190- BULUT VE TURGAY

15.5K 1.2K 460
                                    

"Sen o araba dolu trafiğe girmeseydin daha erken varacaktık." dedi Bulut sinirle.

Şehire biraz uzakta, mekana alacakları içkiler için sevgilisi ile beraber arabayı alıp gelmişlerdi ama dönerken Turgay arabayı hep yanlış yollara sokarak trafikte iki saat beklemelerine sebep olmuştu.

"Bulut başka yol yoktu diyorum anlamıyor musun?" sevgilisi o kadar inatçıydı ki doğru olanın sadece kendisi olduğunu düşünüyordu.

"Tamam." dedi Bulut elini kaldırıp kendisini sustururken.

"Aşkım, sen haklısın." Turgay onun trip atacağını anlayıp kafasını salladı ve önüne döndü.

"Evet, zaten ben haklıyım. Aksi iddia edilemez." Bulut kendinden emin, sinir bozucu bir ifadeyle konuştu.

Yeniden önüne döndü ama aracı kullanan bedenden herhangi bir tepki alamadığında saniyeler sonra yeniden ona baktı. Dümdüz önüne bakıyordu, ne düşündüğü bile belli olmuyordu. Böyle zamanlarda hep ona olan sevgisi ağır bastığı için daha önce hayatının hiçbir alanında pişman olmadığı kadar oluyordu, hem de o sadece sustuğu için. Oysa önceden önünde ağlama krizlerine giren insanlar olmasına rağmen.

Derin bir nefes aldı, onun mutsuz ve böyle kabullenmiş ezik gibi durmasına katlanamıyordu. Eskisi kadar zevk vermiyordu.

"Tamam, sen haklısın özür dilerim." dedi sıkıntı ile.

"Tabi ben haklıyım," Turgay aniden ona sinirle ve kazanmışlık hissinin verdiği coşku ile döndü. "Her zaman ben haklıyım!"

Bulut gözlerini inanamıyormuş gibi irileştirdi ve ağzından gülmeye yakın sinirli bir ses çıktı.

"Sen orospu çocuğusun." dedi ama bu Turgay'a büyük bir kahkaha attırdı.

"Yapma, beni böyle övme!"

Bulut uzanıp karnına elinin tersi ile vuracakken Turgay refleksle elini tuttu, diğer yandan önüne bakmaya çalışıyordu. Bulut çırpınırken onun elini hiç aldırmadan yavaşça aletine götürdü. Eline baskı yaparak tamamen kavramasını sağladı.

Bulut sinirle ona baktı ama elini çekmedi, kavradığı erkeklik her zaman hoşuna gidiyordu. O hissettiği organ, karşındaki bedenin sadece kendine ait olduğunu aklına getiriyordu.

"İster misin?" diye sordu Turgay muzip bir ifadeyle ama bu sorunun altında fena bir arzu yatıyordu, sesindeki tınıdan bile belliydi.

Bulut aletini daha sıkı kavradı ve sıktı.

"İsterim." dedi kendinden emin bir sesle.

Turgay kafasını 'hay hay' dermiş gibi oynattı ve keyifle hafifçe eğilip ön camdan etrafına bakındı. Zaten ormanlık alana yakın oldukları için onun yoluna saptı, gaza biraz daha bastı. Uzun zamandır dışarıda seks yapmıyorlardı.

Bulut elini hiç çekmeden ereksiyon olmuş aleti okşarken diğer yandan etrafına bakınıyordu.

"Yine ormanlık yola saptın, ulan bir kere seni kaçırıp ormana getirdik diye insan her seksini inadına ormanda yapmak ister mi ya?" diye sinirle soludu Bulut ama gösterdiğini aksine daha çok hoşuna gidiyordu.

"Daha eğlenceli boş yere sinirlenme." dedi Turgay, tek eliyle direksiyonu çevirmeye devam ediyordu.

Gidecekleri yere varmaya sabredemedi ve sevgilisinin pantolonunun fermuarını açıp baksırına elini soktu ve sertleşmiş aleti çıkardı. Turgay sırıtırken Bulut ona aldırmadan aleti yavaş yavaş çekmeye başladı.

En sonunda araba durduğunda Turgay emniyet kemerini çözüp Bulut'u yakasından tutup kendine çekti ve dudağını ısırır gibi emip serbest bıraktı.

"İn aşağı." diye mırıldandı, dudağına sıkı bir öpücük kondurup sırıtarak geri çekildi.

"Sikecek ya nasıl mutlu şerefsiz." dedi Bulut sinirle, ardından o da sevgilisi gibi arabadan indi.

Arabanın önüne yürürken sevgilisinin kendisine bakarak aletini çektiğini gördü ama o sırada telefonu çaldığında gözlerini ondan ayırmadan cebinden telefonu çıkarıp arayan kişiye bakmadan cevapladı.

"Efendim," dedi sevgilisinin yanına varıp. Turgay o yanına gelir gelmez boynuna yöneldi ve aletini çekerken öpmeye başladı.

"Neredesiniz lan?" dedi Kerem, bir işle meşgul olduğu belliydi.

"Geliyoruz." dedi Bulut sevgilisinin ensesinden tutarken.

"Oha ne çabuk." dedi Turgay sırıtarak, Bulut dişini sıkıp ensesine bir tane vurdu.

"Çabuk gelin, iş yoğun." en güzel anların katili Kerem.

"Tamam." dedi Bulut telefonu kapatıp.

"Acele et biraz, iş yoğunmuş." dedi Bulut, sevgilisi kafasını olumlu anlamda salladı.

Birkaç dakika daha öptükten sonra Bulut'un hiç beklemediği bir anda kolundan tutup hızlı arabanın ön tarafına yüz üstü dayadı. Ani hareketle kalbi hızlı hızlı attı ama aynı zamanda hissettiği şehvetten dolayı sesini çıkarmadı.

"Götünü yalamadan bırakmam." dedi Turgay pantolonunu açarken, itiraz etmedi.

İkisinin pantolonu ve baksırları ayak bileklerine kadar inerken Turgay onun tenine göre daha esmer duran aletini kalçasının arasına koydu. Bulut'un ensesinden tutup arabaya biraz daha bastırdı ve öyle durması için sessiz bir uyarı verdi.

Kendi aletini parmaklarının ucuyla tutup dolgun kalçaya birkaç kere vurup kuş cıvıltılarının eşliğinde değişik bir ses çıkarmasına sebep oldu.

Eğilmeden tükürüğünü onun kalçasına bırakırken sağ lobun yanağındaki ıslaklık aşağı doğru hareket etti. Elini oraya atıp okşarken tükürüğü yalayıp eğildi ve kalça arasını ayırıp azalmış ıslaklığı kasılıp gevşeyen deliğe sürdü.

Eliyle tutmayı bırakıp kafasını araya sokup baştan aşağı yaladı, başını iki yana sallayıp kalçasına yüzünü vuruyormuş gibi bir hamle yaptı. Nefesi kesilene kadar sevgilisinin kalçasını yalarken geri çekildiği sırada Bulut'un kafasından bastırdığını son anda fark etti.

Bulut'un kalçasına bir tokat atıp ayağa kalktı ve elini beline dolayıp kendine biraz çekti, ardından aletini tutup dayadı. Yıllardır aşina olduğu deliğe yavaşça girdi.

Bulut inlemeye başladığında uzanıp ensesine öpücükler kondurmaya başladı, hızını yavaş yavaş arttırırken hareketleride sertleşti. Boğazından tutup sırtını göğsüne yasladı.

"Yalvarsana." dedi Turgay nefes nefese.

"Siktir puşt." Bulut nefes nefese sinirle söylendiğinde sırıttı.

Uzunca bir süre deliğini acıtacak kadar gelgitlerine devam ederken daha sonra üzerine abanıp son kez sert bir şekilde girdi ve sıcaklığını sevdiğinin içine bıraktı.

Bulut onun boşaldığını anlayıp anında yerinden kıpırdandı ve içindeki aleti hararetle çıkarıp pozisyonları değiştirdi. Turgay'ı arabaya yaslayıp eline tükürüp deliğine yaydı, ardından ise zevk suyu gelmiş aletini anında deliğe soktu. Gelgitlerine başladığında Turgay yanağını arabanın soğuk zeminine yaslayıp inledi.

Bulut kalçasını sıkarak içinde sertçe gelgit yaparken sonuna gelmiş haliyle büyükçe inleyerek boşaldı.

İkiside nefes nefese kalmıştı.

Bulut boşaldığı halde bir süre daha içine girip çıktı ama ardından yorgun bir şekilde geriye çekildi. Turgay yaslandığı yerden kalktı. İkiside deliklerinden gelen beyaz sıvıyla baksır ve pantolonlarını çektiler.

"Eve gidip baksırları değişelim." dedi Bulut fermuarını çekerken.

"Olur aşkım."

Hararetleri son bulurken birkaç saniye öpüşüp yeniden arabaya bindiler.

Biraz daha geç kalsalar problem olmazdı. Çünkü pis dolaşmak ikisininde nefret ettiği bir şeydi.

***

Uzun süre sonra smut yazdım paslanmışım

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin