Asef gözlerini bile kırpamadan sadece önündeki ağlayan çocuğa bakıyordu.
Dağılmıştı, parçalanmıştı.
Dokundular diyordu, ağlıyordu.
Kalbi göğüs kafesine sığmıyordu sanki, acı birikmişti atan yüreğinde. Kursağında kalmıştı üç yılın biriktirdikleri.
Onun orada mutlu olduğunu düşünürken azap çektiğini öğreneceğine tam şu anda ölmeyi yeğlerdi.
Kör kalmak istedi, sevdiği adamın isyan ederek ağlayan yüzünü görmemek için.
Sağır olmak istedi, dokundular diye sayıklamasını duymamak için.
Ve dünyada yok olmak istedi. Sırf kendi sevdası yüzünden bu hallere düşen çocuğun yıkılmış haline sebep olmamak için.
"Özür dilerim." dedi Kerem sonunda kafasını kaldırıp kendisine bakarken.
Asef öylece suratına bakmaya devam etti, ne yapacağını bile bilmiyordu. Kaçmak istiyordu, duymamak için.
Kerem'in elinden gelen kanlara gözü kaydığında üzüntü ve dehşetten sonra yüreğine başka bir duygu eklenmişti, telaş.
Soluk soluğa üzerindeki tişörtü çıkardı ve duraksayıp ardından parkede onun yanına yaklaştı. Eline yaklaşıp incinmesinden korkarak yavaşça tuttu ve tişörtünü yamukça eline sardı.
Elinden başka bir şey gelmiyordu. Kerem sarılan eline baktı, daha sonra ise islanmis kirpiklerinin altından kendisine. Bu acı dolu bakışları gördüğünde kendini toparlamaya çalıştı.
Ne kadar büyük tepki verirse karşısındaki çocuk o kadar fazla üzülüyordu, farkına varmıştı. Derin bir nefes alıp biraz daha yaklaştı.
"Anlat sevgilim," anlatmasın istiyordu. "Ne yaptılar sana?" duymamak istiyordu.
"Asef, kafama sıkmak istiyorum." dedi Kerem sadece, bunu duyduğu anda yüzü buruştu.
"Kerem..." diye acıyla mırıldandı. Kerem ise kendi düşüncelerine dalmış gibiydi.
"İstanbul'dan ayrılmadan önce gideceğim yeri ayarlamıştım, bana yardımcı olan kişi düzenlemişti her şeyi. Gidecektim, düzgün bir yerde çalışacaktım..." konuşurken sesi titriyordu, sadece önüne bakıyordu. O anları yeniden yaşıyor gibiydi.
"Gittim, toz pembe bir hayat beklemiyordum ama bu kadar siyahın içine düşeceğimi de hiç düşünmezdim. Borcun, batağın içine düştüm." dedi ve ardından derin bir nefes alıp devam etti. "Güvendiğim kişi beni aslında kendi karanlığına çekmişti, düzgün bir yerde çalışmayı düşünürken..." sustu devam edemedi.
Asef dikkatle onu dinliyordu, gözlerinden akan yaşlara engel olamıyordu. Nefesini tuttuğunun bile farkında değildi.
"Orada, borcumu ödemek için çalışmaya başladım. Uyuşturucu sattım ben, uyuşturucu sattım biliyor musun?" dedi gözlerini irileştirip, kafasını çevirip Asef'e baktı. "Erhan'ın kardeşi uyuşturucudan ölürken ben orada uyuşturucu satmak zorunda kaldım."
Asef dudaklarını birbirine bastırdı, gözlerini çevirmek istedi ama daha fazla üzülmesin diye sadece bakmaya devam etti.
"Ölmeyi düşündüm, öldürsünler ne olacak dedim. Ama ailem aklıma geldi ve biraz bencilce olacak ama... kimsesiz, bir sokak kaldırımında ölmek istemedim Asef." daha sakin anlatmaya başlamıştı ama hâlâ sesi titriyordu.
"Bir zaman sonra oradaki insanlar hastalığımı fark etti." dediğinde Asef kaşlarını çattı, Kerem orta ve işaret parmağını birleştirip kafasını iki kere gösterdi. "Sana bir kez bile sarılamadığım için, başkasıyla göz göze gelsem bile seni aldattığımı düşündüğüm için kimseyle tokalaşmak için bile dokunmadığımı, dokunduklarında çıldırdığımı."
Şimdi susmuştu, en canını yakan kısıma geldiği için boğazı düğümlenmiş öylece önüne bakıyordu. Göz bebekleri titredi, gözyaşları sicim gibi akmaya başladı.
"Dokunmaya çalıştılar." diyebildi sadece. "Dokundular."
Asef boğulurmuş gibi derin bir nefes aldı ve kafasını başka yöne çevirdi. Nefes alıyordu ama geri veremiyordu, aldıkça göğsü tıkanıyordu.
Gözlerini kapatıp açtı, burnundan nefesler alamaya çalıştı. Yanında duran adamın kendisine bakmadığını biliyordu ama yüz ifadesini düz tutmaya çalıştı. Eliyle ensesini kaşıdı ve yüzünü buruşturarak sevdiği adama döndü. Alacağı cevaptan korkmasına rağmen, sordu.
"Sana, izinsiz mi dokundular? Bir şey mi yaptılar?" taciz ya da tecavüz mü ettiler diye sormaya dili varmamıştı. Bunu duyduğu anda ortalığı yıkacağını, katil bile olabileceğini biliyordu.
Kerem bir süre durdu, o cevap vermedikçe kalbindek acı daha can yakıcı oluyordu.
"Dokunmak istediler ama izin vermedim." dedi Kerem dümdüz önüne bakarken, ardından kafasını kaldırıp gözlerinin içine baktı. "Yemin ederim dokunmadı kimse, hiçbirine izin vermedim."
Sanki dokunduları için kendisini suçlayacakmış gibi ikna edici konuşuyordu, telaşlanmıştı. Asef bu çırpınışlarını gördüğünde onu kendine çekip sıkıca sarıldı.
"Tamam, tamam..." dedi boynundan öperken, bunu yaparken bile incinmesinden korktu.
"En son bana dokunmaya çalışan kişiyi..." dediğinde durdu, Asef saçını okşadı ve devam etmesini bekledi ama sustu.
"Söyle sevgilim." dediğinde kollarının arasındaki bedenin titrediğini hissetti. Nefesi hızlandı.
"Çıldırdım Asef, delirdim. Vücudundaki yaralar kabuk bağlamadan yenisini açıyorlardı, dayanamadım." o ne yaptığını söylemedikçe Asef daha fazla telaşlanıyordu.
"Ne yaptın?" dedi sakin olmaya çalışarak. Yine bir sessizlik.
"Yaraladım, bıçakladım. Defalarca." Asef gözlerini ağır bir şekilde kapattı. Sakin kalmaya çalıştı ama kollarının arasındaki acı çeken bedenin katil olma ihtimali yüreğini dağlıyordu.
"Öldü mü?" sesini kendisi bile zor duyuyordu.
Kerem kafasını hızla iki yana olumsuz anlamda salladı.
"Hayır, hayır. Ama ölecekti Asef, ben kendimi kaybetmiştim. Yasef gelip beni oradan çıkarmasaydı, daha kötüsünü de yapacaktım."
Bir günde o kadar çok şey yaşamıştı ki, sevdiği adam birini öldürmediği için mutlu oluyordu.
Hiçbir şey demeden bir süre durdular. Kerem daha sakin duruyordu.
"Bu yüzden gitmek istedim ben Asef." dedi birden, sesi soğuk çıkıyordu.
"Sevgim hem beni hem seni öldürüyor. Öldürecek."
Asef hiçbir şey söylemedi, önceden olsa ona katılırdı ama şimdi sadece takıntılı şekilde aşık olup seven kişi o değildi.
***
Kerem'in neden bir türlü Asef'i affedemediğini anlamışsınızdır ufakta olsa. Eyvallah Asef'in suçu yok ama Kerem sırf bir başkası kendisine dokunmasın diye katil olabilecek kadar seviyorken (hastalıklı bir şekilde) Asef'in hiç umursamadan uçkurunun peşine düşmesi onun zoruna gidiyor.
Videoyu elinde bulundurmak istemesi ile öfkesinin geçmemesi için, çünkü Asef'e karşı hissettiği öfke geçip yerini sevgiye bıraktığında yeniden onun narsist kişiliğini ortaya çıkaracağını biliyor.
Neyse, umarım birazda olsa hissettirebilmişimdir...
Ha bir de ulan insan sevgiden dolayı böyle olur mu, kimsenin dokunmasını istememesi ne kadar saçma falan demeyin. Psikolojik rahatsız işte, küçükken oyuncak araba alamadığı için oyuncak araba dükkanlarını yakacak kadar takıntılı insanlar var. Bu dünyada her şey var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERNWEH
Teen Fiction[TAMAMLANDI] Bölümler kısadır. Bu kitaba başlamak için No:31 kitabında "K-A" bölümlerini okumanız yeterli... "Kerem," dedi ardından herkesin yüzünde gezen gözleri sanki rastgele Asef'in yüzünde kalırmış gibi durdu. "Yakında geliyormuş." Asef öyle...