23. Bölüm

935 146 129
                                    

  "Öyle mi? Hiç fark etmemişim." diyen Maria, her zamanki profesyonel yalanlarını sıralamıştı.

  Ashia haklıydı, buradaki bazı silahlar ederinin üstünde satılıyordu. Bazı silahlarsa ederinin çok çok altında... Bu bir pazarlama yöntemi değildi. Bir para kaçırma yöntemiydi. Pahalı olan silahların fiyatlarını düşük gösteriyorlardı. Müşterilere yüksek fiyattan satarlarken kayıtlara düşük fiyat olarak geçiriyorlardı. Aradaki makas farkı da kimse fark etmeden cebe indiriyorlardı.

  Bu tür emanet işletmelerin çoğunda aynı oyun dönerdi. Nate de bunun farkında olmalıydı ama küçük bir işletme olduğundan bu zamana kadar ilgilenmemişti muhtemelen. Kontluk işleriyle meşgulken başını kaldırıp küçük işletmelerin ne hale geldiğini izleyecek vakti olmuyordu. Kontrol edilmeyen işletmelerse kısa sürede raydan çıkıyor, hortumlanmanın sonucunda zarar etmeye başlıyordu.

  Maria, Ashia'nın okçu olduğunu doğruladığında daha fazla gülümsemesine gerek olmadığını fark etti. İstediği bilgiyi kendi yöntemiyle elde etmişti. Yüzündeki gülümsemeyi söndürüp "Bu konuda bilgili görünüyorsun Ashia." dedi. Şimdi gülümsemiyorken daha baskıcı hissettiriyordu.

  "Benim... Abim silahlarla ilgiliydi." diye kesik kesik konuştu yaptığı minik hatayı fark ettiğinde. Tabii ki Maria bu bahaneyi yutmamıştı. Kimse abisi silahlara ilgili diye bir yayın gövde çapını hesaplamazdı.

  "Anlıyorum. O halde bana yardımcı olabilirsin, öyle değil mi? Bu ürünlerin gerçek değerini anlamak istiyorum."

  Ashia, reddedemeyeceğini biliyordu. Bu bir soru değil, emirdi. "Bu aciz hizmetçi bilgilerini elinden geldiği kadar sizinle paylaşacak, Kontes."

  "Güzel. O halde ilk işimiz ürünlere değer biçmek."

  'İlk işimiz' dediğinde hizmetçi gerildi. Anlaşılan Kontes bu işleri hallederken onu sonuna dek kullanmayı planlıyordu.

  Çıkarımında haklıydı... Neredeyse akşam olmuştu ve Ashia ağlamak üzereydi. Tüm gününü işletmenin değerlendirmelerini yapmakla harcamıştı. Bilançoya bakmaktan gözleri acıyordu artık. Kontes onu tüm gün yanından ayırmazken tuvalete gitmeyi isteme cesareti bile gösterememişti.

  Akşama kadar kağıtlar arasında kayboldular. Ta ki iş bitene kadar... Maria, önündeki tamamlanmış belgelere bakıp gururla gülümsedi. Nihayet bu işi de bitirmişti. Tüm alacak verecek listesini detaylı şekilde hazırlamıştı. Hepsi enflasyon oranıyla çarpılabilecek şekilde listelemişti. Bütün hataları da hesap sormak için not almıştı. Kont adına dükkanı yöneten müdür, güzel bir sorguyu hak ediyordu.

  "Sonunda bitti... Sandığımdan kolay oldu. Elimize sağlık Ashia." dedi rahatlayarak. Bu belgeleri yürürlüğe koyduğunda kısa sürede dükkan iş yapar hale gelecekti. Bu olduğunda Maria, bunu sağlayan kişi olmanın gururuyla tüm başkentte reklamını yapacaktı. Planı bu şekildeydi.

  "Elinize sağlık Kontes."

  Hizmetçi de derin bir nefes verdi ve bittiği için şükretti. Tüm gün temizlik yapsaydı bu kadar yorulmayacağını düşünmüştü. Kontes'in yaptığı iş resmen işkenceydi. Kafatasının ısındığını hissedebiliyordu. Şimdi dinlenmenin tam sırasıydı.

  O sırada efendisi Maria'nınsa çok başka planları vardı. "Tamamdır, artık diğer işletmeye geçebiliriz. Ne varmış burada..." diye mırıldanmaya başladı. Kısık bir sesle kendi kendine konuşuyordu. "Bu sanırım tahıl işletmesi. Hayır, fabrikasıymış. Kont bu kadar büyük bir yeri bana verirken ne düşünüyordu acaba?"

  Hizmetçi, duyduklarıyla kendini pencereden atmak istedi. Tek bir kelime dahi okursa düşüp bayılacak kıvama gelmişti. Bir şekilde işten sıyrılması lazımdı. "Kontes, akşam yemeği vakti geldi. Bugünlük bıraksanız..." dedi çaresizce.

Bıçağın Ucundaki KontesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin