176- OKUL BAHÇESİ VE TANRILAR

18K 1.6K 949
                                    

Medya: Kerem'in bu bölümdeki tarzı...

"Geçen gün gittiğim sergide bir tane dangalak elindeki içkiyi çok önemli bir sanatçının tablosuna döktü." dedi Asef sigarasını içerken.

"Aa neden?" yanındaki araba kullanan sevgilisi o kadar samimiyetsiz bir merakla konuştu ki yüzünü buruşturarak ona döndü.

"Ne kadar samimiyetsizsin be." dediğinde Kerem sırıttı, direksiyonu bir araya çevirdi.

"Ağzını yerim." dediğinde Asef ona cevap vermeden önüne döndü, karanlıkta arabanın ışığı ile parlayan caddeye baktığında kaşları çatıldı.

Mezun oldukları üniversitenin yolunda gidiyorlardı ve burada Kerem'in gidebileceği tarzda herhangi bir lüks mekan yoktu. Emin olmak için kafasını biraz daha eğdi, tam o sırada Kerem okulun önüne varmıştı bile.

"Kerem," diye mırıldandı etrafına bakarken. Hiç kimse yoktu. "Niye geldik buraya?"

Kerem direksiyonu sağa kırıp, okulun girişine sürdü arabayı. Bahçenin olduğu kısıma gidiyordu.

"Hayalini gerçekleştirmeye geldik." dediğinde Asef ilk başta anlayamadı, daha sonra aklına gelen şeyle gözleri irileşti.

"Ciddi misin sen?" diye sordu heyecanla sevgilisine dönüp.

"Çok ciddiyim."

"Ama güvenlik vardır, kamera vardır-"

"Her şeyi hallettim ben, uzun süredir ayarlamaya çalışıyordum. Sonunda bugün halledebildim."

Onun kesin konuşması daha da heyecanlandırıyordu, sırıtarak elini arabanın kapısına koydu.

Yıllar önce Kerem'i okulun bahçesinde becerme hayalinin gerçekleşeceğini hiç tahmin etmezdi.

Kerem bahçenin ortasına geldiğinde arabayı durdurdu. Asef yüzündeki gülümseme ile kapıyı açıp dışarı çıktığında serin hava yüzüne vurmuştu ama sanki yaz serinliği vardı. Çok huzurlu gelmişti.

Ortalık sadece ay ışığı ve sokaktan gelen kısık ışıkla aydınlanıyordu. Ortam öyle güzel gelmişti ki tüm vücudu mutluluk ile titredi. Olduğu yerde hafifçe dönüp arabadan inen beyaz gömlek ve pantolon giyinmiş çocuğa gülümseyerek baktı.

"Kerem, paranın olması ilk defa bu kadar işime yaradı." dedi yanına giderken. Kerem daha yanına varmadan kolunu hafifçe açmıştı, hemen kolunun altına girip sevgilisine sıkı sıkı sarıldı.

"Paramı ilk defa götümü siktirmek için kullandım." dediğinde Asef büyük bir kahkaha attı. Esmer gencin boynundan öptü.

Asef dudağını ısırarak sevgilisini elinden tuttu ve arabanın önüne doğru çekti. Kerem kendisini yönlendirmesine izin veriyordu, uyum sağlıyordu.

Gömlekli genci arabanın önüne yasladı. Kerem gözlerinin içine bakarken dudaklarındaki gülümseme daha da büyüdü, dudaklarını araladı. İkisininde nefesi birbirinin yüzüne değiyordu. Asef işaret parmağını yan yatırıp sevgilisinin çenesine koydu, baş parmağı ile yanağını okşadı. Gözleri dudaklarındaydı.

"Kerem," diye mırıldandı, ortam aniden garipleşmişti.

"Hm?" Kerem'de onun dudağına bakıyordu.

"Seni çok fena sikeceğim, çok fena." dediği anda dudaklarına yapıştı. Kerem kendisine anında karşılık verirken elini beline koyup kendisine daha çok çekti.

Dudaklarında yeterince oyalandıktan sonra soluk soluğa ondan ayrıldı ve ıslak dudaklarını boynuna bastırdı. Kerem kafasını arkaya atıp kendisine alan açtı. Diliyle deriyi yalayıp dudaklarının arasına aldı ve daha sonra geri bıraktı.

Kerem'in eli kalçasına gelip okşamaya başladığında teni bir kez daha ısırıp gömleğin düğmelerini açmaya başladı. Eli öyle hızlıydı ki titriyormuş gibi görünüyordu. Alt düğmeye geldiğinde Kerem aynı kemerini çözdü. İkisininde yüzündeki gülümseme silinmişti.

Kerem kemerini çıkarıp pantolonunu ve baksırını tutup aşağı çekerken Asef onun dudaklarına yapıştı, saniyeler süren öpücükten sonra ikisi de kendi üstlerini öpüşme araçlarıyla beraber çıkarmaya başladılar.

Çıkardıkları kıyafetleri arabanın üstüne attıklarında çıplak kalan vücutları hafifçe titredi ama Asef buna aldırmadan Kerem'in omzuna bir öpücük kondurup onu sertçe arkasına çevirdi.

Kerem avuç içlerini arabaya yaslarken belini biraz eğdi, kalçasını öne çıkardı. Asef bu görüntü karşısında dayanamayıp bir elini aletine koydu, diğeriyle ise sevgilisinin kalçasına sertçe bir tokat attı.

Kendini çekmeye devam ederken attığı tokatlar ile Kerem inlemeye devam edip kalçasını daha çok ön plana çıkarırken en sonunda dayamayıp hemen önünde hafifçe eğildi.

Kıpkırmızı yaptığı teni süzüp ardından kalçasını ayırdı. Küçük deliği görünene kadar iyice ayırdıktan sonra ağzında biriktirdiği tükürüğü tam deliğine gelecek şekilde sertçe bıraktı. Tükürük aşağı doğru kayarken kalçasına yaklaşıp diliyle tükürüğü yakaladı ve yeniden deliğinin olduğu kısıma yaydı.

"Hassiktir..." dedi Kerem deliğinde hissettiği dilin verdiği delici hisle.

Asef kalçasını yoğurarak boydan boya yalamaya devam ederken dilini deliğine soktu. Kalçasını iyice ayırıp kafasını oynatarak diliyle gelgit yapmaya başladı.

Yalayıp, diliyle daireler çizerek özlediği deliği yaladı dakikalarca. En sonunda kalçasını serbest bıraktığında sıktığı ve tokatladığı tende parmaklarının izinin çıktığını fark etti.

Eline tükürüp aletine yaydı, o sırada sevgilisinin omzunu öpmeye başladı. Kerem kafasını çevirip yüzüne öpücükler kondurmaya başladı. Son bir ölçüm daha kondurup kafasını çekti ve aletini onun girişine dayadı.

"Acırsa söyle sevgilim." diye mırıldandı.

"Ağlatarak sik sevgilim."

Kerem'in boğuk sesini duyduğu anda kendini kaybetti. Bir anda sevgilisinin içine girip kökledi. Kerem'in ağzından boğuk, acı dolu bir inleme çıktığında istemsizce durdu. Tam endişelenecekti ki Kerem kalçasını kendine ittiğinde kendine geldi.

"Daha fazla gir içime." dedi Kerem.

Asef dişlerini sıktı ve Kerem'in boğazından tutup kendini daha çok içine bastırdı. Boynunu sıkı sıkı tutup gövdesini göğüsüne yasladı ve içinde hızla gitgel yapmaya başladı, Kerem sesli sesli inledi.

Hem küfür mırıldanıp hem de zevkle inliyordu.

Deliğini yırtacak kadar sert bir şekilde girip çıkarken dakikalar sonra bu pozisyonun yetmediğini anlayıp içinden çıktı ve onu kendine çevirip bir anda arabaya yatırdı. Gözlerinin içine bakarken içine girdi. Tüm aletini içine köklemişken hafifçe sevgilisine eğildi. İçi tamamen dolu olan Kerem hayranlık dolu, sulanmış gözleri ile kendisine baktı.

"Tanrım." öyle değişik bir tonda söylemişti ki Asef'in içi titredi. Eğilip dudaklarından öptü, aynı hayranlıkla ona baktı.

"Tanrının tanrısı." diye mırıldandı ağzının içine boğukca. Kerem ağlar gibi inledi, dilleri birbirine değerken öylece durdular.

Asef az önceki hızının aksine daha yavaş ama keskin bir şekilde içine girip çıkmaya başladı. Saçlarını çekiştirip, ağzının içine sıcak nefesini bırakıyordu.

"Döllerini içimde istiyorum Asef."

Asef her sert girdiğinde çıkan tok ses ile daha da tahrik olurken dakikalar sonra boğuk bir inleme ile kendini son kez itti ve sevgilisinin içine boşaldı.

Aleti içinde titrerken kirpikleri titredi, altındaki bedene yaslandı. Aleti hâlâ içindeydi ve çıkarmak istemiyordu.

Kerem'in kendisini çekmeye başladığını hissetti, hiçbir şey yapmadan öylece durdu ve tükürüklerini her yerine yayıp onu öpmeye başladı. Dakikalar sonra Kerem'de kendi eline geldiğinde ikisi de rahatlamıştı.

Asef hâlâ sevgilisinin içindeyken, Kerem yorgun bir şekilde kafasını geriye yasladı ve kendisini üzerine çekip sıkı sıkı sarıldı.

Mükemmel hissediyordu.

Güzel hissediyorlardı.

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin