıyla değil, Maria adıyla tanışmak zorunda kalmıştı.

  O gece Maria'ya bir sonraki Larea Dükü olacağı gibi birçok yalan söylemişti. Aşağılık kompleksi yüzünden övünebildiği tek şey Larea Dükü olabilme ihtimaliydi. Maria'yı sıradan bir soylu kadın sandığından bu şekilde etkileyebileceğini düşünmüştü.

  Maria'nın Aristokrasiden nefret ettiğinden bihaber şekilde tüm gece ne kadar soylu olduğundan bahsetmişti. Maria ise yılışık Barles'ten bir türlü kurtulamamış ve tüm gece anlattığı şeyleri dinlemek zorunda kalmıştı. O günün akşamı onu yatağına davet ettiğinde az kalsın Barles'i öldürüp ıssız bir yere gömecekti.

  Şimdi düşünüyordu da o gün onu öldürseydi bu kadar sıkıntıyı çekmemiş olurdu.

  Barles, ilk reddedildiğinde bir süre kadının naz yaptığını düşünmüştü. Zengindi, yakışıklıydı, uzun boyluydu, zekiydi. Maria'nın onu reddetmesine imkan yoktu. Düşünce tarzının absürtlüğü yüzünden pes etmeyerek ahlaksız tekliflerine devam etti. Maria onun her türlü teklifini kesinkes reddettiğinde ise adam yavaş yavaş sinirlenmeye başlamıştı. O gece Maria ondan kurtulmayı başarsa da tacizleri daha sonrasında da devam etti. Hiç durmadan Vikontluğa yolladığı mektuplarla onu rahatsız ediyor, peşine adamlarını yollayıp takip ettirerek gittiği yerleri öğreniyordu. Olur olmadık yerlerde karşısına çıkarak terbiyesiz tekliflerde bulunuyordu. Maria'nın hiçbir teklifini kabul etmediğini gördüğünde onun doyumsuz bir kadın olduğunu düşünmüş ve nihayet tek gecelik ilişki istemeyi bırakmıştı. Bu defa ondan Metresi olmasını istiyordu.

  Maria, Metres olmayı da reddettiğinde Barles iyice çileden çıktı. Basit bir Vikont kızına yeterince cömert davrandığını ve onun bu cömetliğine rağmen hiçbir şeyle mutlu olmadığını düşünmüştü. Yavaş yavaş reddedilmesinin asıl sebebini gerçek mirasçı varis olmamasına bağladı. Onun hayal dünyasında Maria, sıradaki Larea Dükü olmadığı için Barles'in tekliflerini geri çeviriyordu.

  Seneler süren tacizlerin ardından Maria ünvan sahibi biriyle evlenmiş ve Kontes olmuştu. Barles bunu kendine yedirememiş olmalıydı. Onu her fırsatta reddeden kadın, Kont'un evlilik teklifini tek bir mektupla kabul etmişti. Şart bile koşmamıştı. Sadece bir mektup gönderilmesi yetmişti. Barles'in aklına ilk gelen şey ünvandı. Maria Barles'i reddetmişti, çünkü ünvanı yoktu. Maria Firansoa'nın teklifini kabul etmişti, çünkü ünvanı vardı. Bu absürt düşünceler, içindeki varis olma isteğini ortaya çıkaran sebeplerden biri olmuştu.

  Sıradaki Dük olma konusundaki kompleksi o kadar fazlaydı ki elinden gelse tüm kardeşlerini ve babasını öldürürdü. Başka türlü Dük Larea olma ihtimali de yoktu zaten. Çünkü o...

  "Senin gibi bir gayrimeşru çocuk nasıl Dük olabilir?"

  Dük olamazdı çünkü o bir metres çocuğuydu. Annesi nereden geldiği belli olmayan bir köleydi. Sapık Dük Larea'nın taciz ettiği ve yanlışlıkla hamile bıraktığı ilişkiden doğmuştu. Ancak ortada bir mirasçı kalmadığında ünvanı miras alabilirdi. Ailesindeki herkes ölmeliydi, başka türlü o çok istediği ünvana asla sahip olamazdı.

  "Gayrimeşru olmak önemli değil, ben Dük'ün kanındanım! O ünvan benim hakkım. Bunu kafana soksan iyi edersin."

  Problem şuydu ki Barles, psikopat babası Dük Larea'dan daha tehlikeliydi. Amacı için tüm etik olmayan yollara başvururdu. Birilerine zarar vermekten zevk alırdı. Asla laftan anlamayan, 'İstemiyorum.' kelimesini görmezden gelen, bir şeyi istediğinde elde etmeden durmayan biriydi. Onu reddeden kadınları sadizm denecek seviyede ilişkiye zorlama eğilimindeydi. Bu zamana kadar onla mücadele edebilen tek kadın olan Maria'ya ölümüne takıktı.

Bıçağın Ucundaki KontesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin