13- TANIMADIĞIM TEN

21.9K 2.3K 477
                                    

Bölüm şarkısı: Islak Islak- Barış Akarsu.

Erhan koşar adım kendisinden ileride yürüyen Kerem'e yetişmeye çalışırken kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Kardeşinin bu hali içindeki paniği büyütmüştü, kalbi ağrıyordu. Hele ki titreyen elleri kendisini boğmak istermiş gibi boğazını sıkıyordu sanki.

"Kerem!" diye seslendi, sahilin karanlık yerlerinden geçerken etraftaki insanlar azalmıştı. Kerem'in sonunda etrafına bakındı ve adımlarını yavaşlattı. Bunu fırsat bilip daha da hızlandı Erhan.

Kerem titreyerek bir köşeye gitti, Erhan o an fark etti onun bir çeşmenin kenarına çöktüğünü. Musluğu açıp elindeki kanı titreyen eliyle temizlemeye çalışıyordu ama elleri o kadar aceleciydi ki kendisine zarar veriyordu.

"Dokunmayın..." Erhan onun yanına yaklaştığında onun titreyen sesini duydu. Tam dibine girip eğilmiş genci kendine çekti. Erhan onun tutuşundan kaçıp bir adım geriye gitti, kendisinden bile korkmuştu. Dişlerini sıkıp bir adım çeşmeden uzaklaştı.

"Dokunma, dokunma..." diye mırıldandı Kerem, sanki Erhan'ı tanımıyordu ve yabancı biri sanıyordu.

"Kerem, benim kardeşim." dedi Erhan yanına yaklaşıp, emin olmayarak elini kaldırıp titreyen çocuğun yüzüne avucunu yasladı. "Benim, bak."

Kerem deli bakışlarını yüzüne doğrulttu, gözleri yüzünde turladı. Aralık duran ağzı kapanırken, çenesi yeniden titremeye başladı. Eli öyle titriyordu ki tüm vücudu titriyormuş gibi görünüyordu.

"Erhan..." dedi ağlamaklı bir sesle, kafasını yana çevirdi ve gözlerini sıkı sıkı kapattı. En azından düşünce olarak bir tık daha sakinleşmiş görünüyordu.

Erhan ne yapacağını bilemeyerek bir adım atıp tam olarak dibine girdi, eli yana düşmüştü. Kerem ayakta durmaya zorlanıyor gibiydi.

"Dokunmayın diyorum, bana dokunmayın diyorum..." diye sinirle mırıldandı Kerem, kendi kendine konuşuyor gibiydi ama gözleri saniyeler içinde Erhan'ı buldu. "Dokunmasınlar."

Erhan şok içinde yüzüne baktı, kardeşinin bu halde olduğunu bilmiyordu.

"Noldu oğlum sana?" dedi dehşetle, onu sakinleştirmesi gerekirken şimdi Kerem'in onu sakinleştirmesi için kendisine ne olduğunu söylemesini bekliyordu. Yoksa damarlarında akan deli kan kaynamaya yüz tutmuşken, sinir ve ağlama krizinin eşiğine geleceğini biliyordu.

"Erhan," dedi Kerem çaresizce. Bakışlarını küçük bir çocuk gibi ona yöneltti, sanki ikna etmek için gözlerini irileştirdi. "Oğlum bana dokunmasınlar."

Erhan yeniden avuç içini onun yanağına yasladı.

"Biri bir şey mi yaptı sana kardeşim? Kötü bir şey?" dili varmasada hissettiği dehşet ve panikle bunu sormuştu.

Kerem yüzünü buruşturdu ve gözlerini kapatıp yine kafasını geriye çekti. Kafasını olumsuz anlamda salladı, kanlı olmayan elini kaldırıp boynuna koyacakken titreyen elini geri indirdi. Hiç durmadan kafasını iki yana sallıyordu.

Erhan'ın içi biraz daha rahat etse bile hâlâ bir tarafı ikna olmamıştı.

"Erhan," dedi Kerem ağlamaya yakın sesiyle. Ardından kolunu öne doğru tuttu. "Kolum yanıyor."

Erhan onun sesiyle irkildi, ilk önce koluna daha sonra küçük çocuk gibi kendisine bakan kardeşine baktı. Titrek bir nefes aldı, gözlerini açıp kapattı.

"Tamam," diye mırıldandı, etrafına bakındı ve hemen yanındaki çeşmeyi gördü. Dişlerini sıkarak kardeşinin elinden tuttu ve çeşmenin önüne getirdi.

Açık olan musluğa eğildi, Kerem'in kolunu zarifçe musluğun önüne çekti. Kerem ona itiraz etmedi, hâlâ bir şeyler mırıldanıyordu.

Erhan burnunu çekti, ağladığını bile yeni fark ediyordu. Musluktan gelen soğuk suyu kendi avucuna doldurdu, ardından kanlı elin üzerine koydu. Elini musluğa uzatıp kanlı, titreyen eli yıkarken dudaklarını birbirine bastırdı.

Elini yıkadıktan sonra avucuna yine su doldurdu ve bu sefer çıplak koluna suyu döktü. Soğuk su Kerem'e değdikçe daha çok rahatlıyordu sanki. Titreyen elleri ile kolunuda belirli belirsiz yıkadıktan sonra musluğu kapattı. Hâlâ Kerem'in elinden tutuyordu, yutkundu.

"Tamam, geçti." dedi elini sıkıca tutarken. Sesini güçlü tutmaya çalışıyordu ama titremesine engel olamıyordu. Kerem biraz daha kendine gelmiş gibiydi, gözlerini yüzüne çevirdi.

"Kimseye bahsetme." dedi, kendisinden söz almak istiyordu. Düşündüğü kötü şeylerden mi gördüğü yıkılmış çocuktan mı bahsetmeyeceğini anlamamıştı. Ama kafasını salladı.

"Merak etme." dedi sadece ve ardından dayanamayarak onu kendine çekip sıkı sıkı sarıldı. Kerem ilk başta karşılık vermese de ardından o da sıkıca sarıldı.

"Merak etme, ben yanındayken artık kimse sana dokunamaz." dedi, boynundan sıkıca öptü.

Kerem hiçbir şey demedi, sadece sıkı sıkı sarıldı kardeşine.

Erhan gözlerini kapattı, içinden dua ediyordu. Umarım düşündüğü şeyler gerçek çıkmazdı. Kerem'in sözüne güveniyordu.

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin