116. Bölüm

375 52 28
                                    

  *

  Lonca üyeleri emir geldiğinden beri her şeyin bir saçmalık olduğunu düşünüyordu. Herkes sabırsızlıkla bugünü beklerken gelen haber şok ediciydi. İsyan günü başyapıt olacaktı. İntikamlarını aldıkları, bunca yıllık emeğin karşılık bulduğu gün...

  İstedikleri şey taht değildi. Lale Loncası astları hiçbir zaman güç peşinde koşan insanlar olmamışlardı çünkü zaten tüm zenginliğe sahiplerdi, ticaret ağını onlar kontrol ediyorlardı. Hepsi seçkin ve yetenekli insanlardan oluşuyordu. Daha fazla güce ihtiyaçları yoktu. Lonca üyelerinin tek isteği intikamdı. Seneler önce yok edilen ailelerinin, sevdiği insanların intikamını almak istiyorlardı. Bunca yıldır bunun için yaşıyorlardı. Dolayısıyla isyanı iptal etmek onların yaşama amaçlarına ihanet etmekten farksızdı.

  Liderin neden böyle bir karar aldığı meçhuldü. Liderleri Yane herkes için yüce bir kişilikti. Loncayı oluşturan bu kadın lonca üyelerinin hepsini ipten almıştı. Lidere basit bir sözle değil hayat borcuyla bağlandıkları için ondan şüphe etmeye cüret edemezlerdi. Yine de içlerinde peydahlanan ve dile getirilmeyen o olumsuz düşünceler herkesi huzursuz ediyordu. Efendileri, Komutan Nate Firansoa ile evlendiğinden beri değişmişti. En son Kont'u öldürmemeleri için emir verdiğinde bu herkesin kafasını karıştırmıştı. Dustaen yılanın başıysa Nate Firansoa gövdesiydi. Onu öldürmemek çok büyük bir riski göze almak anlamına geliyordu. Bununla birlikte herkes liderin kararları hakkında dile getirilmeyen bir şüpheye düşmüştü. Şimdi ise tam her şeyin patlak vereceği günde isyanın durdurulmasını emretmesi... Herkes için büyük bir şoktu.

  Efendileri bariz bir şekilde çökmüştü. Yüzü kireç gibiydi ve vücudu zayıflamıştı. Tanıdıkları o yüce kişiden tamamen farklı görünüyordu. Aynı olan tek nokta bakışlarıydı. O bakış içinde sonu gelmeyen endişeleri taşısa da aynı bakıştı. Yorgun bedeninin aksine mücadeleci bir ruhu taşıyordu.

  Dala, sarayı gözetleyen birimin başından ayrılıp aceleyle birinci birliğin yanına giderken nefes nefese kalmıştı. İsyanın iptal olması da ne demek oluyordu? Efendi Yane bu defa ne düşünüyordu? Kafası fazlasıyla karışıktı. Özellikle birinci birlik alayına girdiğinde içeride Komutan Nate Firansoa ve Marki Serga'yı gördüğünde yaşadığı şaşkınlığı tarif bile edemezdi. Bu iki adamın burada olması planlarının tamamen mahvolduğunun bir kanıtı gibiydi. Onları görür görmez sağ elini istemsizce cebindeki tabancanın üstüne koydu. En ufak tepkide silahını çekmeye hazırdı.

  Maria ona yaklaşıp sağ elini tuttu. "Sorun yok." dedi silahını bırakmasını işaret ederek.

  "Efendi Yane, burada neler oluyor?"

  "Açıklayacağım. Lütfen herkesin silahı kınında kalsın."

  Bulundukları yer Başkentin altındaki tünellerin çıktığı eski bir binanın bodrumuydu. Gerçekte bir saklanma noktasıydı. Lale Loncası eğittiği orduyu saklamak için böyle binaları bünyesine katmıştı. Binalar Başkentin nispeten ıssız yerlerinde olduğundan kimsenin dikkatini çekmiyordu. Maria bu eski yerde defalarca kez bulunmuştu. Burası Lale Loncası ilk kurulduğu zaman astlarıyla çalıştığı yerdi.

  Lale Loncasının seçkin astları sabırsızlıkla bir açıklama duymayı bekliyorlardı. Maria onları daha fazla karanlıkla bırakmak istemedi. Onun için de çok büyük bir şoktu ve anlatması zordu. Başını çevirip Helia'ya baktığında onun sakince olanı biteni izlediğini gördü. Anlaşılan bu meseleyi tamamen Maria'ya bırakmıştı. Ona doğru yöneltilen korkutucu bakışlara bile tepki vermiyordu. Aynısı Lusaus için de geçerliydi.

  Maria nereden başlayacağını bilmiyordu. Derin bir nefes alarak astlarına döndü. "Hepimiz uzun süredir bugünü bekliyorduk. Planı bu şekilde apar topar iptal ettiğim için hepinizden özür diliyorum. Elbette olan biten her şeyin mantıklı bir açıklaması var."

Bıçağın Ucundaki KontesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin