28. Bölüm

848 118 119
                                    

  "Bana hakaret etmesinde bir sorun yoktu. Cevabını verebilirdim kocacığım." dedi gülümseyerek. İstediği kadar hakaret etsin, o soysuzun dediklerini asla kafasına takmazdı. Marki Grazelda gözleri güçten kör olmuş bir adamdı. Onun sözleri hiçbir hiçbir şey ifade etmiyordu. Zaten yakında soruşturma bittiğinde tutuklanacak, İmparatorluk yasalarına göre yargılanarak ağır bir ceza alacaktı. Yüksek bir soylu olmasa çoktan idam edilirdi. İmparator aristokrasinin hatrına kapsamlı bir araştırma yapıyor ve yargıyı bilerek erteliyordu.

  Nate ona inanamıyormuş gibi baktı. "Sana hakaret etmesinde bir sorun yok mu? Maria, sana hakaret etmesinde ciddi bir sorun var. O adama zarar verirsem mahkemeye çıkarım."

  "Şiddete başvuracak kadar ileri gitmene gerek yok Nate. Sorun değil, bu adam yolsuzluktan adına soruşturma açılan biri. Bana ettiği hakaretleri duyan kimse ciddiye almaz. Onun sözlerinin hiçbiri benim başkentte yeni oluşturduğum kimliğime zarar veremez."

  Anlaşılmadığını hisseden Nate, "Öyle değil. Senin kimseden hakaret işitmeni istemiyorum." dedi kendini açıklamak istercesine. Karısı yine onu yanlış anlamıştı. Yaptığı her şeyi Ange işareti alması için gereken bir plan olarak görmekten ne zaman vazgeçeceğini merak ediyordu. Bazen kendini 'Keşke en baştan böyle bir teklif sunmasaydım.' derken buluyordu. Belki bu teklifi sunmasaydı her şey daha kolay olurdu.

  Maria "Benim için endişelendiğin için teşekkür ederim." dedi basitçe. Tuhaf hissediyordu çünkü kocasının onu koruma sebebinin planları olduğunu düşünmüştü. Nate partiye geldiklerinden beri Maria'nın imajını olumluya çevirmek için elinden geleni yapıyordu. Maria tüm bunları siyasal çıkarları için yaptığını düşünmüştü. Bu yüzden kendi ağzıyla onun için endişelendiğini söylemesini beklemiyordu.

  Gerildi çünkü Nate'in onun için endişelenmesi normal değildi. Karı koca olsalar da ilişkileri iş anlaşmasından fazlası olmamalıydı. Evlendiklerinden beri Maria bu sınırı korurken Nate sanki kırk yıldır evlilermiş gibi davranıyordu. Maria bu zamana kadar fark etmemiş gibi yapsa da içten içe onun bu davranışlarını anlayamıyordu. İstemsizce aklına beraber oldukları zamanlar geldi. Ona dokunurken kırılmasından korktuğu bir porselenmiş gibi davranıyordu. O gece kule tepesinde öpüşürken de öyle... Tıpkı korktuğu gibi, basit bir iş evliliğinden öte...

  Gözlerini bir saniyeliğine kapattı ve bu düşüncelerden uzaklaştı. Aralarındaki ilişkiyi düşünmenin sırası değildi. Burası bir savaş alanıydı. Gardını indirmemesi gerekiyordu. Bu konuyu daha sonra enine boyuna düşünmeliydi.

  Başını çevirip Nate'e baktığında göz göze geldiler. Mavi gözleri ışık altında öylesine parlıyordu ki Maria kalbinin teklemesine engel olamadı. Aralarındaki tuhaf elektriği görmezden gelmeye çalıştı ve konuyu değiştirmek istercesine "Bahane olarak söylemiştik ama sanırım hediye takdim başlıyor." dedi.

  Gerçekten de hediye takdim töreni hazırlıkları yapılıyordu. Salon görevlileri teker teker hediyeleri taşırken hepsi gönderen kişilerin statüsüne göre sıralanıyordu. Sadece yüksek aristokrasinin hediyeleri açılacaktı çünkü parti çok kalabalıktı. Bu da Maria'nın Firansoa adına yolladığı hediyenin ilk açılanlardan olacağı anlamına geliyordu.

  "Şov vaktimiz geldi demek, karıcığım." dedi gülümseyerek. Nate salonun köşesinde sıralanan kutuları gördüğünde Maria'ya biraz daha yaklaştı ve onu takdim bölgesine yönlendirdi.

  "Güzel bir gösteri olacak Kocacığım."

   Yavaş yavaş yüksek soyluların çoğu salonun takdim köşesine ilerliyordu. Çevresini göz ucuyla inceleyen Maria, Kraudi Dükü'nü, Düşesi ve oğullarını seçebilmişti. Sol tarafında Kont Salfana'yı gördü. Hemen çaprazında Marki Grazelda vardı. Gidems Kontu ise eşiyle birlikte tam önlerinde gururla yürüyordu. Çevresinde tanışmadığı ama daha önce araştırdığı bir sürü soylu vardı. Hepsi ünvan sahibi ve ailenin anadal soylularındandı.

Bıçağın Ucundaki KontesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin