57. Bölüm

718 82 59
                                    

  *

  Gece kalacakları hanı seyreden Maria, manzara karşısında büyülenmişti. Karanlık çöktüğünde ve ay ışığı yüzlerine vurduğunda Nate nihayetinde geceyi bu handa geçirmelerine karar vermişti. Han yol üzerinde, Saflum adındaki bir köyün dışına kurulmuş bir handı. Bir tarafı ormanı, bir tarafı köyü, bir tarafı ise Saflum Gölünü görüyordu. Maria'nın büyülendiği kısım ise buydu. Nate ile birlikte kalacakları oda, doğrudan göle doğru bakıyordu.

  Bulutsuz gecede ay ışığının sudaki yansıması cennetten bir görüntü gibiydi. Cenneti asla göremeyeceğini bilen Maria ise manzaradan gözlerini almak istemiyordu.

  "Yemeği beğendiniz mi efendim?"

  Han sahibi ellili yaşlarında bir adamdı. Koyu tenli, kısa boylu ve zayıf biriydi. Tavırlarından ilk kez bir soylu ağırlamadığı belli oluyordu. Göle bakan odayı en pahalı oda yaparak soylular için ayırması da ne kadar iyi bir işletmeci olduğunu gösteriyordu.

  Nate, hancının sorusunu yanıtlamak yerine Maria'ya doğru baktı. Bu soruyu onun cevaplamasını istiyor gibiydi. İlk önce onun fikrini alarak tatlı bir nezaket gösteriyordu. Maria bu nezaketi geri çevirmedi. "Malzemelerin oranı damak tadıma muhteşem şekilde uydu. Özellikle kullandığınız malzemeleri beğendim. Hepsi oldukça taze ve lezzetliydi. Merakımdan soruyorum, servis edilen balık bu gördüğümüz gölden mi çıktı?"

  Hancı, soylu misafirlerini memnun edebildiğine sevinmişti. Burayı ziyaret eden bazı kibirli soylular türlü bahanelerle yüzlerini buruşturuyor ve hancıyı canından bezdiriyorlardı. Bu soylularsa tamamen farklıydı. Nazik bir dille sorduğu soru, iyi eğitimli biri olduğunu gözler önüne seriyordu. "Damak tadınıza hitap eden yiyecekler hazırlamak bizim için bir onurdur efendim. Tahmin ettiğiniz gibi, yediğiniz levrek Saflum Gölünden henüz bu sabah tutuldu ve aynı gün tereyağında pişirilip servis edildi."

  "Aşçınız ve size, gösterdiğiniz özen için teşekkür ederiz." diyen Nate, hancıya doğru bakarak sordu. "Acaba bu gece dilediğimiz gibi gölü ziyaret edebilir miyiz?"

  Adam bu soruya şaşırmıştı ama çabuk toparladı. Kibarca "Güvenlik açısından bir sorun teşkil etmiyor efendim ama maalesef gölün çevresinde sizi ağırlayabileceğimiz bir köşe bulunmuyor." diye cevapladı.

  "Yine de gölde küçük bir iskele var değil mi? Eğer işletmeniz için bir sorun yaratmayacaksa kullanmak istiyoruz."

  "Tabii ki efendim. Dilediğiniz gibi kullanabilirsiniz."

  Nate aldığı cevaptan memnundu. İyi gününde olacak ki "Teşekkür ederiz Bay Erloe. Biz vakit geçirirken lütfen bizimle birlikte gelen kafileye ücret konusunda endişelenmeden elinizden gelen en iyi hizmeti sunun." dedi. Ne de olsa daha gidecek çok uzun bir yol vardı. Daha kaliteli bir yolculuk için verdikleri molalarda onlara yeteri kadar özenli davranılmasını istiyordu.

  "Endişelenmeyin efendim, kafilenizi en iyi şekilde ağırlayacağız. Başka bir isteğiniz olduğunda zili çalmanız yeterlidir. İyi geceler dilerim." diyen hancı, halinden memnun bir şekilde odadan ayrıldı. Burası seyahat eden soyluların sık sık kalmayı tercih ettikleri bir han olduğundan çalışanların hepsi işinin ehliydi. En az başkentteki oteller kadar iyi hizmet veriyordu. Nate bu hanı bilerek seçmişti. Ne kadar iyi hizmet verdiğini Marki Serga'dan duymuştu. Anlaşılan söyledikleri doğruydu.

  Adam yemek odasından ayrıldığında Maria şaşırmış bir ifadeyle Nate'e baktı. Merakla "Gölü merak ettiğimi nereden bildin?" diye sordu.

  Oldukça barizdi. Karısının bakışları her şeyi ele veriyordu. Ay ışığının sudaki yansımasına attığı hayran bakışları kim görse anlardı. Nate gülümseyerek "Karım manzara görmeye dayanamıyor. Ne zaman güzel bir şey görsen en iyi yerden seyretmek istiyorsun." diye cevapladı.

Bıçağın Ucundaki KontesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin