62. Bölüm

665 65 25
                                    

  *

  Yolculuğun ardından dinlenecek vakti olmamıştı. Acelesi varmış gibi tüm işleri halledip Başkente dönmek istiyordu. Bu sebeple Boham'a ayak bastığı dakikadan beri çalışıyordu. Tam olarak üç gün geçmişti. Leydi Grasiel'le birlikte artık yavaş yavaş sona yaklaşmışlardı. Bundan sonrası uygulamaya kalıyordu.

  "Bu kadar bilgili olduğunu bilseydim seni daha erken bulurdum Maria."

  Grasiel'in sözleri samimiydi. Birlikte geçirdikleri zaman, kısa sürede yakınlaşmalarını sağlamıştı. Artık birbirlerine isimleriyle hitap ediyorlardı.

  "Ticarette doğuştan yetenekli olan kız mı söylüyor bunları?" derken gülümsüyordu. Maria'nın hiç kardeşi yoktu ama Grasiel'i kardeşi gibi görmeye başlamıştı. Aralarındaki samimiyete dayalı ilişkiyi sevmişti.

  Grasiel elindeki dosyaları derleyip toparlarken Maria'nın gülümsemesine karşılık verdi. "Belki öğretme konusunda yetenekli olduğundandır."

  Dala'yı nasıl eğittiğini hatırlıyordu da, Maria kesinlikle öğretme konusunda yetenekli biri değildi.

  "Mütevazı olmana gerek var mı? Yeteneklisin diyorsam yeteneklisindir."

  Maria'nın ifadesi her zamanki gibi keskindi. Espri olarak söylemiş olsa bile Grasiel onaylamaktan başka çaresi yokmuş gibi hissediyordu. "Peki, sen öyle diyorsan..." diye karşılık verdi.

  Maria, düzenlenmiş dosyalara son kez bakış attı. Üzerinde işi bitirmiş olmanın rahatlığı vardı. "Şimdi üstünden son defa geçelim ve bitirelim. Daha sonra şu anlaşmayı imzalarız. Anlaşma iki kopya şeklinde olacak. Maliyeti yüzde elli elli bölüşeceğiz. Kârı da aynı şekilde. Zarar edersek elimizdeki malı satacağımız fiyat ve bölüşme oranları da detaylı bir şekilde yazıldı. Eklemek istediğin bir şey var mı Grasiel?"

  Tereddüt etmeden başını iki yana sallayan genç kadın, kalemini mürekkebe batırdı. "Yazan her şeyi onaylıyorum. Hemen imza atıp yürürlüğe koyalım." derken aceleci görünüyordu.

  Aceleci tavrını gören Maria, ona verebileceği en büyük hayat dersini vermeye hazırlandı. Küçük veya büyük bir anlaşma olması fark etmezdi. İnsanlara güvenmek kendini hiçe saymak anlamına geliyordu. "Hata yapıyorsun. Anlaşmayı ailenle birlikte yapsan dahi böyle pervasızca davranma. Bana olan güvenin anlaşmaya hızlı imza atınca kanıtlanmış olmayacak."

  Kimseye güvenmeyen bir kadın için hayattan öğrendiği tek doğru buydu. Evet, Maria kendi ailesine bile güvenmemeyi kendi ailesinden öğrenmişti.

  Grasiel kalemini mürekkebin içinden çıkardı ve imza atacağı yere parmağını koydu. Parmağıyla bastırarak kağıdı sabitlerken "Biliyorum Maria. Yine de hızlı davranıyorum çünkü işlerimiz hemen bitsin istiyorum. Şey için... Bir an önce yapılmaya başlanması için." dedi. Aynı anda aralarındaki güveni tescilleyecek olan anlaşmayı da imzalamıştı.

  Dudaklarını birbirine bastıran Maria, onu kınarcasına başını salladı. Kalemi mürekkeple doldurup anlaşmayı kendi önüne çekti. "Bu pervasızlığını gençliğine veriyorum." dedi azarlayan bakışlarla. Ardından kendi isminin yazılı olduğu yere imzasını atarak anlaşmayı tamamladı. "Şimdi bir kopyası sende, bir kopyası bende kalacak şekilde ayırdık. Madem her şey hazır, artık işe başlayalım. Tuttuğumuz marangozlar ve kumaş ustaları çalışmaya başlarken başlarında durmalıyız. Ayrıca sevkiyat işi de var..."

  Maria'nın işkolik olduğunu duymuştu ama bu kadarını da beklemiyordu. Grasiel, sürekli çalıştığı için karısının yüzünü göremeyen zavallı Kont'a yardım edebileceğini düşündü. "Deneyim kazanmak istiyorum Maria. Tüm bu işleri bana bırakabilirsin. Hepsini halledeceğim." dedi kendinden emin gözükmeye çalışarak.

Bıçağın Ucundaki KontesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin