İçindeki huzursuzluğu kelimelere dökemiyordu. Aklında o kadar fazla soru vardı ki... Buna karşın bu kalabalık yerde hiçbir şey sormaya cesaret edemedi. Dedikodulara çanak tutamazdı. Biri duyarsa ve kocası ile Prenses arasındaki şüpheli durum hakkında konuşursa planları bozguna uğrardı. Öte yandan Maria ne pahasına olursa olsun cevabı duymak isteyen yanını susturamıyordu.
Kocası aptal biri değildi, onun huzursuzluğunu anında fark etmişti. Sebebini de biliyordu. Bu sebeple nispeten ıssız bir yere geldiklerinde "Maria." diye seslendi.
"Açıklama yapmana gerek yok." diyen Maria ise tıpkı dargın bir eş gibi görünüyordu. Nate onun gerçekten darıldığını gördüğünde karısını üzdüğü için mutsuz hissetti. Eğer yapabilseydi onun Prenses'le asla karşılaşmamasını sağlardı ama elinde değildi. Bazı şeylere engel olmaya gücü yetmiyordu.
Konunun üstünü örtebilirdi ama bunu yapmak istemedi. Karısını aklındaki olumsuz senaryolarla bırakmak istemiyordu. "Peki merak etmiyor musun? Sormayacak mısın?"
Maria bu sözler üzerine kendine hakim olamadı ve beklenmedik bir sinirle "Neyi merak etmeliyim tam olarak? Kocamın benden mektupları neden sakladığını mı? Yoksa merak etmem gereken başka şeyler mi var?" dedi. Kendi bile neden sinirlendiğini bilmiyordu. Nate'le isteyerek evlenmemişti, iki taraf da çıkar amacı güdüyordu sonuçta. Ona yaşadığı ilişkiler konusunda kızmaya hakkı yoktu. Yine de öfkelenmekten kendini alıkoyamamıştı. Bu durum onu sandığından daha fazla rahatsız ediyordu.
Nate "Maria düşündüğün gibi değil." derken bir yandan durumu nasıl açıklayacağını düşünüyordu.
"Bir önemi yok Nate. Ortam çok kalabalık, bu konu hakkında daha fazla konuşmasak iyi olacak."
Bilerek eşini kuytu köşeye çeken kocası ihtiyatla etrafına baktı. Nispeten ıssız bir yer olsa da şu an konuşmak için uygun bir yer değildi. Yine de açıklama yapmaktan geri durmadı. "Maria, senden mektupları saklamadım. Sadece kahyaya Prenses'ten gelen hiçbir mektubu kaleye sokmamasını ve yakıp mektuplardan kurtulmasını söyledim. Sana yemin ederim bir tanesini bile okumadım."
Maria bu sözlerle birlikte biraz sakinleşmişti. Onun yalan söyleyebileceğinin farkındaydı ama yine de ağzından çıkanlara inanmak istedi. Yaptığı aptallıktı belki de, biliyordu. Buna karşın kocasının kendini açıklamak için büründüğü ifade onun biraz sakinleşmesini sağlamıştı. Yine de Prenses'in ona mektup yollayıp durduğunu ve Nate'in bunu ondan sakladığını düşündüğünde öfkelenmekten kendini alamıyordu.
"Neden Prenses'ten gelen mektupları yaktırıyorsun Nate? O mektupların içinde okumadan yakmanı sağlayacak neler yazıyor olabilir?"
Nate, usulca Maria'nın kulağına eğildi ve ona yalvarırcasına baktı. "Gerçekten düşündüğün şey değil. Daha önce de söylediğim gibi benden istediği bir şey var ve kabul etmem için beni zorluyor. Tek çaresi ben olduğum için... Ama onu kesinkes reddettim. Asla kabul etmeyi de düşünmüyorum."
Aralarında bir ilişki olduğu teorisini şiddetle reddettiğini gören Maria, biraz daha sakinleşti ve mantıklı düşünmeye başladı. Nate'in gerçekten de böyle bir ilişkiden elde edebileceği hiçbir şey yoktu. İmparator, Prenses'i asla bir Emperyalistle eşleştirmezdi çünkü Emperyalistler zaten İmparator'a bağlıydı. Prenses'i bir Emperyalistle evlendirmek ziyandan başka bir şey değildi. İmparatorluğun tek Prensesi, siyasi çıkarlar için mükemmel bir piyondu. Kısacası Nate'in onla bir ilişki yaşıyor olması siyasi açıdan hiç mantıklı değildi. Bu düşünceyle birlikte ne kadar mantıksız düşündüğünü fark etti. Biraz önce gözlerini adeta kıskançlık bürümüştü. Sanki Nate gerçekten kocasıymış gibi...
![](https://img.wattpad.com/cover/341513672-288-k865947.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bıçağın Ucundaki Kontes
Historical FictionTAMAMLANDI. ✩。:*•.───── ❁ ❁ ─────.•*:。✩ #01.08.24 Tarihi Kurgu kategorisinde 1. #12.11.23 Aşk kategorisinde 6. #12.11.23 Romantik kategorisinde 10. #13.11.23 Romantik kategorisinde 20. #06.12.23 Kurgu kategorisinde 39. #14.01.24 Savaş kategorisind...