111- BÖYLE AYRILIK OLMAZ

17.6K 1.9K 971
                                    

1 ay sonra...

Asef arabasını park edip kalabalık caddede yandan astığı çantanın ucundan tutup yürümeye başladı. Kimseyle göz teması kurmadan yürürken yoldan geçen birkaç kızın kendisine uzun uzun baktığını bilincindeydi. Hatta arkasından baktıklarını da biliyordu.

"Yunan tanrısı gibi ulan." iki kız yanından geçerken sessiz bir çığlıkla birbirlerini dürterken hiç istifini bozmadı. Her zaman olan şeylerdi.

Mekanın önüne geldiğinde kapıdan biri çıkmak üzereyken ona yol verdi ve hafifçe gülümsedi. O çıktığında içeri girdi, ortam baya kalabalık görünüyordu. Boş masa yoktu neredeyse. Ortam biraz kasvetli olduğu için girdiği anda sebepsizce iyi hissetti. Bazen böyle ortamlar daha hoşuna gidiyordu.

Bara doğru yürüdü, Bulut aceleyle bir içki dolduruyordu ama yüz ifadesi o kadar düzdü ki sadece yüzüne baksa hiçbir problemin olmadığını düşünebilirdi. Bar kısmına geçip içeri yürüdü, iki eleman elindeki tepsiler ile aceleyle çıkarken onlara aldırmadan arkadaşına ilerledi.

"Naber?" diye sordu çantasını çıkarırken, Bulut bakışlarını kendisine çevirdi ve doldurduğu büyük bardak içkiyi tepsiye koydu.

"Asef, masa on dokuza şu siparişi götürür müsün? Diğerleri başka masaya bakıyor." dedi Bulur yeni bir içki doldururken.

"Gelir gelmez iş kitlendi yine." diye mırıldandı kazağının ucunu düzeltirken. Söylenmesine zıt bir şekilde tepsinin ucunu yüzüklü elleriyle kavradı ve ardından bar bölümünden çıktı.

Masa on dokuza ufak bir bakış atıp oraya ilerledi. İki tane genç sigara içerken birbirleriyle sırıtarak sohbet ediyordu. Yanlarına gittiğinde sohbetlerine ara verdiler. Asef iki büyük bardak birayı ikisinin önüne bıraktı.

"Ne kadar çok yüzük takıyorsun..." diye mırıldandı esmer olan, Asef hafifçe gülümsedi.

"Evet, seviyorum." dedi ve tepsiyi kendine çekti.

"Afiyet olsun." gülümseyerek arkasını döndü.

Tam o sırada elinde sigara ile bar kısmında duran Kerem'i fark etti. Çatık kaşları ile kendisine bakıyordu, ardından sinirle Bulut'a döndü. Oraya yaklaştıkça onun sesini duyuyordu.

"Buna niye servis yaptırıyorsunuz?" dediğinde gözlerini devirdi.

"Ne yapalım Kerem, yetişmiyor." Bulut umursamazca konuştu.

Asef bar kısmına girip ikisine yaklaştı ve elindeki tepsiyi kenara bıraktı. Kerem gözlerini arkadaşından çekip kendisine dikti, kaşları hâlâ çatıktı.

"Bir daha sen servise çıkmıyorsun." diye sertçe uyardı.

"Sana ne?"

"Buranın sahibi ben değil miyim? Elamanlar harici kimsenin servise çıkmasını istemiyorum." filtreyi dudaklarına götürüp gözlerini kısarak dumanı içine çekti.

Asef eski sevgilisine birkaç saniye bakıp, ardından bakışlarını çevirdi. Onunla uğraşamazdı.

"Kerem şu eleman gelecekse gelsin artık, yoksa istifa edeceğim." dedi Bulut, sürekli atıştıkları için aldırmıyordu. Alışmışlardı.

"Patronun istifa ettiğini ilk defa görüyorum." dedi Kerem sırıtarak.

"Sende çalış o zaman, niye Bulut çalışıyor sadece?" diye atladı istemeden. Kerem bakışlarını ona çevirdi.

"Arkada kolileri taşıyordum, nereden biliyorsun çalışmadığımı?" Asef omuz silkti.

Tam cevap verecekken bir eleman aceleyle arkasından geçeceği sırada bileğinden tutulup çekildiğinde şaşırmadı. Kerem'in yanına geçtiğinde çocuk hiçbir şeyin farkında olmadan bardaklara ilerledi.

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin