48. Bölüm

743 88 21
                                    

  "Ama efendim..."

  "Elini kılıcından çek de çocuğu daha fazla korkutma."

  Etraftaki insanların bakışları anında onlara dönmüştü. Eğer kılıcını kınından çıkarmış olsaydı büyük bir rezillik ortaya çıkardı. Neyse ki tek yaptığı ikisinin arasına girip kını tutmak olmuştu. Faj Kontes'in emriyle elini kılıcından çektiğinde çocuk koşarak kaçtı ve ortadan kayboldu. Aynı zamanda çevredeki meraklı bakışlar da kesilmişti.

  "Özür dilerim efendim. Bu kadar yaklaşmasına müsade etmemeliydim. Tamamen benim hatam."

  Maria onun neyden bahsettiğini anlayamadı. Konuştukları küçük bir çocuktu, öyle değil mi? "Onun bana yaklaşmasında ne gibi bir problem vardı?" diye sordu merakla. Bu zamana dek çevresinde onu gözetleyen Firansoa şövalyelerini hissetmemişti bile. Başka insanlar Maria'ya yaklaşırken her zaman sessiz kalmışlardı. Şimdi bu şövalyenin durup dururken çiçek satmaya çalışan küçük bir çocuk için ortaya çıkması garipti.

  Faj, Kontes'e doğru dönerken "Efendim, o çocuk şüpheli biriyle iletişim halindeydi. Çiçek sepetini o kişiden aldıktan hemen sonra seçici bir şekilde yanınıza sokuldu." diye cevapladı.

  Bu cevabı beklemiyordu çünkü sezgileri onu çiçekçi çocuk hakkında uyarmamıştı. Onun şüpheli biri olabileceğine inanamadı ama karşısında duran kişi Kont'un şövalyesiydi. Savaşa Kont'la birlikte katılan, bizzat komutanın yanında savaşan tecrübeli bir askerdi. Yani eğer o tehlikeli olduğunu düşünüyorsa mutlaka bir bit yeniği olmalıydı.

  Maria "Pekâlâ, daha fazla yolun ortasında dikilmeyelim. Beni takip et." dedi. At arabasına doğru ilerlerken Faj da hemen arkasından geliyordu. İleride kalabalık olmayan bir köşede duran arabanın yanındaki seyis, Kontes'in geldiğini fark etmişti. Atların önündeki saman birikintisini süpürerek kaldırırken dizginleri sıktı ve arabanın ön kısmına oturdu. Bununla birlikte atlar da gideceklerini anlayarak başlarını kaldırmışlardı.

  Kontes arabaya binerken ayağını marşpiyele attı. İkinci adımı atmadan önce arkasına dönüp Faj'a doğru baktı. Şövalye tam arkasındaydı sesini çıkarmadan Kontes'i izliyordu. "Sen de benimle geliyorsun. Arabaya bin." dedi ciddiyetle. Bu emri vermişti çünkü onu biraz sorgulamak istiyordu. Az önceki davranışının hiç normal olmadığını düşünüyordu.

  Maria daha önce onları hiç göremese bile peşinde Kont'un şövalyelerinin olduğunu tahmin etmişti. Onu gizlenerek koruduklarını ve olası bir tehlike anında ortaya çıkacaklarını düşünmüştü. Haksız da değildi, şövalyelerin gizlenerek onu koruduğu kısmında yanılmamıştı ama tam olarak beklediği gibi değildi. Bu şövalye küçücük bir çocuğu tehlike olarak algılayıp kendini Maria'nın önüne atmıştı. Bir şövalye normal şartlarda bu kadar tedirgin olmamalıydı.

  Faj denen şövalye de onunla birlikte araca bindi ve kapıyı kapattı. Kapının kapanmasıyla seyis atları hareketlendirdi. Başkent sokaklarında ağır ağır yol almaya başladı.

  Kimsenin onları duymadığı bu ortam, bir şeyleri sorgulamak için idealdi. Maria beklemeden "Beni fark ettirmeden takip ediyor ve koruyordunuz. Bu Kont'un emri miydi?" diye sordu.

  Faj tedirgin görünüyordu çünkü gerçek efendisi Kontes değil, Kont'tu. Yeminini ettiği kişi dışındakilerin emirlerini yerine getirmek konusunda rahatsız hissediyordu. Yine de Kontes'in sorusunu cevapladı. "Başkent sokakları tehlikeli olduğu için Kont sizin huzurunuzu bozmadan sizi takip edip korumamızı emretti."

  "Görev bilincinin farkındasın. O halde tekrar soruyorum, neden bir çocuk için bu kadar fazla tepki gösterdin?"

  Esas öğrenmek istediği şey, neden bu kadar tedirgin olduğuydu.

Bıçağın Ucundaki KontesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin