41- MAYIN TARLASI

22.6K 2.2K 777
                                    

"Uyanın artık!"

Turgay'ın sesi uykusunun en derinlerine işkence gibi sızarken yüzünü buruşturdu. Uyanmak istemiyordu, olduğu yerde biraz dönüp yanındaki sıcak bedene biraz daha sarıldı.

Kapıya iki kere vuruldu, "Hadi uyanın!"

İşkence artık dayanılmayacak seviyeye geldiğinde gözlerini açtı. Geri kapanmaya meyilli gözleri yanındaki bedenin hareket etmesiyle direndi, Kerem'in sadece boynunu görüyorken biraz geri çekilip yüzüne baktı.

Kerem baş ve orta parmağı ile göz pınarı ovup yüzünü buruştururken uykusu tamamen dağılmıştı. Bir eli onun çıplak karnındaydı, tişörtü sıyrılmış göğüs hizasında yamuk bir vaziyette duruyordu. Gece uyurken yine karın kaslarına bir dolu öpücük kondurduğunu ve yine tişörtünü kapatmasına izin vermediğini hatırladı.

Kapı bir kez daha vurulduğunda Kerem elini gözünden çekip kendisine baktı, koluna kafasını koyduğu için çocuk hareket bile edemiyordu ve muhtemelen eli bile uyuşmuştu.

"Hadi!" dedi Turgay yeniden, belki daha diğerleri bile uyanmamıştı ama ikisinin kapısının önünde durmuş kapıya vuruyordu.

"Kerem şuna bir şey söyle." dedi Asef uykulu ve boğuk sesiyle. Ardından yaklaşıp yüzünü boynuna gömdü yine.

"Turgay yavrum, uyandık geliriz birazdan." dedi Kerem derin bir nefes alıp. O konuştuğunda boynundan gelen titreşimi hissetti.

"Tamam..." dedi Turgay, birkaç saniye parkede gelen adım sesleri uzaklaştığını gösteriyordu.

"Uykumuzun içine etti." Asef sızlanarak konuştuğunda Kerem boynuna sıkı bir öpücük kondurdu.

"Saat on iki olmuş, hadi uyan." dediğinde kendisi kalkmaya hazırlanıyordu. Asef dilini onun boynuna sürüp öptü.

"Hiç yataktan çıkmak istemiyorum." diye mırıldandı ardından.

"İşim var ama benim birkaç saate, duş falan alacağım." dediğinde Asef ne işi diye sormak istedi, daha sonra neden soramadığını düşünüp kendine kızdı. Niye soramasın ki?

"Ne işi?"

"Birkaç mekan bakacağım." dedi hiç beklemeden, ardından vücudunu kaldırdı. Kolunu hafifçe çektiğinde Asef'in kafası nazikçe yastık ile buluştu.

"Geleyim mi bende?" aslında işi vardı ama onun ne diyeceğini merak ediyordu.

"İstiyorsan gel ama sıkılırsın." gülümsedi, itiraz etmemesi hoşuna gitti. Kerem esnemek için ağzını araladı.

"Tamam o zaman gelmeyeyim ben." dediğinde tam esnerken dudaklarının kenarı kıvrıldı ve esnemesi yarıda kalıp güldü. Kafasını iki yana salladı, ardından yataktan destek alarak yatağın ucuna kayıp ayaklarını sarkıttı ve soğuk parkeye bastı.

O ayağa kalktığında Asef uzandığı yerden onu izledi. Valizine ilerlerken ense kısmından tutup tişörtünü bir çırpıda çıkarıp tekli koltuğun üzerine attı.

"Eşyalarını dolaba yerleştirsene, emanet gibi valizin içinde duruyor." dediğinde Kerem valizin önüne dizlerini kırıp eğilmiş katlanmış pantolonlardan birini aldı.

"Üşeniyorum." dedi ayağa kalkıp.

"Tamam ben yaparım, Turgay'ın dolabının diğer tarafı boş zaten." dediğinde Kerem sen bilirsin dercesine kafasını salladı ve esneyerek ütülenmiş birkaç gömleğin yanına ilerledi.

Arkası dönükken eşofmanını tutup indirdi, Asef'in kalbi gözlerinin önüne serilen kalça ile hızlı hızlı atmaya başlarken Kerem anında siyah kotunu ayaklarına geçirip yukarı çekti.

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin