32. Bölüm

823 107 131
                                    

  Düşünce dünyasından sıyrılıp refleksle arkasına döndüğünde Maria, Marki Serga'nın balkon perdesinin yanında dikildiğini gördü. Onu gördüğünde içgüdüsel olarak gerildi. Neden durup dururken bu balkona gelmişti ki? Daha önce de göz göze geldiklerinde aynısı olmuştu. Bu adamın aurasında onu tetikleyen bir şey olduğu kesindi ama neden böyle olduğunu bir türlü çözemiyordu. Astlarını yakaladığı için ona karşı geliştirdiği bir savunma mekanizması mıydı? Belki de bu yüzden ona karşı bu denli temkinli davranıyordu.

  "Nate, sonunda seni buldum." dedi Marki nefes nefese kalmış şekilde. Gözleri tamamen Nate'e odaklanmıştı ve bakışlarından endişesi belli oluyordu.

  Nate, Maria'nın aniden arkasına dönmesiyle balkonun girişine bakmıştı. Marki'yi gördüğündeyse yüzü gerildi. Onu görmeyi beklemediği her halinden belli oluyordu. Her ne kadar duyacaklarından korksa da "Beni neden arıyordun Lusaus?" diye sordu.

  Marki siyah saçlı, sert mizaçlı bir adamdı. Yüzü ne düşündüğünü ele veriyordu. Bir sorun olduğu ifadesinden bir bakışta anlaşılıyordu. Önemli bir sorun olmalıydı, aksi takdirde böyle koşturarak Nate'i aramazdı. Maria onun Nate'e böyle telaşlı şekilde ne söyleyeceğini merak etmişti. Kocasına baktığında onun da gerildiğini görebiliyordu.

  Marki, Kontes'in bakışlarını fark ettiğinde rüyadan uyanmış gibi silkelendi. Sanki en başında onun orada bulunduğundan haberdar değilmiş gibi görünüyordu. Kontes'in varlığını sonradan fark etmiş gibiydi. Baş selamı vererek "Kontes Firansoa, sizinle tanışmak bir onur. Ben Marki Lusaus Antonio Serga. Sizle uzun uzun sohbet etmek isterdim ama diplomatik bir mesele için eşinizi birkaç dakikalığına alıkoymak zorundayım." dedi.

  Maria kalbinin endişeleyle çarpmasına engel olamasa da dışarıya hiçbir şey belli etmeyerek gülümsedi. "Ben de sizle tanıştığıma memnun oldum Marki Serga. Umarım daha sonra sohbet etme fırsatımız olur." diye cevap verdi ve Nate'e döndü. Kocasının elini tutarken "Seni bekleyeceğim, çok gecikme." diyerek gözlerinin içine baktı. Ne düşündüğünü öğrenmeye çalışıyordu ama Nate, ona bakarken yüzündeki gergin ifadeyi saniyeler içerisinde silmişti.

  Eşine bakarak "Hemen gelmeye çalışacağım. Sen de burada durma, içeri gir. Üşümeni istemiyorum." diyen Nate, onun itiraz etmesine fırsat vermeden ceketini çıkardı. Sıcak ceketi eşinin omuzlarına bırakırken içindeki beyaz, sıkı gömleği de eş zamanlı şekilde ortaya çıkmıştı.

  Maria bu kez kocasının omuzlarına bıraktığı ceketi kabul etmişti. Onay ister gibi "Biraz daha bakınıp içeri gireceğim." dediğinde Nate başını sallayarak onayladı. Ceketini bıraktığı için esintinin sorun olmadığını düşünmüştü muhtemelen. Gerçekten de sıcak kumaş omuzlarına değer değmez esen balkon bir anda sıcak bir yaz günüymüş gibi hissettirmişti.

  "Gidiyorum. Döndüğümde artık partiden ayrılırız."

  Maria kocasını "Tamam." diyerek onayladığında Nate ve Marki Serga, hızlı adımlarla balkonu terk ettiler. Telaşları, belli etmemeye çalışsalar da Maria tarafından net bir şekilde görülmüştü.

  Nate'in Marki'yle birlikte gitmesiyle Maria şimdi balkonda yalnız kalmıştı. Az önce de düşüncelere dalıp konuşmadıkları için ortam sessizdi ama Nate gittiğinde daha da sessizleşmişti. Bu sessizlik biraz sinir bozucuydu çünkü o ikisinin ne karıştırdığını merak ediyordu. Marki'nin 'Diplomatik mesele' diye kestirip attığı şey ne olabilirdi? Sohkra ile bağlantısı olan Marki Serga'nın basit meseleler için yaygara çıkarmayacağına emindi.

  Dürüst olmak gerekirse Sohkra ile ilgilenmiyordu, onların inine sızmadıkça ve bilgilerini çalmaya çalışmadıkça yeraltı ile düşmanca ilişkileri yoktu. Ama onların bir şekilde kocasıyla bağlantılı olduğunu öğrenmişti ve bu durum gitgide tescilleniyordu. Eğer düzgün istihbarat sağlamak istiyorsa kocasının Marki'yle ve Sohkra'yla olan ilişkisini çözmek zorundaydı.

Bıçağın Ucundaki KontesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin