Uzun, upuzun bir geceydi. Hayatında bu kadar yorulduğunu hatırlamıyordu. Onu yoran şey fiziksel değil, ruhsaldı. Yorgunluktan bayılacak hale gelmesinin tek sebebi duygularıydı.
Kendine söz verdiği, duygularına müsade ettiği vakit çoktan dolmuştu. Gözlerini kapatıp tüm düşüncelerini ve hislerini çöpe atmaya çalıştı. Maria'nın bir amacı vardı. Bu amaçtan daha fazla uzaklaşamazdı. Her şey ona bağlıyken kendini bu tehlikeli oyuna kaptırma lüksü yoktu. Oyun öylesine tehlikeliydi ki devam ederse Nate'in aklındaki şüphelerin katlanarak artacağının ve sonunda onu bıçağın ucuna götüreceğinin farkındaydı. Hâlâ adamın ne amaçla 'Bugün için aklındaki her şeyi unutsan olur mu?' dediğini çözememişti. Belki de bu oyunu fazla riskli oynamış ve onun çoktan onun şüphelerini tetiklemişti.
Sabahın köründe yatakta yalnız başına yatarken tavana bakarak bunları düşünüyordu. Büyüleyici geceyi asla unutamayacağının farkındaydı. Normal bir hayat yaşıyor olsaydı bir an bile düşünmezdi ama Maria'nın hayatında duygulara yer yoktu. Dün, yalnızca bir anı olarak kalmalıydı. Başka bir yolu yoktu. Şimdi bu anıyı geri plana atıp hayatına devam etmesi gerekiyordu. Ne kadar yapabilirse...
Hizmetçiler geldiğinde onun için banyoyu hazırladılar. Maria banyo hazır olduğunda hizmetçileri yollayıp küvete girdi ve sızlayan bedenini sertçe yıkayarak temizlemeye başladı. Yalnızca pislikten değil, onu bağlayan zincirlerden de kurtulmak istiyordu sanki. Lifi tenini kızartacak kadar bastırırken çaresizce kafesinin tellerini zorladığını hissetti. Elbette işe yaramıyordu, yalnızca tellere çarpıp yaralandığıyla kalıyordu.
Öfkeyle lifi bir köşeye fırlattı. Kendine gelmesi gerekiyordu. Buraya ne için geldiğini hatırlamalıydı. Neden bu adamla evlenmeyi kabul ettiğini, planlarını ve kurtarmak istediklerini hatırlamalıydı. Tek hayat amacı buydu ve böyle kalacaktı.
"Hatırla." diye fısıldadı başını tutarak. Bu kelimeyi neden sesli söylediğini dahi bilmiyordu.
Gözlerini sıkıca kapadı ve bunca yıldır yaşadıklarına, suikastçi olmak için verdiği çabaya odaklandı. Bu göreve boşa gitmesine izin veremeyeceği kadar fazla şey bağlamıştı. Eğer kafesin tellerini sonsuza dek yok etmek istiyorsa, öncelikle telleri üretenleri parçalamalıydı. Başka şansı olmadığını biliyordu. Biliyordu... Zihninde çaresizce kendine defalarca kez başka şansı olmadığını fısıldadı.
Banyonun kapısı tıklatıldığında Maria irkildi ve gerçek dünyaya döndü. O an suyun soğuduğunu ve parmakların hafifçe morarmaya başladığını fark etti. Yine su soğuyana dek düşünmüş olmalıydı. Anlaşılan o ki içerde uzun kaldığı için onu merak etmişlerdi. Buradaki hizmetçiler Firansoa'daki kaleden olmadıkları için Kontes'in tercihlerini bilmiyorlardı. Maria onlara ne olursa olsun kapıyı tıklatmamaları gerektiğini söylememişti. Bu yüzden uzun kaldığını fark edince kontrol amaçlı gelmiş olmalılardı.
"Efendim, kahvaltınızı getirmemi ister misiniz?"
Maria yüzünü ovuşturarak düşüncelerinden sıyrılmaya çalıştı. Artık çıkma vakti gelmişti. "Odaya getirebilirsin." dedi cevaben.
Hizmetçi "Hemen getiriyorum." diye seslenerek kapının önünden ayrıldı.
Bornozuna uzanıp yavaşça vücudunu saran Maria, sudan çıkarken gerçekten üşüdüğünü fark etti. Başkent her ne kadar Firansoa'ya göre sıcak olsa da kış yaklaşıyordu. Malikanenin içi normalden daha soğuktu. Küvet içinde uzun kalabileceği havalar geçeli çok olmuştu. Aceleyle saçlarını havluya sararak sırtına soğuk damlaların akmasına engel olmaya çalıştı.
Kurulanıp rahat ev kıyafetlerini giydikten sonra saçlarını örerek sıkı bir topuz yaptı. Gergin olduğu için tek bir saç telinin bile vücuduna değmesini istemiyordu. Bu sebeple her tutamı sıkı sıkı tutturdu.
![](https://img.wattpad.com/cover/341513672-288-k865947.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bıçağın Ucundaki Kontes
Fiksi SejarahTAMAMLANDI. ✩。:*•.───── ❁ ❁ ─────.•*:。✩ #01.08.24 Tarihi Kurgu kategorisinde 1. #12.11.23 Aşk kategorisinde 6. #12.11.23 Romantik kategorisinde 10. #13.11.23 Romantik kategorisinde 20. #06.12.23 Kurgu kategorisinde 39. #14.01.24 Savaş kategorisind...