101. Bölüm

365 60 18
                                    

  "Ağırlık merkezini denge yüzeyinin tam ortasında tutmalısın. Böylece maksimum kuvveti alırsın. Bu duruşla kılıcı savurduğunda farkı hissedeceksin."

  Claud'un kılıç eğitimi bir saatin sonuna ulaşmıştı. Kontes eğitim boyunca oldukça katıydı. Direktiflerini tam manasıyla yerine getirmesini bekliyordu. Söylediği şeyleri anlaması ayrı, uygulaması ayrı zordu ama bir kez başardığında fark gerçekten inanılmazdı. Claud kılıcı savururken nefes nefese "Oldu mu?" diye sordu.

  "Evet, bu diğerlerinden daha iyiydi."

  Her seferinde aynını diyordu. Diğerlerinden daha iyi... Ama asla en iyisi olmuyordu. Claud Kontes'in standartlarını merak ediyordu. Onu memnun etmek için ne kadar iyi olmak gerekiyordu?

  "Nerede hata yapıyorum Kontes?" diye sorarken dudaklarını büzüp ağlamak üzereydi. İlk kez biri ona kılıç eğitiminde bu denli yükleniyordu. Doğuştan yetenekli olan Claud, normalde her zaman övgü almaya alışıktı.

  Maria onu henüz biraz zorlamıştı ama çocuk fazla sabırsızdı. Gelişimi hemen görmek istiyordu. İleri düzey kılıç öğretilerini tekte anlamayı bekliyordu. Boş bir hayaldi. Bir şeylere sahip olmak için emek gerekirdi. Birkaç cümle ile en iyi kılıç ustası olunabilseydi ortalık kılıç ustalarıyla dolardı. "Hatalarını saysam günlerce bitiremeyiz. Sıra sıra hepsini sana söyleyeceğim. Biraz sabırlı ol. Öncelikle şu omuzlarını gevşet. Omzunda tam dört adet eklem var. Dördünü birden hareket ettirmeyi öğrenemediğin sürece ne kadar iyi kılıç savurduğunun hiçbir önemi yok."

  Nate'den aldığı anatomi dersleri sayesinde vücudunu daha iyi tanıyordu. Bu sayede hangi harekette hangi kası ve eklemi kullanması gerektiğini söyleyebilirdi. En iyi nasıl kuvvet alır, hangi yönde hangi kas çalışmalıdır, fiziğin nimetlerinden nasıl faydalanır... Hepsini teker teker sayabilirdi.

  Claud Kontes'in söylediklerini aklında canlandırmaya çalıştı. Omuz kompleksi... Dört eklem... Aklında kesinlikle canlanmıyordu ama yine de denemek istiyordu. Omzunu rahatlatmak istercesine bir tur çevirdi ve serbest bıraktı. İçgüdüsel olarak kılıcı savururken omzunu bir bütün olarak öne attı. Aynı zamanda sağ ayağını da öne atarak destek yüzeyini tam ortaya almayı başarmıştı. Claud, Kontes'e "Böyle mi?" diye sorarken oldukça heyecanlı duruyordu.

  Oldukça iyi bir hamleydi. Maria ilk günde bu kadar gelişeceğini tahmin etmemişti. Bir saat gibi kısa sürede eksiklerinin bir kısmını kapatmayı başarmıştı. Şimdi mühim olan bunlara adapte olmasıydı. "Diğerlerinden çok daha iyiydi. Bugünlük burada bırakalım ve yarın devam edelim. Sana uyar mı?"

  Yine aynı cümle... Claud, dudak bükerek kılıcının ucunu yere vurdu. "Pekâlâ Kontes, sizden öğrenmeye devam edeceğim. Sizi memnun edene kadar durmayacağım." dedi kendinden emin bir şekilde.

  Maria gülümsedi ve elini onun omzuna koydu. "Bu kadar ileri gitmene gerek yok. Sana söylediklerimi yap yeterli."

  Claud, Kontes'in elini omzuna koymasıyla heyecanlanmıştı. Aralarındaki ilk doğru düzgün temastı. Bu ilişkilerinin iyiye gittiğini mi gösteriyordu? Kontes bugün ciddiyetini korusa da son derece nazikti. Dün akşamdan oldukça farklı davranıyordu.

  "Emredersiniz Kontes." dedi heyecanını belli ederek.

  Maria bu heyecanlı çocukla ne yapacağını bilmiyordu. Durup dururken kendine dert almıştı. Yine de halinden memnundu. Onunla vakit geçirmek, öğrencisi olarak almak ve onu eğiterek kafa dağıtmak iyi gelmişti. Çocuğun terden sırılsıklam olmuş kıyafetini gördüğünde üstündeki kürkü çıkardı ve nazikçe omuzlarına attı. "Hava soğuk ve sen terlisin. İçeri girene kadar sende kalsın. Odana gidip yıkandıktan sonra birlikte akşam yemeği yiyelim."

Bıçağın Ucundaki KontesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin