96. Bölüm

456 57 38
                                    

  Birbirine bakan soylular tedirginlik içinde fısıldaşıyorlardı. Bu mahkeme henüz yeni başlamasına rağmen herkesi germeyi başarmıştı. Elbette herkesin kafası karışıktı çünkü iki ifade de kulağa mantıklı geliyordu. Tarafsız soylular kimin tarafında durması gerektiğine karar veremiyorlardı.

  Konuşma sırası Lelgiel Boham'daydı. Babası Dük Boham'ı temsil edeceği için sözlerine son derece dikkat etmesi gerekiyordu. Dük Larea'dan korkacak değildi ama işlerin istediği yönde gitmesini istediği için ağzından çıkacak her kelimeye dikkat edecekti. Elini kaldırıp söz hakkı istedi.

  "Söz hakkı Prens Lelgiel Boham'ındır."

  Ayağa kalkan Lelgiel, yaşı küçük bir Vekil olsa da saygı gören biriydi. Her zaman tarafsız olan Boham ailesini savunduğu için onun sözleri diğer vekiller için önemliydi. "Teşekkür ederim Majesteleri. Öncelikle bu olayda şaibe olduğunu savunanlar için her şeye açıklık getirmemizin şart olduğuna inanıyorum. İmparatorluğumuzun refahı için akıllarda en ufak şüphe bile bırakmamalıyız. Bu sebeple fikrimi alenen beyan edeceğim. Kontes Firansoa'nın bariz şekilde Yüce Azize Lily'nin hayatını kurtardığını düşünüyorum. Bomba, Kontes onu uzağa fırlatmadan önce de patlayabilirdi. Böyle bir durumda Kontes Firansoa patlamanın etkisiyle korkunç bir sona ulaşırdı. Eğer suikasti planlayan kişilerden olsaydı bu riski asla almazdı. Ayrıca Kontes'in Azize'ye zarar verme niyeti olsaydı bunu tüm bu süre boyunca binlerce defa yapma fırsatına sahipti. Tüm bunları göz önünde bulundurmanızı rica edeceğim. Söyleyeceklerim bu kadar Majesteleri."

  Lelgiel oturur oturmaz Dük Larea tekrardan söz hakkı istedi. Salondaki uğultu yavaş yavaş büyüyordu. Herkesin düşüncelerini kendi tarafına çekmek istercesine söz hakkı alan Dük, hiç olmadığı kadar cüretkardı. Ayağa kalktı ve beklemeden konuşmaya başladı. "Bunların hepsinin bir varsayım olduğuna inanıyorum. Kontes suçsuz çünkü bir çıkarı yok. Kontes suçsuz çünkü Azize'ye zarar verebilecekken bunu yapmadı. Kontes suçsuz çünkü o da zarar görebilirdi. Siz de farkındasınız ki bunların hepsi birer varsayım. Sayın Vekiller, bu küçümsenecek bir olay değil! Başkentimizin ortasında Yüce Azize'ye suikast düzenlendi! Varsayımlarla hareket etmenin sırası değil. Bu meselede çok büyük bir şaibe var. Tüm bunları göz ardı edemeyiz."

  Salondaki uğultular daha da büyüdü. Herkesin kafası hiç olmadığı kadar karışmıştı. Kontes hakkındaki olumsuz dedikoduları hatırlayanlar fısıldaşarak olabilecekleri konuşuyorlardı. Bu işin sonunda Kontes'in suikastçilerle bir bağlantısı çıkarsa... İşte o zaman işlerin fena halde karışacağını düşünüyorlardı.

  Uğultu tolere edilemeyecek bir raddeye gelince İmparator topuzu kürsüye vurdu. "Herkes sessiz olsun!"

  Konuşmalar azalmıştı fakat buna rağmen fısıltılar büyük ölçüde devam ediyordu. İmparator, söz hakkı almak isteyen diğer Vekillere döndü. "Söz hakkı Vekil Desacea'nındır."

  İmparatorluk Vekili kendi fikrini beyan etmek üzere ayağa kalktı. Bu Vekil, Larea'nın lehine çektiği Vekillerden biriydi. Bir papağan gibi onu tekrar etti. "Dük Larea'nın da dediği gibi, bu mesele sıradan bir mesele değil. Kontes bunu planlamış olabilir. Şu an Azize'yi kurtardığını düşünürsek, o bir kahraman gibi gözükmüyor mu? Belki de bağış vazosunun içinde bomba olduğunu biliyordu. Belki de o bombayı elinde patlamayacak şekilde ayarlamıştı. Belki de Azize'yi kurtarmadı, kurtarır gibi yaptı. Bunu yaparak bir şeyler amaçlıyor olabilir. Hatta belki suikastçi bedenlerinin gizlice kaldırılmak istenmesi de bu sebeptendi."

  Başka bir Vekil söz hakkı istedi ve İmparator'un izniyle konuşmayı devraldı. "Tamamen katılıyorum. Ayrıca hepimiz son zamanlarda Kontes'in yaptığı işleri duymadık mı? Bilerek itibarını arttırmak isteyen birinin yapacağı şeylerdi. Bu maskeyi takarak elde edebileceği çıkarları düşünsenize."

Bıçağın Ucundaki KontesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin