Bıçağın Ucundaki Kontes

105. Bölüm

  Şömine ışığıyla aydınlanan odada ateşin başına oturmuş elindeki işlemeyi bitirmeye çalışıyordu. Kış ayının soğuk havasından etkilenen Maria uzun bir süre ateşin başından ayrılmayı düşünmüyordu. Kar yağışı hızlanmıştı ve tahmin ettikleri gibi bu kış normalden de sert geçiyordu. Şimdiden koca koca buz sarkıtları çatıdan sarkmaya başlamıştı. Kar kalınlığı ayak bileklerini geçmişti. Bu hızla yağmaya devam ederse kar kısa sürede dizlerine ulaşacaktı. Bu da yolların tamamen kapanacağı anlamına geliyordu.

  Nate'in sınır bölgesine varıp varmadığını merak ediyordu. Güney tarafında olduğu için hava Kuzeydeki Firansoa'ya göre daha sıcak olmalıydı. Orada da kar yağıyor muydu? Yollar kapanmış mıydı? Üşüyor muydu? Yiyecek bulabiliyor muydu? Erzakları şimdiye çoktan bitmiş olmalıydı. Karın ve soğuğun içinde at üstünde dinlenmeden nasıl gidiyordu? Sadece düşüncesi bile nefesini daraltmaya yetiyordu. Tüm bunları düşünürken ateş başında ısınıyor olmak vicdan azabı çekmesine sebep oluyordu.

  İğneyi tekrar kumaşa batırdı ve sakince yukarı çekti. İpin kumaşa sürtünme sesi ve odunların çıtırtı sesi dışında hiçbir ses duyulmuyordu. Yan koltukta Claud sesini çıkarmadan oturup kitap okuyordu. Artık Kontes'in yanında çok daha rahattı. Arada bir ondan kılıç dersleri aldıkça daha da yakınlaşmışlardı. Bu yüzden olsa gerek yemeği yedikten sonra Maria'nın şöminenin başında oturacağını öğrenince onunla olmak istemişti. Çocuk için sessizlik sıkıcı olmasına rağmen kendi odasına gitmemekte ısrar ediyordu.

  Maria işlediği nakışı kasnaktan çıkardı. Hemen ardından kasnağa yeni bir kumaş gerdi. Yaklaşık iki saattir aralıksız işleme yapıyordu ve daha da devam edecekti. Soylu Hizip toplantısından elde ettiği tüm bilgileri, tahminlerini ve alınan kararları birer birer ipek kumaşa işliyordu. Ulaşımın güç olduğu bu karlı havada tüm bunları bir an önce bitirmek ve bir şekilde loncasına ulaştırmak zorundaydı.

  Elde ettiği bilgiler izleyecekleri yolu çizecekti. Soylu aileleri yerle bir etmek ve kendi hareketlerini planlamak için tüm detayları işlemişti. Soylu hizbin Başkentte yolladığı araştırma ekibi buna bir örnekti. Marki Lansdan'a verilen bu görevi bilmeselerdi aynı noktalarda faaliyet göstermeye devam edebilirlerdi. Böylece kısa sürede Lale Loncasının isyancı birliklerle bağlantılı olduğundan şüphelenilirdi. Artık bunu bildiklerine göre önlem alabilirlerdi.

  Bunun dışında toplantıda demirin tekelleşmesi araştırmaya sunulmuştu. Marki Hastrag'ın kendi bölgesindeki demir madenlerinde kaçakçılık yaptığı barizdi. Gizlice madenden çıkan demiri depoluyor ve kendi mülkünde saklıyordu. Savaş döneminde böyle bir şey yaptığı öğrenilirse İmparator'a ihanetten kellesi alınması an meselesi olurdu. Elbette Maria onu ihbar etmeyecekti. Şantaj, her zaman daha kârlıydı.

  Kont Gidems'in kaçak ticaret yolu meselesi de can sıkıcıydı. Bunun hakkında ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Nate çoktan İmparator'a bunu bildirmişti ama elbette ki hiçbir şey olmamıştı. Belki tüm bunlar İmparator'un bilgisi dahilinde gerçekleşiyordu. Belki... İmparator kapanacak olan ticaret yolunu kendi gizli işleri için mi kullanmayı planlıyor olabilir miydi? Emin değildi ama kumaşa bu düşüncesini işlemeyi ihmal etmedi.

  Ticaret yollarındaki vergi yükünü arttırma kararı alınmıştı. Maden yasasındaki 'Savaş esnasında kimse arazisinden maden çıkartamaz.' maddesini yok saymak için İmparator'a baskı yapmayı planlıyorlardı. Ayrıca Bitrilaniat'a ve Aristokratlara uygulanacak ambargo uygulaması da alınan kararların arasındaydı. Hepsini teker teker ipek kumaşa işlerken elleri kopmak üzereydi.

  Claud, saatlerdir işleme yapan Maria'yı göz ucuyla izlerken yüzündeki karanlık ifadeyi gördü. Kadın ara vermeden kumaşa bir şeyler işliyordu. Parmaklarının acıdığı her halinden belliydi ama acıya rağmen devam ediyordu. Duracak gibi de görünmüyordu.