62- KENDİNİ KAYBETMEK

23.7K 2.1K 1.2K
                                    

Bölüm şarkısı: Saygı mı?- Taladro

Asef çizdiği resmi en canlı renkler ile boyarken acayip keyifli hissediyordu. Uzun süredir sadece küçük tuvallere resim çizdiği için bu beyaz, geniş duvar daha özgür çalışmasına sebep oluyordu.

Kırmızıyı boyayı beyaz duvara aşağıdan yukarıya zarifçe sürdüğünde arkasında hissettiği beden ile irkildi. Belini kavrayan ellerden sonra boynunda hissettiği yumuşak dudaklar ile kafasını o tarafa bastırarak güldü.

"Bebeğim, biraz ara ver. Saatlerdir aç karnına çalışıyorsun, dışarıdan bir şeyler söyledim beraber yiyelim." Asef ancak Kerem söylediğinde acıktığını fark etti. Kafasını çevirip duvardaki tamamlanmamış resime bakan sevgilisinin yanağından sıkıca öptü.

"Acıkmıştım zaten." dedi elindeki fırçayı indirip. Kerem yanağından öptü ve geri çekildi.

"Gel o zaman yavrum." deyip masaların olduğu kısıma ilerlerdi.

Asef fırçayı dikkatlice kenara bıraktı ve ardından üzerindeki kendine özel diktirdiği önlüğün ipini arkasından çözdü ve ardından boynundan çıkarıp sandalyenin üzerine koydu.

Arkasını döndüğünde Kerem'in sandalyeye oturmuş telefonu ile uğraştığını gördü.

"Elimi yıkayıp geliyorum."

"Tamam yavrum."

Asef lavaboya ilerledi ve kapıyı açıp içeri girdi. Sonunda etraf temizlendiği için daha rahat davranıyordu, o tozların arasında nefes almak bile zor gelmeye başlamıştı. Lavaboya yaklaşıp musluğu açtı ve eline biraz sabun döktükten sonra yumuşakca yıkamaya başladı. Kafasını kaldırıp aynadan kendine baktı, yüzü birkaç hafta öncesine göre daha iyi görünüyordu.

Saçlarının uzunluğu tam istediği kıvama gelmişti, o kadar geç uzuyordu ki bir daha kesmemeye yemin etti. Elini yıkadıktan sonra kağıt havlu ile duruladı ve nemli kağıdı çöpe fırlatıp saçlarını düzeltti.

Son bir kez daha kendisine bakıp lavabodan çıkıp mekana girdi, o sırada kapıdan çıkan genci gördüğünde kaşları çatıldı, yemek ne çabuk gelmişti böyle.

Masaya baktığında yemeklere dair hiçbir şey yoktu, kapının önünde duran Kerem ise cebine bir şeyi sıkıştırdığında kendisine kaçamak bir bakış attı.

"Kim geldi? Yemek getirdi sandım." dedi içeri yürürken, Kerem gözlerini çevirip dümdüz bir ifadeyle masaya ilerledi.

"Yok yemekler daha gelmedi." dedi masanın üzerine koyduğu sigarayı alırken. Değişik davranıyordu ve bu Asef'in kaşlarını çatmasına sebep oldu.

"Ne getirdi o zaman? Cebine bir şey koydun." dediğinde Kerem cevap vermedi, derin bir nefes aldı.

"Bir şey istetmiştim, o geldi. Önemli bir şey değil." dedi dudaklarını filtreye dayarken.

"Neymiş?" normalde bu kadar sorgulamazdı ama Kerem bir şeyler gizliyor gibiydi.

"Asef ne sorguladın ya." diye mırıldandı, çatık kaşları ile sigara içen adamın yanına ilerledi.

"Kerem, bir şey saklıyorsun." dediğinde Kerem cevap vermedi.

Dişlerini sıkarak yanına ilerledi ve az önce bir şeyler sıkıştırdığı cebine elini attı. Kerem hiç itiraz etmedi, cebindeki tek bir şey vardı; Telefon. Telefonu çıkardığında bakışları masanın üzerine kaydı, telefonu masanın üzerindeydi.

Elindeki telefona baktığında ise jelatininin üzerinde durduğunu fark etti, daha sonra ise bunun Kerem'in eski telefonu olduğunu fark etti. Parçaladığı telefonu.

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin