'Yane, artık öldürme. Yalvarırım sana öldürme!'
Kabusundan nefes nefese uyandı. Kalbi güm güm atıyordu. Dişlerini ve yumruklarını delicesine sıkmıştı. Çenesi ve dişlerinin sızlaması bile ayılmasına yardım edememişti.
"Maria?"
Kocasının sesini duyduğunda aniden başını çevirdi ve Kont ile göz göze geldi.
Kontun gece karanlığında bile kendini belli eden mavi gözlerini gördüğünde donup kaldı. Bu mavi gözlere baktığı ilk seferdi. Nate'in endişeli bakışları onu yavaşça kendine getirmişti. Nefesi düzene girdi ve nerede olduğunu algılamaya çalıştı.
O an yumruk yaptığı sağ eliyle var gücüyle Kontun kolunu sıktığını fark etti. Parmakları kaslı kollarını adeta yarmıştı. Hemen yumruğunu gevşetti ve elini çekti. Elini çektiği yer, Kontun kolu ay ışığından seçebildiği kadarıyla kıpkırmızı gözüküyordu.
"Özür dilerim."
Nate yatakta doğruldu ve Maria'nın yüzüne dikkatle baktı. "Ne gördün seni bu kadar ürkütecek kadar?"
Bunu söyler söylemez gözünden bir damla yaş düştü. Seneler sonra ilk kez... Şaşkınlık ve endişeden bir anlığına donakalan Nate ise "şş" diyerek Maria'ya sarıldı.
"Anlatmak zorunda değilsin. Her ne gördüysen gerçek olmayacağını bil. Bu Kontlukta yaşadığın sürece zarar görmeyeceğine yemin ederim. Seni koruyacağım Maria."
Öylesine ironikti ki... Sadece o anlığına hata olduğunu bile bile gardını indirdi ve Nate'e sıkı sıkı sarıldı. Rüyalarında kutsal kılıçla boğazını kesen adamın kollarında teselli bulmaya çalışıyordu. Ona gözyaşlarını gösteriyordu. Korkutuğunu belli ediyordu. İçten içe koruma talep ediyordu.
Defalarca ellerinde ölmüştü ama kollarında hayat bulmaya çalışıyordu.
Titreyen sesiyle "Nate, özür dilerim." diyebildi.
"Özür dilemeni gerektirecek hiçbir şey yapmadın."
"Özür dilerim, özür dilerim. Nate, gerçekten..."
Maria, bu sözleri söyledikten sonra Nate'in kollarında bayılır gibi uykuya daldı.
***
Maria güneşin doğuşuyla birlikte gözlerini açtı. Açmasıyla birlikte şok olmuştu çünkü Kont'la sarmaş dolaş uyumuşlardı. Hemen irkilerek kocasının kollarından kurtuldu. Doğrularak kendini uzaklaştırdı.
Ani hareketleri ile Nate'i uyandırmıştı. "Maria, iyi misin?"
Maria bu soruya anlam veremedi ama yine de cevapladı. "Evet, iyiyim."
"Gece gördüğün kabustan çok etkilenmişe benziyordun ama iyiysen problem yok."
"Üzgünüm, bağırdım mı?" diye sordu genç kadın.
Kontun kafası karışmıştı. "Hayır bağırmadın ama çok korkmuştun. Hatırlamıyor musun?"
"Hayır, ben uyurgezerim. Bazen uykumda anlamsız şeyler söyleyebiliyorum. Genellikle bağırdığım için... Belli ki sorun çıkarmışım, üzgünüm."
'Anlamsız' kelimesine özellikle vurgu yapmıştı çünkü ne söylediği hakkında bir fikri yoktu. Eğer söylememesi gereken bir şeyi söylediyse kendi ipini çekmiş olabilirdi. Özellikle de Kont ondan şüphe duyarken...
Kontun bariz bir şekilde yüzü düşmüştü. "Anladım. Çalışmam gerekiyor. Kahvaltını yaptıktan sonra çalışma odama uğrar mısın?"
"Tabii..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bıçağın Ucundaki Kontes
Historical FictionTAMAMLANDI. ✩。:*•.───── ❁ ❁ ─────.•*:。✩ #01.08.24 Tarihi Kurgu kategorisinde 1. #12.11.23 Aşk kategorisinde 6. #12.11.23 Romantik kategorisinde 10. #13.11.23 Romantik kategorisinde 20. #06.12.23 Kurgu kategorisinde 39. #14.01.24 Savaş kategorisind...