Düşes'in teklifini reddedemezdi. Zaten reddetmesine fırsat da tanınmamıştı. Cevabını beklemeden Maria'yı ön taraflara doğru sürüklüyordu. Maria, sessiz kalmış olmamak için "Onur duyarım Düşes." diye cevap verdi.
Düşes ön tarafa doğru ilerleyerek masalardan birine yerleşti ve Maria'yı da yanına oturttu. Her zamanki gibi tüm gözler üzerlerindeydi. Elbette bu kadar soylu bir aradayken dedikodu furyası kaçınılmaz olurdu. Sosyetenin Kraliçesi yanında oturuyorken bundan kaçınması imkansızdı.
"Bu kadar üzgün durma. Neredeyse konuşulduğun için üzüleceksin."
Zaten üzülüyordu ama bunu ona söyleyemezdi. Yalnızca "Henüz bu duruma alışamadım." demekle yetindi.
Düşes Kraudi onun ne demek istediğini anladığında gülümsedi. Aşağı bir aileden gelen Kontes, bekarlığında bu rahatsız edici atmosferi daha önce hiç tatmak zorunda kalmamıştı. Şimdiyse istese de istemese de yüksek soyluların arasında olmak zorundaydı. "Firansoa soyadını taşımak böyle bir şey Maria. Şatafatlı fakat ağır. Eğer soyadını kaldırabilirsen Kraliçe olursun. Kaldıramazsan..."
"Gayet açık, Düşes. Endişeniz için teşekkürlerimi sunuyorum"
Çiğ çiğ yenilmek istemiyorsa gücünü göstermek zorundaydı. Kurtlar sofrası hatayı affetmezdi. Düşes'in ima ettiği buydu. Zaten bildiği bir şey olduğu için kafasına takmıyordu. Ne de olsa tüm bu şamata Ange işareti alana kadar sürecekti. Düşes gibi ölene dek bu pozisyonda kalmayacaktı. Planlarını devreye soktuğu an hepsinden sonsuza dek kurtulacaktı.
Düşes'e teşekkür ettikten sonra önüne döndü ve etrafı incelemeye başladı. Bu Merkez Kilisenin içine ilk girişiydi. Altın varaklı eşyalar gözünü alırken bakışlarını kürsüye çevirdi. Dine göre sade olması gereken Kilisenin şatafatı sarayla yarışıyordu. Tavanlardan pencerelere, zeminden koltuklara, heykellerden tablolara kadar her şey dokunmaya tereddüt edecekleri kadar pahalıydı. Altının sarılığından gözlerinin kamaştığı bu yere bağış yapacak olmalarından daha saçma bir şey var mıydı?
Düşes Kraudi gözleriyle insanları süzerken Maria ise bıkkınca gösterişli kürsüye bakıyordu. Düşes onu nazikçe dürttü ve gözleriyle çaprazını işaret etti. "Bak, bu yeni Marki Gounyer Grazelda. İdam edilen Velsium'un uzaktan akrabası olduğunu söylüyorlar. Marki ünvanı adeta kucağına düştü. Sen bu konuda ne düşünüyorsun Maria?"
Gururlu hissediyordu. Gounyer onun en sadık astlarından biriydi. Bu ünvanı elde etmek için Velsium'un tüm pis işlerini ortaya dökmek zorunda kalmıştı. Nihayet astı bir sorun olmadan ünvanı devralmıştı. "Soylular arasında dışlanacak gibi." dedi önemsiz bir tespitmiş gibi.
"Elbette dışlanacak. Marki ünvanının uzaktan bir akrabaya verilmemesi gerekir. Eğitim görmeyen ana dal soylulara bile vermekte tereddüt ediliyor. Sanırım bu yüzden Marki Serga ile birlikte... Bir tek onunla muhabbet edebilir."
Soylular arasında bile soy kavramı sınıfsaldı. Uzaktan akrabalar, anne tarafı alt kademede olan çocuklar, gayrimeşrular... Ne de olsa ayrım sınırsızdı. Maria, başını eğerek "Marki Serga nazik biri olmalı. Ünvanı yeni alan Marki Grazelda'ya oldukça iyi davranıyor." dedi.
Düşes, gözlerini Marki Serga ve Marki Grazelda'dan ayırıp Maria'ya çevirdi. "Bilmiyor musun? Marki Serga da dışlanan soylulardan birisi. O gayrimeşru bir çocuk, hiç meşru varis olmadığı için ünvanı devraldı."
Maria şaşkınlıkla gözlerini açtı. Bunu ilk defa duyuyordu. Marki Lusaus Serga hakkında bildiği tek şey onun Nate'in yakın arkadaşı olduğu ve yasa dışı işlerin çevrildiği Sohkra Bölgesi'yle bağlantılı olduğuydu. Ayrıca Nate ile birlikte Azize Lily'i ifşa eden isimlerden biriydi. Onun gayrimeşru bir çocuk olduğunu ilk defa duyuyordu. Mahcubiyetle "Kocamın yakın arkadaşı olmasına rağmen, bilmiyordum." diye cevapladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bıçağın Ucundaki Kontes
Ficción históricaTAMAMLANDI. ✩。:*•.───── ❁ ❁ ─────.•*:。✩ #01.08.24 Tarihi Kurgu kategorisinde 1. #12.11.23 Aşk kategorisinde 6. #12.11.23 Romantik kategorisinde 10. #13.11.23 Romantik kategorisinde 20. #06.12.23 Kurgu kategorisinde 39. #14.01.24 Savaş kategorisind...