4- YALNIZLIĞIN ÇARESİNİ BULMUŞLAR

24.7K 2.5K 1.4K
                                    

Bölüm şarkısı: Yalnızlığın Çaresini Bulmuşlar- Gripin.

Medya: Kerem

Önceki bölümün medyası Asef.

Erhan karanlık odaya bakıp kapıyı kapattı, akşamdan beri ev ilk defa bu kadar sessizdi. Ses çıkarmamaya özen göstererek mutfağa ilerledi, ay ışığının aydınlattığı balkonda sadece Kerem'in içtiği sigaranın turuncu ışığı göz alıyordu.

Mutfağın kapısını da kapatıp balkona ilerledi, Kerem sigarayı dudaklarının arasına alıp derin bir duman çekerken gözlerini kısıp ona baktı, yanakları içine çökene kadar sigaranın zehirli dumanını içine çekti ve sigarayı dudaklarından uzaklaştırdı.

"Arda uyudu mu sonunda?" diye sordu gülerek. Erhan yanında duran sandalyenin yaslanma yerinden tutup onun önüne çekti.

"Bensiz uyumuyor resmen, ek olarak gece taksicilik yapacaktım ama beni bekler uyumaz diye vazgeçtim." dedi otururken, yerine iyice yayıldı ve kollarını sıvadı.

"Bugün Turgay'da beni böyle bırakmadı, tam uyuyor diyorum kafasını kaldırıp bir şey soruyor, espri yapıp gülüyor. Bulut'un koynundan çıkıp benim yatağıma geldi. Bir de tişörtümün ucundan tutmuş uyurken, gitmeyeyim diye. Manyak çocuk." dedi sigaranın ucuna parmağının ucuyla vurup külü düşürürken.

"Seni çok özledi, geleceğini duyunca gecesine sevinçten ağladı." Kerem'in içi titredi, kardeşlerinden uzak kaldığı için kalbi acıyordu.

"Kurban olurum." diye mırıldandı. Gözlerini Erhan'dan kaçırıp sigarasını içmeye devam etti.

Erhan onu baştan aşağı süzdü, yüzünü ve ifadelerini izledi. Telefonda konuşuyorlardı ama uzun bir sürenin ardından onu ilk defa kanlı canlı görüyordu. Bu yüzden Kerem'de oluşan değişimi izlemek hem onu mutlu ediyor hem de o çocuksu Kerem'in bu kadar olgun durmasına içten içe üzülüyordu. Turgay kadar çocuk değildi ama o da eskiden azarını çok yemişti, şimdi ise onu azarlasa sanırım eskisi gibi aldırmamak yerine kırılırdı. Gururuna dokunurdu belki de.

"Nasılsın?" diye sordu birden Erhan, normal bir 'nasılsın' değildi. Kerem ona döndü, gülümsedi.

"İyiyim, her zaman olduğu gibi." dedi sadece ama Erhan nedense inanmıyordu.

"Peki," dedi rahatsızca yerinden kıpırdandı. "Hâlâ bana kızgın mısın?"

Ne için sorduğunu anlamıştı Kerem, kafasını olumsuz anlamda salladı. Sigarasını küllüğe sıkıca basıp söndürdü.

"Yok oğlum, senin sayende birikim yaptım." güldü ama bu keyifli bir gülüş değildi. Erhan'ın yeniden içi acıdı.

"Özür dilerim." diye mırıldandı yeniden Erhan.

"Özür dileme, sen nereden bilecektin? Sana bir şeyden bahsetmemiştim ki. Hem," dedi ve birkaç saniye durup gülerek kafasını yana çevirip dışarıyı izledi. "Gittikten iki ay sonra sevgili yapacağını düşünmemiştim, benim hatam."

Erhan'ın içi acıdı, derin bir nefes aldı. Kerem gittikten sonra hemen kendisine yazmıştı, bağlantıyı hiç kesmemişlerdi. Bu süre içinde Kerem gittikten iki ay sonra Sonat ile sevgili olan Asef'i ona anlatmaya dili varmadı. Keşke anlatsaydı.

Eğer anlatsaydı Kerem sırf onu yanına getirip, her şeye yeniden güzel bir şekilde başlamak için altı ay kadar bu hevesle para biriktirmez, altı ayın sonunda Asef'in numarasını istediğinde ona durumu anlatmak zorunda kalmasaydı.

Erhan onu unuttuğunu, unutmaya çalıştığını düşünüyordu. Bu yüzden adını bile geçirmiyordu, arada bir sorduğu 'Asef nasıl? Yemek yiyor mu?' sorularına cevap veriyordu.

"Benim hatam..." dedi yeniden Kerem. "Onu bırakırken bir daha dönmeyeceğim dedim, ne diye kendi kendime karar alıp, planlar yaptım bilmiyorum. Salaklık işte."

"Salaklık değil, onsuz yapamadığın günlerde yaşadığın krizlerin bir kısmını bildiğim halde benim bile kalbim acıyordu. Kim bilir sen neler hissettin." birkaç kere ağlayarak onun sesini duymak istemişti, gizlice onu arayarak normal muhabbet eden Asef'i dinlemişti Erhan. O zaman bile söyleyemedi onun hayatına devam edip sevgili yaptığını, çünkü bunu duyduğunda kendilerinden uzakta daha da yıkılacağını biliyordu.

"Neyse, geçti bitti." dedi Kerem, gülmeye çalıştı. Erhan yüzüne dikkatlice baktı.

"Gerçekten geçti mi?" diye sordu, Kerem kafasını ona çevirmedi. Dudağını kemerdi, yüzü düştü ama ardından yeniden güldü.

"Bakma öyle," dedi Erhan'ın gözlerinin içine bakmayıp, sesi güler gibi çıkıyordu ama titriyordu. "Bu sefer değil."

Kafasını iki yana salladı ve ayağa kalktı. Kardeşinin gözüne bakmıyordu çünkü baktığı anda kendini bırakacağını biliyordu.

"Yok yok, bu sefer değil." dedi elini Erhan'ın omzuna koyup sıkarken. Erhan sesini çıkarmadı, elini kaldırıp onun elinin üzerine koydu. Dümdüz önüne bakıyordu.

"Gideyim uyuyayım, Turgay şimdi kalkıp beni yanında göremezse kıyameti koparır." dedi gülerek. Ardından bir daha omzunu sıktı. "Sen de çok durma, sabah kahvaltıyı çok erken yapacakmışız."

"Tamam kardeşim." dedi Erhan.

"İyi geceler reisim." dedi elini çekip mutfağa ilerlerken.

"İyi geceler."

Kapı açılıp kapanınca Erhan onun ağlayan, yalvaran seslerini hatırlayınca gözleri dolu dolu karanlık sokağı izledi.

Kerem, eskisi gibi değildi.

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin