94. Bölüm

461 52 32
                                    

  *

  İmparatorluk sarayı tam bir kaos içerisindeydi. Kayıp Azize ve Kontes Firansoa'nın dönüşü sansasyon yaratmıştı. Vekiller sürekli birbirleriyle konuşuyor, olan biteni yorumluyorlardı. Kiliseden Parat ve yüksek rütbeli Angelianlar da gelmişti. O gün olaya karışan soylular ise başlarının yanmasından korkarak seslerini çıkarmadan oturuyorlardı.

  Masaya yatırılacak üç büyük mevzu vardı. Birincisi, suikasti kimin ve neden yaptığıydı. İkincisi, Kontes Firansoa'nın suikasti nereden bildiği, Azize'yi soğukkanlılıkla nasıl kurtardığıydı. Üçüncüsü, buldukları suikatçi cesetlerini öldürenler kimlerdi ve neden bu cesetleri ortadan kaldırmak istemişlerdi?

  Soruşturma kısmının çok büyük bir bölümü Nate'e aitti. Nate, raporunu çoktan İmparator'a sunmuştu. İmparator ve Parat yargı mahkemesine bizzat katılacaklardı. Son beş yılın en büyük olayı sayılabilirdi. Bu büyük olay savaştan sonra yeni yeni rahatlamaya başlayan Janglet İmparatorluğu halkına sıkıntı getirecekti. Bilhassa merkez kilise gibi halkın inancının temsili olan bir yerde olması daha da korku saçıyordu.

  Maria sesini çıkarmadan sarayın kapalı bir odasında oturuyordu. Yanında İmparatorluk şövalyeleri ve Marki Lusaus vardı. Nate vekillerin bulunduğu salonda yüksek kurul üyeleriyle ciddi bir konuşma gerçekleştiriyordu. Azize Lily ise kilisenin efendisi Parat ile birlikteydi. Marki Lusaus, Maria'ya destek olmak istercesine yanına oturmuştu.

  "Gergin misin?" diye soran Lusaus Maria'yı dudaklarını kemirirken yakalamıştı. Sormasına bile gerek yoktu. Gergin olduğu her halinden belli oluyordu.

  Elbette gergin olacaktı. İlk kez bir suikast olayında şüphelilerden biri olarak bulunuyordu. Kaçmak istese kaçamazdı. Birinin ağzından çıkacak tek bir olumsuz söz tüm okları onun üstüne döndürürdü. "Gerginim." diye cevap verdi dürüstçe.

  Onun dürüst olmasını beklemeyen Lusaus, tebessüm ederek rahatlatmaya çalıştı. "Bugün Nate ile bu meseleyi bitireceğiz. Bundan emin olabilirsin."

  Maria "Zaten eminim." diye cevap verdi.

  Gerginliği şüphe ettiğinden değildi. Sadece onu rahatsız eden bu duygudan bir türlü kurtulamıyordu. İstemsizce kalbini saran bu korkular yılandan farksızdı. Sinsice sürtünüyor, sıkarak boğmaya çalışıyordu. Maria içindeki endişenin mahkeme sona erene kadar dinmeyeceğini düşünüyordu.

  Bu esnada odanın kapısı aniden açılırken içeri bir adam girdi. Kahverengi saçları, hafifçe kavrulmuş teni ve büyük gözleriyle tanıdık bir siması vardı. Üstündeki vekil üniforması kim olduğunu ele veriyordu.

  Ayağa kalkan Maria onu usulünce selamladı. Daha önce görmemiş olsa bile gelenin kim olduğunu anlamıştı. "Kıymetli Vekil Lelgiel Grena Boham, saygılarımı sunarım." dedi dikkatli bir şekilde.

  Marki de onunla birlikte Boham Dükalığının büyük oğlunu selamlamıştı. Genç yaşında Vekil olmayı başaran bu adam saygıyı hak ediyordu.

  "Kardeşimin en yakın arkadaşı benim kardeşim sayılır. Kontes Firansoa, Marki Serga, ikinizi de saygıyla selamlıyorum. Tanıştığıma memnun oldum."

  "Biz de tanıştığımıza memnun olduk Sayın Vekil."

  El sıkışırlarken Maria onu daha yakından inceledi. Arkadaşı Grasiel'e o kadar fazla benziyordu ki... Onun erkek versiyonu deseler tuhaf kaçmazdı. Lelgiel tıpkı onun gibi zeki ve nerede ne konuşması gerektiğini bilen bir adamdı. Zaten bu özellikleri sayesinde Vekil olmayı başarabilmişti.

  "Kardeşim bana biraz sizden bahsetti. Sizinle iş için görüşmemiz gerekiyordu ama ne yazık ki böyle bir mevzuda karşılaştık. Dilerseniz oturup detaylıca konuşalım."

Bıçağın Ucundaki KontesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin