59. Bölüm

672 68 41
                                    

  "Umarım ziyaretinizden memnun kalmışsınızdır."

  Keldi beyi yüzünde eksik olmayan o gülümsemesiyle kasabanın çıkış kapısında bekliyordu. Yavru bir ördek gibi Kont ve Kontes'in peşinden ayrılmamıştı. Bu haliyle kasabanın beyinden çok çılgın bir hizmetçiye benziyordu. Misafirleri hiçbir şeyden şüphelenmesin diye atmadığı takla kalmamıştı.

  Nate, sülük gibi yapışan bu adamdan sıkılmıştı. Çevirdiği dolaplar anlaşılmasın diye verdiği mücadele sinir bozucuydu. Yumruklarını sıkarken "Tahmininizden çok daha fazla memnun kaldığımıza emin olabilirsiniz." diyerek gülümsedi.

  Nate'in kendini tuttuğunu gördüğünde Maria'nın dudaklarının kenarı kıvrıldı. İtiraf etmeliydi ki bu hali çok hoşuna gidiyordu. Gerçek düşüncelerini başkalarından sakladığı o anlar... Fazla çekiciydi. Sanki onun bu tarafı yalnızca Maria'nın görebildiği gizli bir özelliği gibiydi.

  Ellerini birleştirip gözlerini kısarak gülümseyen Keldi Beyi, Nate'in sözlerinin altında herhangi bir anlam hissetmemişti. Bu sebeple memnun bir şekilde "Bunu duyduğuma sevindim. Size ve kafilenize hayırlı yolculuklar dilerim Kont ve Kontes Firansoa." diye cevapladı.

  Tüccar loncasının diğer üyelerinin bakışlarını üzerlerinde hissedebiliyorlardı. Hepsi dikkatle onları inceliyor ve içlerinden derhal gitmeleri için dua ediyorlardı. Neyse ki Nate ve Maria'nın planları da bu yöndeydi. Onların rahatsız edici tavırlarını daha fazla görmek istemiyorlardı. Üstelik ne kadar erken ayrılırlarsa yolculukları o kadar çabuk sona ererdi.

  Firansoa kafilesi yetenekli insanlardan oluşuyordu. Kısa sürede emirleri yerine getirip yola çıkmaya hazırlanmışlardı. Böylece Keldi Beyi ve diğer kasabalıların tuhaf bakışlarına fazla katlanmak zorunda kalmadan araçlara yerleştiler. Bunu gören kasabalılarsa belirgin bir şekilde rahatlamışlardı.

  Yeniden yola çıktıklarında Maria başını geriye yaslayarak karşısında oturan Nate'e baktı. Kocasının yüzünde yolculuğun getirdiği yorgunluğu görebiliyordu.

  Maria sessizliği bozmak için "Bu sabah saraya mektup yazacağını söylemiştin." dedi. Ortaya bu konuyu atmasının sebebi İmparator'la nasıl haberleştiklerini öğrenmekti. Bir umut Nate'in ona bu konuda bir ipucu verebileceğini düşünüyordu.

  "Evet, yazmadım. Keldi Kasabasından birileri mektup postaladığımı görselerdi postacıyı yaşatmazdı."

  Maria da bunun böyle olacağının farkındaydı. Yine de bilmiyormuş gibi sordu. "Anlıyorum... Peki haberi nasıl yollamayı düşünüyorsun?"

  Bu soruyla birlikte Nate'in dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldı. Bir gülümsemeden çok, tehlikeli düşüncelerini simgeliyor gibiydi. "Göreceksin." dedi çarpık gülümsemesinin arasından.

  Onun tehlikeli duran ifadesi, Maria'yı korkutmak yerine heyecanlandırmıştı. Kalbi hızlandığında bakışlarını çevirdi. Gerçekleri bilse onu öldürecek olan bu adamdan korkmak bir yana, onun her halinden hoşlanıyordu. Tehditkar halinden bile... Tam bir aptal cesaretiydi. Uzun süredir yaptığı gibi, yeniden kendine ve kalbine kızdı.

  Yarım saat kadar sessizce yol gittiklerinde Nate yeteri kadar ilerlediklerini düşündü. Haberi yollamak için şartlar uygun olmalıydı. Bunu ona ancak şövalyeleri söyleyebilirdi. Bu sebeple faytonun kapısını tıklattı. Maria da onun kapıyı tıklatmasıyla zamanın geldiğini anlamıştı.

  Cama şövalyelerden biri yaklaştı ve "Buyurun efendim." diye seslendi.

  "Peşimizi bıraktılar mı?"

  "Evet, şu anda Keldi'den kimse takip etmiyor."

  "Lesja'yı yollamak için hava şartları uygun mu?"

Bıçağın Ucundaki KontesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin