Bıçağın Ucundaki Kontes

44. Bölüm

  "Sosyetede ünlü olmakla ilgilenmediğini sanıyordum. Hakkında çıkan tonla dedikoduya bile aldırış etmemiştin. Neden birdenbire bunun için çaba harcamaya başladın ki?"

  Sorgulamakta haklıydı çünkü evlenmeden önceki yaşantısında Daisy'nin gözüne odasından çıkmayan ve sürekli kitap okuyan biri olarak gözükmüştü. Asıl sebebi, o geldiğinde odasına kilitlenmek zorunda olmasıydı. Ayrıca doğru düzgün arkadaşı yoktu, kimseyle gerekmedikçe konuşmazdı. Üstelik hakkında çıkan söylentilere bir kez olsun sinirlenmemişti. Her duyduğunda hepsine teker teker omuz silkiyordu. Kısacası Daisy, Maria'nın aslında yüksek sosyetenin patavatsız leydilerinin kum torbasından başka biri olmadığını düşünmüştü. Bu sebeple sosyetede yükselmeye çalışmasına şaşırmıştı.

  "Artık Vikont Aldeul'un küçük kızı değilim Daisy. Bir Kontes oldum. Bu ünvan sorumlulukla birlikte gelir. İleride Viskontes Aldeul olduğunda bu dediklerimi daha iyi anlayacaksın." diyerek çayının son yudumunu içti. Daisy ile abisi Freud Aldeul yakında evleneceklerdi. Uzun süren nişanları nihayet son bulacaktı. Daisy Viskontes ünvanını alacak ve abisiyle birlikte ailenin başına geçecekti. En azından o kalede Daisy'nın mutlu olmasını istiyordu. Maria hiç mutlu olamasa da... Bunu gerçekten tüm kalbiyle diledi.

  Daisy, önündeki böğürtlenli tatlıyı yemeye devam etti. Bir yandan gözlerini elindeki çatala odaklamıştı. Oldukça tedirgin görünüyordu. "Sen en başından beri çok sorumluluk sahibiydin. Baksana, Kontes ünvanını en iyi şekilde taşıyorsun. Başkentte senin hakkındaki olumsuz dedikodular çoktan yerini olumluya bırakmış bile. Buradaki leydilerin çoğu senin hakkında konuşuyorlar. 'Sosyetenin yükselen Kraliçesi' diye... Bense Viskontes ünvanını taşıyabileceğimden bile emin değilim."

  Bu Daisy'nin her zamanki karamsarlığıydı. Şımarık büyümüştü, yönetim konusunda eğitimi yoktu. Bu yüzden her ne kadar iyi bir aileden geliyor olsa da ünvan taşıma konusunda kendine güvenmiyordu. Nişanlısı Freud ise ona destek olacağına 'Seni en kısa sürede Viskontes yapacağım.' diyerek daha çok diken üstünde olmasına sebep oluyordu.

  Maria ciddiyetle yüzüne baktı ve ona güven vermek istercesine "O ünvanı alacak senden başka kimseyi düşünemiyorum." dedi. Bu sözlerin yetmediğini gördüğünde sesli bir şekilde nefes vererek konuşmaya devam etti. "Pekâlâ, abim yönetim konusunda yeteneklidir. Ayrıca anlayışlıdır ve seni asla yalnız bırakmaz. Eminim zorlandığın her konuda sana destek çıkacaktır. Üstelik ilk başa geçtiğinde her şeyi doğru yapmak zorunda değilsin. Yavaş yavaş öğrenebilirsin. Ben de Firansoa meseleleri için sık sık kocamdan yardım istiyorum. Nate bana her konuda yardımcı oluyor."

  Onu rahatlatmak için Freud'u öveceği aklının ucundan bile geçmezdi. Hayatı boyunca bir kere bile abisine iltifat etmemişti. O an fark etti ki öz abisi yerine düşmanını övmek daha kolaydı... Komik olmayan bir fıkra gibiydi.

  "Bilmiyorum. Freud çok meşgul biri. Gerçekten bana vakit ayırıp sabırla işleri anlatacak mı?"

  Maria her ne kadar Freud'dan nefret etse de Daisy'i rahatlatmak için kendini sıktı. "Elbette anlatacak. Dediğim gibi, abim anlayışlı biridir. İki eli kanda olsa da ihtiyacın olduğunu söylediğinde sana vakit ayırır."

  Daisy sıkıntıyla dudaklarını büzdü ve bıkkın bir ifadeyle "Vakit ayırır mı? Son zamanlarda onunla doğru dürüst görüşemiyorum bile. Zaten bu sebeple başkente gezmeye geldim. Bir ay boyunca tüm buluşmalarımızı iptal etti." dedi.

  Maria bu sözlerle birlikte gözlerini kıstı. "Ne gerekçeyle?" derken aklından bir sürü senaryo geçiyordu. Bu abisinin normal şartlarda asla yapmayacağı bir şeydi.

  "Bilmiyor musun? Vikont Aldeul bir süredir hastaymış. Bu yüzden kaleye ziyaretçi almıyorlar."

  Bir süre bir şey söylemedi çünkü kulaklarına inanamadı. O inatçı adamın kaleyi tüm ziyaretçilere kapatacak kadar hasta olması inanılır gibi değildi. Hayatı boyunca hiç hasta olmamış, ağrı kesici dahi kullanmamıştı. Fazla yaşlı bir adam da değildi. Sadece elli altı yaşındaydı. Bu yaşına kadar gayet sağlıklıydı. Şimdi, Maria kaleyi terk ettikten bir ay sonra yataklara mı düşmüştü?