Bıçağın Ucundaki Kontes

85. Bölüm

  "Bugün özel bir gün. Sizce de öyle değil mi leydiler?"

  Çaylar doldurulurken Prenses, kalabalığa doğru bir soru yöneltmişti. İmalı bir soruydu. Bu sorunun hedefi ortamdaki sessizlik düğümünü çözmek ve bugünün esas amacını hatırlatmaktı.

  Birkaç kişi "Evet majesteleri." diyerek onu onayladı.

  Prenses kendinden emin duruşunu bozmadan konuşmasına devam etti. "Ne de olsa her zaman böyle buluşmalar yapmıyoruz."

  O ağır bir tonla konuşurken Maria, iç çekerek bardağının çayla dolduruluşunu seyretti. Gözlerini yanlışlıkla yukarı çevirirse herkesin ilgisinin ona döneceğinin farkındaydı. Dikkat çekmemek için elinden geleni yapmasına rağmen neden Prenses'in yanında Kontes Firansoa'nın olduğunu tartışan birkaç fısıltı kulağına geliyordu. Prenses konuştukça üstündeki bakışlar da aynı oranda artıyordu.

  "Yüce Azize'nin de aramıza katılması ne güzel... Burada bizleri kutsamak için mi bulunuyor?"

  Konuşan kişi Leydi Aspova'ydı. Bu leydi, en prestijli Veliaht Prenses adaylarından biriydi. Bu soruyu sormasının esas sebebi korktuğu ihtimalin gerçek olup olmadığını sorgulamaktı. İhtimalleri düşünürken kendine hakim olmaya çalışsa da yumruğuyla beyaz eldivenini sıktığı görülebiliyordu. Oysaki buraya seçileceğinden emin bir şekilde gelmişken...

  Yelpazesini açan Prenses, sırıtışını dantellerin arasına sakladı. Buradaki herkesin ne kadar saf olduğunu görebiliyordu. İmparatorluk hanesinin bir üyesi olmanın bu kadar kolay olacağını kim söylemişti? "Ah, sizi hayal kırıklığına uğratmak istemem leydiler. Üzülerek söylemeliyim, Azize Lily bugün burada kutsama amacıyla bulunmuyor. Gördüğünüz üzere kendisi baş davetlim."

  Leydileri şok eden sözler salonda yankılandı. Maria ise bu esnada soğumadan evvel siyah çayını yudumlamaya başladı. Üzerinde her şeyi önceden bilen birinin rahatlığı vardı.

  Prenses, şovunu erkenden yapmıştı. Biraz daha eğlenebilirdi ama direkt açıklamayı tercih etmişti. Kimsenin bilmediği Veliaht Prenses adayı, Azize Lily, bu açıklamanın üzerine tek kelime etmeden platin sarısı saçlarını geriye atmış şekilde öylece oturuyordu. Sesini çıkarmadan boş bir ifadeyle oturan Azize, yelpazesinin arkasından gülen Prenses Azteria ve hiçbir şey olmamış gibi çayını yudumlayan Kontes Maria Firansoa... Soylu kadınlara kafayı yedirtecek bir görüntüydü.

  "B-baş davetli?"

  "Evet, doğru duydunuz. Azize Lily bu buluşmanın en önemli insanı. Yanıma oturduğunda anlarsınız diye düşünmüştüm."

  Azteria'yı ilk defa lafı dolandırmadan açıklama yaparken görüyordu. Genelde hep dolambaçlı cümleler kuran Azteria, bugün direkt olarak sadede gelmişti. Bu Maria'dan aldığı bir özellikti.

  Veliaht Prenses, seçilmişti. Azteria'nın abisi Veliaht Prens'le evlenecek olan kişi Azize'den başkası değildi. Bu kurnaz plan çok uzun süre önce yapılmıştı. Veliaht Prens'in tahta oturması için evlilik yoluyla güçlü bağlantılara ihtiyacı vardı. Şu anki siyasal dinamiklere göre en güçlü bağlantı ise Kiliseydi. Azize'yle evlendikten sonra hiçbir Prens, Veliaht Prens'in sahip olduklarına sahip olamazdı çünkü Kilise kusursuz bir müttefikti. Hiçbir siyasal lider Kilise'yi karşısına almak istemezdi.

  Bu büyük, gösterişli buluşma vasallara bir uyarı niteliğinde yapılmıştı. 'Geri dönün, burada olanları herkese anlatın ve devir değiştiğinde hâlâ var olmak istiyorsanız Veliaht Prensi destekleyin.' mesajı içeriyordu. Prenses işi yokuşa sürmeden herkese gereken cevabı vermişti.

  "Tebrik ederim Yüce Azize Lily. Sizin kusursuz bir figür olduğunuz su götürmez bir gerçek."

  Aniden herkesin bakışları kapıya döndü. Davetsiz bir şekilde içeri giren kişi, İmparator'un üçüncü eşi, ikinci Prens'in annesi Roxana Silveron Syletel'dan başkası değildi. Kestane renkli saçları gösterişli bir topuz şeklinde bağlanmış, elmas bir taçla süslenmişti. Vücudunun her yerinde irili ufaklı mücevherler vardı. Yüzündeki pahalı makyaj malzemeleri uzaktan bile kendini belli ediyordu. Yerleri süpüren kabarık elbisesiyle birlikte salondaki en gösterişli kadın olmayı başarmıştı.